Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1083
KARAR NO : 2023/1794
KARAR TARİHİ : 27/09/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2023
NUMARASI : 2022/142 Esas – 2023/107 Karar
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 27/…/2017 tarihinde akdedilen eser sözleşmesi ile Erzurum İli … Mahallesinde bulunan Erzurum… Kurumu yapım işi kapsamında parmaklıklı pencere boya ve döküm petek boya imalatlarının işçiliklerinin yapılması ve sözleşme alanında öngörülmeyen işlerin de yapılması için anlaştıklarını, müvekkilinin söz konusu yapım işi kapsamında uzman ekip sorumlusu olduğunu, ancak davalı şirket tarafından sözleşmenin haksız ve kötü niyetli olarak 24/04/2019 tarihinde feshedildiğini, müvekkilinin kendisinin ve bünyesinde bu yapım işi için çalışan işçilerin sigorta çıkışlarının feshin ardından verildiğini ve işin yapılmasının davalı tarafça devamlı şekilde engellendiğini, müvekkilinin, anılan sözleşme imzalandıktan sonra, beklenmeksizin işe başladığını ve eksiksizce her iş bitirim teslim tutanağında da görüleceği üzere zamanında bitirilmesi gereken tüm işleri fazlası ile tamamlayıp teslim ettiğini, ayrıca fesih yaptığı tarihte üstlendiği yapım işinin yaklaşık % 70’ini tamamladığını, yapılan bu fesih nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, bu nedenlerle şimdilik 10.000 Tl alacağın davalı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine, eser sözleşmesinin feshi gününden hükmün kurulacağı güne kadar kompresörün müvekkilince çalıştırılamadığı her gün için 120,00 TL’nin davalı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine, mahkememiz aksi kanaatte ise terditli olarak tüm bedeli müvekkilince karşılanan, sözleşmenin haksız feshi ile beraber davalı şirkette bırakılmak zorunda kalınan 3 adet kompresörün bedelinin davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesine, … plaka sayılı aracın, müvekkilince karşılanan yıllık tamir ve bakım giderlerinin tazmin edilip, aracın değer kaybının davalı tarafça karşılanmasına, müvekkili lehine 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, müspet zarar kapsamında müvekkilinin mahrum kaldığı kârın belirsiz alacak mahiyetinde değerlendirilip davalı tarafça tanzim edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yetki şartı kararlaştırdıklarını, Ankara Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işleri tamamlamadan işi bıraktığını, davacının tüm iddialarının soyut ve gerçeği yansıtmadığını, talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi 23/02/2023 tarih ve 2022/142 E. – 2023/107 K sayılı kararı ile; “eldeki dava taraflar arasındaki Erzurum ili … mahallesinde bulunan Erzurum… Kurumu yapım işi kapsamında parmaklıklı pencere boya ve döküm petek boya imalatlarının işçiliklerinin yapılmasına dair hizmet(eser) sözleşmesi imzalanmıştır. Taraflar arasındaki hizmet(eser) sözleşmesi nedeniyle davanın mutlak ticari dava ve yukarıda belirtilen üçüncü grup ticari davalardan olmadığı açıktır. Bu davanın nispi ticari dava olması için ise davacı ve davalının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Davalı taraf iş ortaklığı olup davacı taraf ise tacir değildir. Nitekim benzer bir uyuşmazlıkta İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi’nin 2021/1889 Esas 2021/1446 Karar sayılı ilamında da bu durum “Her ne kadar davacı tacir olsa da; davalı … Bakanlığı tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığından asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır. (Yargıtay 20 H.D. 2018/3048 E.-2018/4832 K, 2015/1152 E-2015/4283 K)” şeklinde değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenler ve yüksek mahkeme kararları doğrultusunda davacının davasının görev nedeniyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyada görevli mahkemenin Erzurum Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin ve yasal süre içinde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli Erzurum Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlıkta Ankara mahkemelerinin yetkili olacağının belirtildiğini, Ankara mahkemelerinin kesin yetkili olduğunu beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflardan birinin taşeron diğerinin ise ticari bir şirket olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararının yerinde olmadığını, yerel mahkeme kararının kaldırılarak yerel mahkemenin görevli olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Mahkemece davanın asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle usulden red karar verilmiş, kararı davacı ve davalı vekili istinaf etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 22/2.maddesinde, “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme ilgisine göre Bölge Adliye Mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.”
6100 sayılı HMK’nun 23/2.maddesinde, “Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.” hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olayda, taraflar arasındaki davada, Erzurum Asliye Ticaret ile Ankara … Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/1347-2068 E.-K. Sayılı kararı ile “..sözleşmenin ifa yeri ve davacı alacaklının yerleşim yerinin Erzurum olduğu anlaşıldığından ve davacı tercih hakkını bu yönde kullandığından, uyuşmazlığın Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nce görülüp, sonuçlandırılması…” gerektiğine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda davaya bakma görevinin Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu Yargıtay özel dairesinin kabulündedir. Yargıtay’ın bu kararının mahkemeleri bağlayıcılığı özelliği vardır. O halde uyuşmazlığın Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, HMK’nun 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde davacı ve davalı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.3. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; HMK’nun 353/1-a.3 maddesi uyarınca, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/142 Esas – 2023/107 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı ve davalı taraftan ayrı ayrı alınan 179,90-TL istinaf karar harcının talep halinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında yapılan yargılama giderlerinin yeniden yapılacak yargılamada ele alınmasına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.