Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2023/1082 E. 2023/1745 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1082
KARAR NO : 2023/1745
KARAR TARİHİ : 19/09/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2023
NUMARASI : 2022/230 Esas – 2023/270 Karar
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TALEP : Merci Tayini
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davalılar ile müvekkili arasında satım sözleşmesinden kaynaklanan bir borç ilişkisinin bulunduğunu, bu hususa ilişkin olarak bonolar düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşme gereği yükümlülüğünü yerine getirdiğini, ancak davalıların yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, bunun üzerine alacağın tahsilini sağlamak için davalılar aleyhine Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2021/…. Esas sayılı icra dosyasıyla ilamsız takip açıldığını, borçlulara ödeme emri tebliğ edildiğini, borçlular vekili tarafından borca itiraz edilerek takibin durmasına sebebiyet verildiğini, ticari defterler incelendiğinde borcun varlığının ispatlanacağını, taraflar arasında düzenlenen senede ilişkin tanıkların mevcut olduğunu, davalı ile anlaşma sağlanması için arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, Erzurum Arabuluculuk Bürosu 2022/… dosya numarası olan dosyada 26/01/2022 tarihinde anlaşmama tutanağı düzenlendiğini, davalıların icra takibine yaptığı itirazının iptali ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla takibin devamına, takip konusu alacaktan sorumlu oldukları tutarların %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini, yargılama ve vekalet ücretinin de davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görüldüğü yargı çevresinde halihazırda Asliye Ticaret Mahkemesi bulunduğunu, bu nedenle genel yetkili mahkemede açılmayan davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkilleri tarafından borcun yerine geçmek üzere tapu devri yapıldığını, davacı tarafın kötü niyetli olarak hareket ettiğini, davacı hakkında alacak miktarının %20 oranından az olmayacak miktarda kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMELERİNİN KARARLARININ ÖZETİ:
Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 11.03.2022 tarih, 2022/80 E. – 2022/102 K. sayılı kararı ile; “Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının res’en ve davanın her aşamasında araştırmakla yükümlüdür.
TTK’nun 5/2 maddesinde ” şu kadar ki; bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4 üncü maddesi hükmünce ticari sayılan davalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır.” hükmü, 5/3 maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiş olup Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ifade edilmiş;TTK 3. madde ile de bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari iş olduğu hüküm altına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın ticaret şirketi olduğu, davalı tarafın tacir sıfatının olduğu, taraflar arasındaki davaya konu işin ticari iş niteliğinde olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine, davanın HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine, dosyanın davaya bakmakla görevli Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,” şeklinde karar verilmiş verilen karar 14.04.2022 tarihinde kesinleşmiştir.
Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi 16.03.2023 tarih, 2022/… E. ve 2023/…. K. sayılı kararı ile; “eldeki dava taraflar arasında genel haciz yoluyla icra takibi başlatılmış, takibe 13.06.2016 düzenleme tarihli 30.10.2016, 15.10.2016, 30.09.2016, 30.08.2016, 30.07.2016, 15.09.2016 ödeme tarihli altı adet senet konu edilmiştir. Senet tarihleri dikkate alındığında iş bu senetler kıymetli evrak niteliğinde olmayıp delil başlangıcı mahiyetinde olduğundan taraflar arasındaki temel ilişkiye bakmak gerekir. Bu nedenle dava mutlak ticari dava ve yukarıda belirtilen üçüncü grup ticari davalardan değildir. Bu davanın nispi ticari dava olması için ise davacı ve davalının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odasına yazılan müzekkere cevabında davalıların tacir kaydının olmadığı, Erzurum Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabında davalı ………. işletme hesabına göre defter tuttuğu, Bakanlar Kurulunun 18/6/2007 tarihli kararına göre, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmelerine karar verildiği, davalının nakdi limiti aşmaması nedeniyle esnaf olduğu, ticari faaliyetinin esnaf faaliyetini aşmadığı görülmüştür. Bu nedenle davalı … tacir olarak değerlendirilmemiş, diğer davalı Kübra Kanbur’un da tacir veya esnaf olarak herhangi bir kaydı bulunmamaktadır. Nitekim benzer bir uyuşmazlıkta İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin 2021/…. Esas 2021/……. Karar sayılı ilamında da bu durum “Her ne kadar davacı tacir olsa da; davalı … tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığından asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır. (Yargıtay 20 H.D. 2018/3048 E.-2018/4832 K, 2015/1152 E-2015/4283 K)” şeklinde değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenler ve yüksek mahkeme kararları doğrultusunda davacının davasında mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile karşılıklı görevsizlik kararı verildiği anlaşıldığından, mahkememiz kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde görevli mahkemenin tayini için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Uyuşmazlık, satım sözleşmesine ve buna dayalı olarak bir tacir tarafından tacir olan/olmayan kişi lehine düzenlenen bonolara dayanılarak girişilen takibe vaki itirazın iptali davasının ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve burada varılacak sonuca göre davayı görmek görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinde mi, yoksa Asliye Ticaret Mahkemesinde mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
“Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir.
Kanunun 6/2 maddesine göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir.
Hemen belirtmek gerekir ki itirazın iptali davaları takip hukuku kaynaklı, icra takibine sıkı sıkıya bağlı ve alacağın varlığını maddi hukuk kuralları çerçevesinde belirlemeye yarayan kendine özgü davalardır. Dava ile takip arasındaki bu sıkı ilişki nedeniyle dava konusu, ancak takip talepnamesinde yazılı alacak dayanağı, tutar ve benzeri talepler olabilir ve kural olarak ispat vasıtaları da bu çerçevede değerlendirilir.
Somut uyuşmazlıkta; davalılar hakkında ilamsız takibe dayalı olarak başlatılan dayanak belgelerin, bono olmadığına ilişkin herhangi bir itirazın bulunmadığı, kambiyo senedinden kaynaklanan davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğu ve davaya bakmakla asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesi gerektiğine(aynı yönde Yargıtay 19.HD’nin 16.04.2019 tarih ve 2017/5352 E., 2019/2570 K.sayılı kararı, Yargıtay 20.HD’nin 29.05.2017 tarih ve 2017/6543 E., 2017/4693 K.sayılı kararı)karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/c maddesi, uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi……