Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1046 E. 2021/907 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1046
KARAR NO : 2021/907
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2016 (Asıl Dava), 14/03/2017 (Birleşen Dava),
01/02/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/908 Esas, 2018/36 Karar
DAVA : Menfi Tespit – Alacak
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, birleşen dava yönünden davanın reddine dair verilen karara karşı taraf vekillerince yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Asıl dava dosyasında davacı vekili, davacı tarafın Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından …… kayıt numaralı ihaleyi kazanarak Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi sonuç karşılığı mikrobiyoloji ve genetik labaratuvarı hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme süresince; Dış Laboratuvar Test Hizmetini sabit birim fiyatı üzerinden davalı şirketten sorunsuz olarak aldığını, Sağlık Bakanlığı Erzurum Kamu Hastaneler Birliği tarafından ……. nolu Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sonuç Karşılığı Mikrobiyoloji ve Genetik Laboratuvarı Hizmet Alım İhalesine katılmak isteyen müvekkili şirketin dış laboratuvar testleri kapsamında davalı şirket ile ihale dokümanları gönderilerek görüşme yapıldığı, bu görüşmeler neticesinde ihalenin müvekkili şirkete kalması halinde sözleşme süresince davalı şirketin her test için birim fiyat istediği, 17/01/2014 tarihinde şirket çalışanı ………. ait mail adresinden davacı şirketin mail adresine sözleşme süresince uygulanacak birim fiyat teklifinin excel formatında gönderildiği, davalı şirketin teklif ettiği birim fiyatın müvekkili şirket tarafından kabul edildiği ve yetki belgesi taahhütname talep edildiği, davalı şirketin 23/01/2014 tarihinde sözleşme süresince hastanece talep edilen dış testleri yapacağı konusunda taahhüt verdiğini, davacı şirket gerekli belgeleri sağlayarak 2013/…………. nolu ihaleye katıldığını, ihale neticesinde 01/03/2014-31/12/2016 tarihleri arası hizmet alımı için sözleşme imzalandığını, sözleşme ve taahhütname doğrultusunda davalı şirketten dış laboratuvar testlerinin alındığını, 21/05/2016 tarihine kadar taraflar arasındaki ticari ilişkinin sorunsuz olarak devam ettiğini, 21/05/2016 tarihinden sonra gönderilen fatura miktarlarında artış olduğunu, fatura miktarlarının fazla olması neticesinde inceleme yapıldığı, 14/01/2016 – 07/05/2016 tarihleri arasındaki fatura miktarları teklif edilen birim fiyatlarına göre yapılmış iken 07/06/2016, 14/06/2016, 30/06/2016, 14/07/2016, 21/07/216, 31/07/2016, 07/08/216, 21/08/2016 tarihli faturaların ise test birim fiyatı üzerinde faturalandığını, müvekkili şirketin hesaplamaları neticesinde faturalarda toplamda 111.118,59.-TL sözleşmeye aykırı faturalandırıldığının tespit edildiğini, Erzurum …….. Noterliğinin 06/09/2016 tarih ……. yevmiye nolu ihtar ile faturalara itiraz edildiğini, 21/08/2016, 31/08/2016 tarihli faturalarında iade edildiğini, davalı şirketin Ankara ……. Noterliğinin 27/09/2016 tarih …… yevmiye nolu ihtarı ile sabit fiyat garantisi verilmediği, döviz ve enflasyon değerlerinde artış olması nedeniyle fiyatların güncellendiğini, güncellenen fiyatlar üzerinde faturalandırma yapılacağının belirtildiğini, 07/09/2016 tarihli faturanın 999,58.-TL olması gerekçesiyle iade edildiği, davalı şirketin Ankara …….. Noterliği 27/09/2016 tarih …….. yevmiye nolu ihtarı ile faturaların ödenmediği takdirde gönderilen numunelerin hizmetinin verilmeyeceğinin ihtar edildiği, 30/09/2016 tarihinde sözleşmeye aykırı fiyat içeren 21/05/2016, 31/05/2016, 07/06/2016, 14/06/2016, 30/06/2016, 14/07/2016, 21/07/216, 31/07/2016, 07/08/216, 21/08/2016 tarihli faturalar ile ilgili olarak olması gereken ihtarın 130.810,10.-TL için çek keşide edip gönderdiği ve 126.204,84.-TL için ise iade faturası düzenleyip gönderdiğini, davalı şirketin ise Ankara ……… Noterliğinin 06/10/2016 tarih …… yevmiye nolu ihtarı ile 13/10/2016 tarih, ……. yevmiye nolu ihtarı ile iade faturalarını kabul etmediğinin ihtar ettiğini, 0709/2016, 21/09/2016, 30/09/2016 tarihli faturalar için ise olması gereken 2.841,24.-TL için çek keşide ederek gönderildiği ve 3.064,99.-TL için ise iade faturası düzenlendiğini, hasta test sonuçlarının gönderilmediği ve otomasyon sistemine girişin engellendiği, davalının 23/01/2014 tarihli taahhütnameye aykırı davrandığını, taraflar arasında ana esasları belli olan bir eser sözleşmesi olduğu ve iki buçuk yıl uygulandığı birim fiyat üzerinden üç yıllık sözleşme boyunca birim fiyat üzerinden uygulamayıp yapması gerektiğini 17/01/2014 tarihinde birim fiyat teklifinin davalı tarafından gönderildiği ve müvekkil şirketçe de kabul edildiğini, davalı şirketin sözleşme süresinin 3 yıl olduğunu bildiğini, ihale makamına karşı taahhütte bulunduğunu, mail ve taahhüttün sözleşmenin kurulduğunu gösterdiğini, ayrıca davalının 23/01/2014-21/05/2016 tarihine kadar teklif ettiği birim fiyata sadık kaldığını, faturalardan dolayı 129.299,80.-TL fazla faturalandırma olduğunu, tek taraflı fiyat artımının kabul edilemeyeceğini, böyle bir iddianın ancak uyarlama davası ile ileri sürülebileceğini, söz konusu davalı şirkete 129.249,80.-TL borçlu olmadığının tespiti ile 15.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2016/920 Esas sayılı davada davacı olan davalı-karşı davacı vekili, müvekkili ile davalı şirketin Erzurum Kamu Hastaneler Birliği tarafından 23/01/2014 tarih ve 2013/……….. ihale kayıt numarası ile ” Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sonuç Karşılığı Mikrobiyoloji ve Genetik Laboratuvarı Hizmet Kapsamı Alım İhalesi” ne katılırken müvekkilinin şirketle görüşmeler gerçekleştirdiğini, bu ihale kapsamında kendisinin sunamayacağı hizmetleri müvekkilinden dış laboratuvar olarak satın almak istediğini, davalı ile müvekkil şirket arasında 2014 yılının öncesi ticari ilişkilerine dayanarak davalı şirkete laboratuvar hizmeti vereceğine ilişkin yetki belgesi verdiğini, akabinde ilgili ihalenin davalı uhdesinde kaldığını, ve davalı, idare ile Kamu İhale Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin de davalıya bu ihale sözleşmesinde, davalının sunmadığı tetkik hizmetleri bakımından dış laboratuvar hizmeti vermeye başladığını, 2013 yılı öncedesinde, 2011 yılından bu yana sunduğu hizmet sunduğu hizmet bedelini baz alarak faturulandırdığını fatura alacaklarını da tahsil ettiğini, ancak 2016 yılının Nisan ayında müvekkilinin 2011 yılından bu yana devam eden fiyatlandırmanın sunulan hizmetin maliyetini karşılamadığını, 06/09/2016 tarihinde davalı tarafından Erzurum ………. Noterliği tarafından ….. yevmiye numarası ile müvekkiline ihtarname gönderildiğini, 01/05/2016 tarihinden itibaren güncel fiyatlandırma üzerinden hizmet sunmaya devam edebileceklerini, aksi takdirde hizmet sunmalarının mümkün olmadığını, 06/09/2016 tarihine kadar kesilen ve kendisine gönderilen 9 adet ve toplam 226.253,77 TL bedelli faturalara davalı tarafın itiraz etmediğini, güncel fiyatlandırmayı kabul ettiği anlamına geldiğini, bu nedenlerle müvekkilinin davalıdan toplamda 129.299,80 TL alacağının, davanın temerrüt tarihinden itibaren, işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Asıl davada, davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/920 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını ve birleştirme talep ettiğini, bu dava dilekçesinin içeriğini tekrar ettiklerini, davacı şirketin katılacağı ihale ile ilgili olarak bir takım testleri gerçekleştirmek için müvekkil ile çalışma isteğinin ve yetki belgesi verilmesinin doğru olduğu, ancak sözleşme süresi boyunca hizmeti aynı fiyat ile sunacağı noktasında sözleşme kurulduğunun hatalı olduğu, yetki belgesinde aynı fiyat üzerinden hizmet sunulacağına dair yetki belgesi bulunmadığı, 2011 yılından 2016 yılı mayıs ayına kadar aynı birim fiyat üzerinden hizmet verildiği, mevcut fiyatlandırmanın müvekkili açısından katlanamayacak hal alması üzerine bu durumun davacı şirkete bildirildiği ve yeni birim fiyatları üzerinden fiyatladırma yapılacağının ihtar edildiği, davacının bu durumu kabul etmediği, ancak yeni fiyatlandırma üzerinden hizmet verileceğinin kendileri tarafından bildirildiğini, davacı şirketin faturalara itiraz etmediğinin defterlere işlendiği, davacının da basiretli tacir olduğunu ve 2016 yılı nisan ayı sonunda yeni fiyatlandırmanın yapılacağının kendisine bildirildiğini, davacının kamu ihale sözleşmesi kapsamında sunduğu hizmetin farkında olması gerektiğini, faturalara itiraz etmemesi ve yeni numune göndermesinin yeni fiyatı kabul ettiği anlamına geldiğini, bunların farkında olmamasının basiretli tacir davranma yükümlülüğüne aykırı olduğunu, davacı tarafından gönderilen numunelerin tespitinin yapıldığı ve gönderildiği, hizmete ilişkin fatura kesildiği, davacının işin yapımına yönelik itirazlarının olmadığını, yine davacının herhangi bir ticari kaybının olmadığı için manevi tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen 2016/920 Esas sayılı davada, davalı ………….. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde, davalı müvekkili şirket tarafından aynı uyuşmazlık nedeniyle, Mahkememizin 2016/908 Esas sayılı dava dosyası ile menfi tespit davası açtıklarını, bu dava ile taraflar, dava konusunun aynı olması nedeni ile davaların birleştirilmesini talep ettiği, ayrıca birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, “Tekmil dosya kapsamı, taraflar arasındaki ihale sözleşmesi, tarafların birbirlerine göndermiş olduğu mailler 23/01/2014 tarihli taahhüt içeren yetki belgesi, 28/02/2014 tarihli hizmet alım sözleşmesi, noter tarafından düzenlenen cevabi ihtarnameler, keşide edilen çekler sunulan faturalar birleşen dava dosyasındaki davacı vekilinin talebi, tarafların sundukları yazılı deliller, alınan rapor, dosya bir bütün olarak incelendiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun Sağlık Bakanlığı Erzurum Kamu Hastaneler Birliği tarafından ……… nolu Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sonuç Karşılığı Mikrobiyoloji ve Genetik Laboratuvarı Hizmet Alım İhalesi kapsamında taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklı sözleşmenin temeline dayalı uyuşmazlıkta tarafların anlaşamadığı hususun birim fiyat üzerinde olduğu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre …. Ltd. Şti’nin asli ediminin kendisine gönderilen numunelerin teslimini yapmak olduğu, diğer şirket olan ….Ltd. Şti’nin asli ediminin yapılan testler karşılığında belirlenen fiyatın ödenmesi olduğu anlaşılmıştır. … Ltd. Şti tarafından …… nolu ihale kapsamında Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi sonuç karşılığı Mikrobiyolojik ve Genetik Laboratuvarları hizmet alım ihalesine katılmadan önce ihaleyi alma şartına bağlı olarak asıl dosya davalısı şirket ile ihale şartları doğrultusunda teklifini sunduğu, davalı tarafın aynı şekilde fiyat teklif listesi sunarak davacıya gönderildiği, ……. Ltd. Şti’nin sunmuş olduğu teklifi kabul etmesiyle taraflar arasındaki sözleşmenin kurulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 6. Maddesinde birim fiyat üzerinden sözleşmenin akdedildiği, işe başlama tarihinin 01/03/2014, işin bitim tarihinin 31/12/2016 tarihi olarak taraflarca belirlendiği, yine aynı hususların taraflar arasında yapılan şartnamede yer aldığı anlaşılmıştır. 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşme Kanununun ilgili hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, sözleşme kapsamında, sözleşmelerin uygulanması noktasında tarafların eşit hak ve hükümlülüklere sahip olduğu ve ihale dokümanı sözleşme hükümlerinin bu prensiplere aykırı hareket edemeyeceği, sözleşmenin imzalanması akabinde sözleşme bedelleri üzerinde tarafların tek başına değişiklik yapamayacağı, söz konusu ihale prosedürünü bilen ve basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünde olan davalı … Ltd. Şti’nin sahip birim fiyatlı sözleşmeye göre teklif verdiğini bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmayacağı, sözleşme kurulduktan sonra tek taraflı olarak üzerinde değişiklik yapamayacağı, tek taraflı olarak sözleşme fiyatının arttırılmasının sözleşmeye aykırılık tekil edeceği, yine ….Ltd. Şti’nin fiyatlandırmak için fiyat teklifini ……… kabul etmediği, tarafların sunmuş olduğu deliller, ihale, ilgili mevzuatlar çerçevesinde taraflar arasındaki sözleşmenin birim fiyat üzerinden kurulduğu, davalının sözleşme bedeline tek taraflı olarak değiştiremeyeceği ve fiyat farkı istemeyeceği yapılan ödemeler, çekler ve faturalar incelendiğinde davacı ……..Ltd. Şti’nin davalı tarafa 129.299,80.-TL borçlu olmadığının tespitine; yine birleşen dosya kapsamında Davacı ……….Ltd. Şti’nin 129.299,80.-TL’lik alacak talebinin şartları oluşmadığından reddine, asıl dosya davacısının manevi tazminat talebinin TBK’nun 58’nci madde; ” Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” hükmü uyarınca dosya kapsamında davacı tarafın kişilik haklarının zedelenmesi yönünde herhangi bir mevcut delil bulunmadığı, davacı tarafın manevi bir zarara uğradığını ispat edemediği, şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle “ASIL DAVA YÖNÜNDEN DAVACININ DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE; Davacının menfi tespit davasının KABULÜ İLE; 129.299,80.-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine; Davacının 15.000,00.-TL manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE;BİRLEŞEN 2016/920 Esas, 2017/154 KARAR SAYILI DAVA YÖNÜNDEN; Davacının alacak davasının REDDİNE;” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Asıl davada, davacı-karşı davalı ……… Ltd. Şti. vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında faturalandırma konusunda uyuşmazlık çıkması üzerine 21.09.2016 tarihinde …….. Laboratuvarlarına gönderilen testler çalışılmadığını, … … A.Ş. tarafından test çalışmasının yapılmayacağı ve testlerin tarafımızca yazılı olarak iadesinin istenmesi belirtilmiş olduğunu, yine 26.09.2016 tarihinde ise …… resmi internet sitesinde bulunan Erzurum BEAH Mikrobiyoloji Laboratuvarı adına kullanılan dış laboratuvar otomasyon sistemine giriş bloke edildiğini, bu nedenle doktorlar 21.09.2016 tarihinde gönderilen hasta numune bilgileri ile 01.05.2011 tarihinden itibaren geçmişe ait hasta sonuçlarına ulaşamadıklarını, konu müvekkili şirket tarafından Bölge Eğitim Hastanesi Başhekimliği’ne ve Kamu Hastaneler Birliğine iletilerek çözüm bulunması ve dış laboratuvar testleri konusunda başka firma ile çalışmalarına izin verilmesinin talep edildiğini, Kamu Hastaneler Birliğinin yaptığı harici görüşmeler sonucu otomasyon sistem açılmış ve testler yapılmış olduğunu, Kamu Hastaneler Birliği hizmetin aksaması için başka firma ile çalışmalarına izin verildiğini, ekli ibraz edilen fatura ve fiyat listesinden anlaşılacağı üzere testler … … A.Ş.nin 2013 birim fiyatlarından daha ucuza başka bir firmaya yaptırıldığını, …. … A.Ş.’nin hukuki uyuşmazlığı test çalışmalarına engel olacak şekilde kötüniyetli olarak kullanılması, hizmetin aksamasına neden olması, hastane nezdinde firmanın problemli bir borçlu vb bir firma olarak görünmesini sağlaması, ticari itibarını zedelemesi nedeniyle TBK’nın 58 .maddesi uyarınca manevi tazminat talep edildiğini, şartları oluşmasına rağmen yerel mahkemenin manevi tazminat talebimizi reddetmesini usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesi talebi ile istinafa başvurmuştur.
Birleşen 2016/920 Esas sayılı davada davacı, davalı-karşı davacı ……. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dosyaya sunulan bilirkişi raporunun mahkemece gerekçeli karar haline getirmiş olduğunu, istinaf incelemesinin mahkeme kararı üzerinden değiş bilirkişi raporu üzerinden istinaf incelemesi yapılması talep ettiklerini, tahkikat aşamasına geçildiğinde; mahkemece 25.05.2017 tarihli ara kararında dosyanın “Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığı’na talimat ekinde gönderilerek, sözleşmeler hukukunda uzman bir akademisyen bilirkişiye tevdii ile iddia ve savunmaları karşılayacak şekilde rapor aldırılmasının istenmesine..” şeklinde karar verildiğini, bu ara karar üzerine yazılan talimat akabinde Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/……. Tal. sayılı dosyasında verdiği 19.07.2017 tarihli kararla, talimatın içeriğinin anlaşılamadığından mütevellit, talimatın iadesine karar vermiş olduğunu, akabinde, mahkemece, 19.10.2017 tarihli ara kararı ile, bir önceki ara kararına hiç değinmeden, bu ara karardan neden vazgeçtiğini hiç gerekçelendirmeden, “..dosyanın hesap bilirkişine tevdiine ve iddia ve savunmaları karşılayacak şekilde yüzdelik kusurların tespiti yönünden rapor tanzim edilmesine…” karar vermiş olduğunu, Mahkemece gerekçeli karar haline getirilen bilirkişi raporunda hiç bir hesaplama olmadığını, bunun yerine, sözleşmeler hukukundan icaba, icaba davetten icabı kabule, kamu ihale hukukundan akla gelebilecek her türlü hukuki olguya dair değerlendirmeler olduğunu, mahkeme kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddedeki kriterlere uymadığını, görevlendirilen bilirkişinin hesap bilirkişisi olduğunu, hazırladığı rapor haksız ve yanlış değerlendirmeler içerdiğini, rapora itirazlarının hiç bir şekilde dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda ve haliyle gerekçeli kararda, davaya konu 2014 yılındaki ilişkinin başlangıcında, müvekkili şirketten davacı-karşı davalı şirkete, ekinde fiyat listesi bulunan bir e-mail gönderildiğinin belirtildiğini, bilirkişiye ve haliyle Yerel Mahkemeye göre, müvekkili şirketin bu e-maille, kamu ihale sözleşmesi süresince, bu fiyat listesinde geçen fiyatlarla hizmet sunmayı kabul etmiş olduğunu, gerek rapora itiraz dilekçesinde gerekse de dosyaya sunulu hemen hemen tüm dilekçelerinde, 2014 yılında gerçekleşen ihale için geçerli olmak üzere davacı-birleşen dava davalısı şirkete hiç bir fiyat listesi gönderilmediği, davacı-davacı-birleşen dava davalısı şirketin bu iddiasını kabul etmediklerini açıkça beyan edildiğini, hatta, davacı-birleşen dava davalısının dilekçeleri ekinde olduğu belirtilen bu e-mailin taraflarınca tebliğ edilmediği söylenerek iddia edilen bu belgenin taraflarına gönderilmesi de talep edilmiş olduğunu, taraflarına iddia edilen bu e-mail ve eki tebliğ de edilmemiştir ki bu dahi başlı başına bozma nedeni olduğunu, davacı-birleşen dava davalısı şirketin, altında müvekkili şirketin hiç bir imzasının olmadığı bir fiyat listesini, müvekkili şirketin e-mail olarak 2014 yılında kendisine gönderdiğini beyan etmesi bu kabul için yeterli olmadığını, davacı-birleşen dava davalısı şirketle müvekkili şirketin ilişkisi bir başka ihale kapsamında 2011 yılında başlamıştır ve müvekkili şirket 2011 yılından 2016 yılının ortalarına kadar aynı birim fiyatlar üzerinden hizmet sunulduğunu, Mahkeme taraf defterlerini incelese bu durumu açıkça göreceğini, müvekkili şirket 2011 yılından 2016 yılına kadar aynı birim fiyatlar üzerinden hizmet sunuyorsa 2014 yılında, zaten uygulayageldiği, fiyatları davacı-birleşen dava davalıya tekrar göndermesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili şirket, davacı-birleşen dava davalısı şirkete 2011 yılından itibaren hizmet sunmakta olduğunu, 2014 yılında, davacı-birleşen dava davalısının bir başka ihaleye girecek olması nedeniyle de, müvekkili şirket o ana kadar olan iyi ilişki çerçevesinde, davacı-birleşen dava davalısı şirkete bir yetki belgesi verdiğini, taraflar arasında bir fiyat anlaşması vb. bir sözleşme olmadığını, müvekkili şirket tüm iyi niyetiyle, 2011 yılında verdiği birim fiyatlar üzerinden hizmet sunmaya devam etmiştir ve fakat artık dayanılmaz noktaya gelince de birim fiyatı artırmış olduğunu, müvekkil şirket, 2011 yılında bir birim fiyat teklifi sumuş, bu teklif taraflarca, 2011 ila 2014 arasınca sürecek iş için geçerli kabul edilmiş olduğunu, ne var ki 2014 yılında bir başka iş daha başlamıştır ve müvekkili hiç bir taahhütü ve yükümlülüğü olmamasına rağmen 2016 yılı ortalarına kadar bu fiyatları uygulamaya devam etmiş olduğunu, ancak ne zaman müvekkili şirket birim fiyatını normale, kendisinin en azından zarar etmeyeceği ve fakat davacı-birleşen dava davalısı şirketin, ihale makamından aldığı ödemeler düşünüldüğünde hala kar elde edeceği bir seviyeye, çıkarmak istemiş, davacı-birleşen dava davalısı şirket önce bu artırıma ses çıkarmamış, işin bitmesini beklemiş, iş bitince de bu artışı geri çevirmeye çabalamış olduğunu, müvekkili şirket 2014 yılında davacı-birleşen dava davalısı şirkete 2014 ila 2017 yılları arasında sürecek iş için geçerli olacak bir birim fiyat teklifi sunmamış olduğunu, böyle bir taahhüt içine girmediğini, bunun aksi, sadece, davacı-birleşen dava davalısı sadece tek bir beyanı ile ispatlanamayacağını, Mahkemenin açıkladığımız bu kabulü dosyaya ve hukuka aykırı olduğunu, somut durumda, ortada sözleşme de yoktur, davacı-birleşen dava davalısı fiyat artırımı bildirimine karşı cevap vermediğini, faturalara itiraz etmediğini, numune göndermeye devam etmekte olduğunu, iş bitince “Borçlu değilim, fiyat artırımı yapılamaz.” iddiasını sunmakta olduğunu, Mahkeme ve bilirkişi de, bu iddiayı kabul edebilmek için, gerçek dışı, somut duruma ve dosyaya aykırı gerekçelendirmeler kullanarak, davacı-birleşen dava davalısı şirketin afaki ve soyut/kanıtlanmamış beyanlarını gerekçe addederek, davacı-birleşen dava davalısının iddialarını kabul ettiğini, arz ve izah edilen tüm nedenlerle, Yerel Mahkemenin haksız kararının bozularak ortadan kaldırılmasını ve/veya yeniden yargılama yapılarak davacı-birleşen dava davacısının davasının tümüyle reddine ve birleşen davanın da tümüyle kabulüne karar verilmesini gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Asıl dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit ve manevi tazminat davası, birleşen dava ise hizmet alım sözleşmesine istinaden düzenlenen faturaların bakiye bedelinin tahsili istemine yönelik alacak davasıdır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Asıl davada davacı vekili, davacının Erzurum Bölge Eğitim Araştırma Hastanesine 2011-2013 yıllarında laboratuvar hizmeti verdiğini, bu süreçte sabit fiyat üzerinden davalıdan dış laboratuvar hizmeti satın aldığını, yine 2014 yılında çıkılan ihaleye de davalıdan yetki belgesi ile fiyat teklifi alarak teklif verdiğini, 2014 yılı ihalesinin de davacı üzerinde kaldığını, davalıdan alınan dış laboratuvar hizmetine yönelik hizmetin 21/05/2016 tarihine kadar sorunsuz devam ettiğini, davalının 21/05/2016 tarihinden itibaren uygulanan test birim fiyatlarında tek taraflı artış yaparak yüksek bedelli faturalar düzenlediğini fatura bedellerinde davalının tek taraflı olarak yaptığı artışlar nedeniyle oluşan fazla bedel kadar davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalının yetki belgesi ile davacıya dış laboratuvar hizmeti vereceğini taahhüt etmesine rağmen verdiği hizmeti durdurması nedeniyle davacının ihale makamı karşısında saygınlığının zedelendiğini ileri sürerek manevi tazminata karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili davalının hiçbir zaman sabit fiyat garantisi vermediğini, davacı tarafından alınan faturalara süresi içinde itiraz edilmediğini, davalının verdiği hizmeti durdurmadığını savunarak asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada bakiye fatura bedellerinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece taraflar arasında birim fiyat üzerinden sözleşme kurulduğu ve davalının tek taraflı olarak fiyat değişikliği yapamayacağından fiyat farkı talep edemeyeceği gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne, kişilik haklarının zedelendiğinin ispat edilmediği gerekçesiyle manevi tazminat isteğinin reddine, fiyat farkı talep edilmeyeceğine göre birleşen alacak davasının da reddine karar verilmiştir.
Davalı – birleşen davacı vekili, davacı- birleşen davalıya 2014 yılı için hiçbir birim fiyat listesi gönderilmediğini, dosya içerisinde bulunan birim fiyat listesinin davalı-karşı taraftan gönderilmediğini, davalı- birleşen davacının 2014 yılı ihalesine ilişkin verdiği bir sabit fiyat taahhüdü bulunmadığını ve davacı-birleşen davalının kendisine tebliğ edilen faturalara süresi içerisinde itiraz etmediğini ileri sürerek istinaf isteğinde bulunmaktadır.
Dosya kapsamında davalı-birleşen davacının itirazına uğramamış Erzurum Kamu Hastaneleri Birliğine hitaben düzenlenmiş “Yetki Belgesi” başlıklı 23/01/2014 tarihli davalı-birleşen davacı şirket kaşe ve imzasını barındıran bir belge bulunmaktadır. Bununla birlikte davalı-birleşen davacı şirketin uhdesinden ……..tarafından gönderilen 17/01/2014 tarihli e-posta içeriğinde; “Ekte Erzurum ihale çalışması yer almaktadır. Bugün kargo ile yetki belgesi ve uzmanların faaliyet belgelerinin yeni tarihlilerini de göndereceğim” yazılıdır. Bu iki husus birlikte değerlendirildiğinde davalı- birleşen davacı vekili bahsedilen e-postadaki ikinci cümleye yönelik bir itiraz ileri sürmez iken birinci cümlenin inkar edilmesi yerinde bulunmamakla birlikte, zaten davalı-birleşen davacı vekili tarafından, davacı-birleşen davalıya 2011 yılından itibaren aynı birim fiyatlar üzerinden hizmet verildiği kabul edildiğinden, taraflar arasında belli bir birim fiyat üzerinden davacı-birleşen davalıya dış laboratuvar hizmeti verildiği ihtilafsız olup, davalı-birleşen davacı vekilinin bahsedilen e-posta ile birim fiyat gönderilmediği yönündeki itirazının sonuca bir etkisi de bulunmamaktadır.
Asıl uyuşmazlık davacı-birleşen davalıya 2014 yılında girdiği Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin laboratuvar hizmetleri hizmet alım ihalesi için Yetki Belgesi düzenleyerek veren ve bu belgede “tarafımızdan gerçekleştirileceği taahhüt edilen” denilmekle dış laboratuvar hizmetleri vereceğini taahhüt eden davalı-birleşen davacının taraflar arasında uygulana gelen birim fiyatlar üzerinde tek taraflı olarak değişiklik yapıp yapamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davacı-birleşen davalı, dava dışı ihale makamına karşı birim fiyat üzerinden teklif vererek belli süreli bir hizmet alım ihalesinde yükümlülük altına girmekte iken davalı-birleşen davacı tarafta bu ihaleye yönelik Yetki Belgesi başlıklı belgeyi düzenleyerek taahhütte bulunmaktadır. Yetki belgesi başlıkla belgede açıkça hangi ihale için taahhütte bulunulduğu yazılıdır. Taraflar arasında bu ihale kapsamında 2014 yılının başından 21/05/2016 tarihine kadar aynı birim fiyat üzerinden hizmet verildikten sonra davalı-birleşen davacının dış laboratuvar hizmetleri için davacı-birleşen davalıya sunduğu hizmet bedelini tek taraflı olarak artırıp artıramayacağı ihtilaf konusu olup, davacı-birleşen davalının imzaladığı hizmet alım sözleşmesi ile ihale makamına karşı belli bir fiyat ve süre ile taahhütte bulunduğu gözetildiğinde bu ihaleye girebilmesi için davacı-birleşen davalı ile birlikte ihale makamına karşı taahhütte bulunan davalı-birleşen davacının verilecek hizmete yönelik bir fiyat taahhüdünün bulunmadığını savunması basiretli bir tacir davranışı olarak kabul edilemez. Zira, ihale makamına karşı belli bir birim fiyatla belli bir süreli hizmet verileceği davalı-karşı davacının bilgisi dahilinde olduğu gibi taraflar arasında dış laboratuvar hizmetlerinin görülmesi konusunda yazılı olmasa da bir sözleşme bulunduğu açıkça ortadadır. Hizmet sözleşmesinin esaslı unsurları “görülecek hizmet” ve bunun karşılığında “ödenmesi gereken bedel” olduğu düşünüldüğünde davalı-karşılık davacının tek taraflı olarak taraflar arasında 2014-21/05/2016 tarihleri arasında uygulanan birim fiyatı değiştirmesi mümkün görülmemiştir. Böyle bir değişikliğin davalı-birleşen davacının Yetki Belgesi başlıklı taahhüdü imzalarken kendi uygulayacağı birim fiyatlara yönelik değişiklik yapabileceğini açıkça davacı-birleşen davalıya bildirdiğini ispat etmesi halinde mümkün olabilecektir.
Davalı-birleşen davacı vekilinin istinaf itirazına konu ettiği diğer husus ise davacı-birleşen davalının 21/05/2016 tarihinden sonra aldığı yüksek birim fiyatlardan düzenlenmiş faturalara itiraz etmediğinden fatura bedelini kabul etmiş sayılması noktasındadır. Davalı-birleşen davacı tarafından yeni birim fiyatlara göre düzenlenen faturaların hangi tarihte davacı-birleşen davalıya teslim edildiğine yönelik dosya kapsamında bir bilgi bulunmamakla birlikte davacı-birleşen davalı tarafça faturalara süresinde itiraz edildiği iddiası da dile getirilmemiş, ancak davacı-birleşen davalının 06/09/2016 tarihli noter ihtarı ile davalı-birleşen davacı tarafından yapılan uygulamayı kabul etmediğini bildirdiği, ödeme noktasında fatura bedellerinin yüksek kesildiğini açıkça belirtilerek olması gereken miktarların ödendiği anlaşılmaktadır.
Davacı-birleşen davalı tarafından söz konusu faturaların benimsenerek bedelinin ödenmediği açıkça bellidir. Yani davacı-birleşen davalı bu faturalara yasal 8 günlük sürede itiraz etmemişse de faturaları benimseyerek bedellerini ödememiştir. Bu bakımdan taraflar arasında yeni birim fiyatlara göre sözleşmenin güncellendiği kabul edilemez. Kaldı ki, davalı-birleşen davacı tarafından düzenlenen faturalarda “muhtelif test ücreti” açıklamasına yer verildiği, birim fiyat bilgisinin fatura ekindeki icmalde yer aldığı görülmektedir. Davalı-birleşen davacı vekili tarafından davacı-birleşen davalıya birim fiyatlarda artış yapılmasına yönelik davalı-birleşen davacı teklifinin davacı-birleşen davalı tarafından kabul edilmediği davalı-birleşen davacı tarafından verilen cevap dilekçesinde açıkça belirtilmektedir. Bu aşamadan sonra davacı-birleşen davalının gönderdiği numunelerin yeni birim fiyat listesindeki ücretlendirmeye tabi olduğunun kabulü mümkün değildir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 23/06/2003 tarihli ve 2001/1 E .2003/1 K sayılı içtihatında da; “Nitekim, kuruldaki tartışmalar sırasında TTK.nun 23/2.maddesi hükmündeki karinenin faturanın olağan içeriği (mutad münderecatı) hakkında geçerli olması gerektiği, mutad içeriğin ifa ile ilgili hususlarla sınırlı olduğu kabul edilerek, faturaya sözleşmeyi değiştiren veya diğer tarafın durumunu ağırlaştıran kayıtlar konulduğu taktirde, olağan (mutad) olmayan bu hususlara faturayı alanın süresinde itiraz etmemesi durumunda bu kayıtlarla sorumlu olmayacağı benimsenmiştir.” açıklamalarına yer verilmiştir. Bu bağlamda davalı-birleşen davacının sözleşmenin birim fiyatlarında değişiklik yaptığı ve davacı-birleşen davalının durumunu ağırlaştırdığı faturalara yönelik davacı-birleşen davalının ödeme yaparak benimsemediği de gözetildiğinde 8 günlük süre içinde itiraz edilmemesinin davalı-birleşen davacının birim fiyatlardaki fiyat artışının davacı-birleşen davalı yönünden bağlayıcı hale geldiğinin kabulü mümkün değildir. Bu itibarla davalı-birleşen davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Davacı-birleşen davalı vekili, davalı tarafından 26/09/2016 tarihinde test sonuçlarına ulaşılmasının engellediği için davacının ihale makamı nezdinde saygınlığının zedelendiğini bu nedenle manevi tazminat talebinin reddine yönelik hükmün hatalı olduğunu ileri sürerek istinafa başvurmakta ise de gerekli hizmetin verilmemesi nedeniyle ihale makamından uyarı alındığına ya da cezai işleme maruz kalındığına dair her hangi bir delil ibraz edememiş olmasına göre ilk derece mahkemesince manevi tazminat isteğinin reddine yönelik verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nce asıl ve birleşen dava yönünden verilen 01.02.2018 tarih ve 2016/908 Esas, 2018/36 Karar sayılı hüküm usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı-birleşen davalı vekili ile davalı-birleşen davacı vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden; başvuru sırasında asıl dava dosyasında davalı taraftan alınması gerekli 8.832,47-TL harçtan peşin alınan 2.208,11-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.624,36-TL harcın davalı ……………… A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
3-Birleşen dava yönünden; başvuru sırasında birleşen dava dosyasında davacı taraftan alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacı ………………. A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
4-Asıl dava yönünden; başvuru sırasında asıl dava dosyasında davacı taraftan alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacı ……………………..Ltd. Şti.’den alınarak hazineye irat kaydına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran taraflar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
8-Gerekçeli kararın tebliği ve harç ikmali/iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 01.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.