Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/987 E. 2022/1593 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/987
KARAR NO : 2022/1593
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2019
NUMARASI : 2017/89 Esas – 2019/134 Karar
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili …’ın davalı şirket ile yapılan sözleşme gereğince … ili, …… Mah. …. ada, … parsel … nolu bağımsız bölümde bulunan güney batı – kuzey cepheli zeminde bodrum ve asma katlı dükkanın davacıya 750.000,00 TL’ye satıldığını, müvekkilinin satış bedelini ödediğini, davalı ile yapılan anlaşma gereğince kendisine düşen edimleri eksiksiz yerine getirmesine rağmen davalı sözleşmeye aykırı olarak edimini hem geç ifa ettiğini, hem de sözleşme konusu iş yerini sözleşmede belirtilen metrekareden eksik olarak yaptığını, bu nedenlerle sözleşmeye aykırı durumların tespiti ile eksik metrekare ve teknik şartlar kısmında belirtilip yapılmayan işlerden dolayı müvekkilinin uğramış olduğu zararın fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’sinin yasal faizi ile birlikte tahsiline, geç teslimden dolayı iş yerini kiraya vermemiş olması sebebiyle bilirkişi marifetiyle tespiti yapılacak emsal kira alacağının yasal faiziyle birlikte (fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla ) şimdilik 1.000,00 TL ‘sinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili sunmuş olduğu 23/03/2018 tarihli dava artırım dilekçesi ile 1.000,00 TL olarak açmış oldukları dava değerini 741.873,00 TL artırarak 742.873,00 TL üzerinden karar verilmesini, kira alacağı yönünden ise 1.000,00 TL üzerinden açmış oldukları dava değerini 153.441,00 TL arttırarak toplamda 896.314,00 TL üzerinden karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davalı ile yapılan sözleşme gereği, davalı tarafa 221 m2 zemin katlı bir adet dükkân satış sözleşmesi yapıldığını ve dükkanın tapusu, …… ada …. nolu parsel üzerinden …..nolu bağımsız bölüm olarak 06/04/2016 tarihinde verildiğini, davalının Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış olduğu 2017/….. Esas sayılı dosyasında bilirkişi raporuna göre müvekkili davacı şirketin, zemin katta 6,8 m2 den fazla alan yaptığını ve davalıya teslim ettiğini, aynı dosyadaki bilirkişi raporuna göre bu alanın tutarı 2016 yılı birim fiyatlarıyla 37.060,00.-TL olduğunu belirterek 37.060,00.-TL’nin tapu devir tarihi 06/04/21016 tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
Mahkemece, ” Birleşen dosyadaki taleplerin zaten mahkememiz esas dosyasında irdelenip dava konusu olduğu ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre mahsuplaşmaya tabi olduğu anlaşılmakla, bu birleşen dosyada hukuki menfaat yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın davasının Kısmen Kabulüne, davacı tarafın eksik m2 ‘den kaynaklı 141.057,42 TL’nin, yapılmayan imalattan dolayı 4.725,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, eksik kira bedeli ecrimisilden kaynaklı 54.000,00 TL’nin dava tarihinden yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınıp davacı tarafa ödenmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-) Mahkememiz Asıl Dosyasında;
Davacı tarafın davasının Kısmen Kabulüne, davacı tarafın eksik m2 ‘den kaynaklı 141.057,42 TL’nin, yapılmayan imalattan dolayı 4.725,00 TL ‘nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, eksik kira bedeli ecrimisilden kaynaklı 54.000,00 TL’nin dava tarihinden yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınıp davacı tarafa ödenmesine,
B-)Mahkememizin Birleşen Dosyasında;
Davacı tarafın davasında Hukuki Menfaat Yokluğundan Reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, eksik ifadan kaynaklı yapılan zarar hesabının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olayda eksik ifa olduğunu, bu nedenle bedel indirimi değil dava tarihi itibariyle mahalli rayiç fiyatlara göre zarar hesabı yapılması gerektiğini, Yargıtay içtihatlarının bu doğrultuda olduğunu, 2017 yılı rayiç fiyatları üzerinden eksik m² bedelinin belirlenmesi gerektiğini, zemin katta fazla olduğu belirtilen kısmın hesaplanan miktardan düşülmesinin hatalı olduğunu, mülkiyetin projeye göre alındığını, zemin kattaki 6,8 m²’lik kısmının mülkiyetinin müvekkiline ait olmadığını, bu kısma ilişkin kararın ortadan kaldırılması veya mülkiyetinin müvekkiline aidiyetinin tespiti hükmü kurulması gerektiğini, müvekkilinin taşınmaza 20.02.2018’de zilyet olduğunu ve bu tarihe kadar kira bedelinin hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, sözleşmede asma katın maddi hata sonucu 145 m² yerine 244 m² olarak yazıldığını, 221 m²’lik dükkana 244 m2 lik asma katın sığmayacağının açık olduğunu, davacının bunu bilmemesinin mümkün olmadığını, maddi hata dikkate alınmadan 99 m²’lik kısmın bedelini ödenmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının tapu devri ile birlikte zilyet olduğunu, davacının dükkanı kiraya vermeyip atıl tutarak ecrimisil talep ettiğini, mahkemece ecrimisile hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bodrum katta ortak alan olan 35,5 m²’lik kısmının bedeli davacı lehine karara bağlanmış iken ayrıca bu kısma ilişkin 1.820,00 TL seramik bedeline hükmedilmesinin mükerrer ödemeye sebep olacağını, birleşen davada hukuki yararlarının bulunduğunu ve birleşen davanın reddinin vekalet ücreti ödemelerine sebep olacağını, mahsup yapılırken zemindeki dükkanın değerinin asma kat ile aynı hesaplanmasını yanlış olduğunu, zemin kat ile asma katın değerinin aynı olmadığını, birleşen dava reddedilip fazla imalat mahsup edilecek ise de bunun m²’sinin 5.450,00 TL olarak hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Asıl dava ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde nisbi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Yukarıda sayılan yasa hükümleri uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ile ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikteki yargı işi olması ve yahut açılan davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesinde sayılan davalardan olması gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir. Davacının tacir olup olmadığı, tacir ise işin ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığı hususu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
Bu durumda mahkemece davacının da tacir olup olmadığı ticaret sicil müdürlüğü, vergi dairesi ve esnaf odasından araştırılıp sonucuna göre davacı da tacir ise uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ile ilgili olup olmadığı hususu araştırılmadan ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığı açığa kavuşturulmadan asıl davada ve birleşen davada işin esası hakkında hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle kaldırılması gerekmiştir.
Kabule göre de, davalı asıl davada cevap dilekçesinde fazla yaptığını iddia ettiği imalat hususunda mahsup talep etmemiş, dava hakkını saklı tutmuş ve birleşen davayı açmıştır. Bu nedenle birleşen davada davalı-birleşen davada davacının hukuki yararının bulunduğu gözetilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Ayrıca asıl davada bodrum katta sonradan genişletilen, onaylı mimari projede sığınak olarak geçen, ortak alan olması nedeniyle bodrum kat hesabında dikkate alınmayan kısma ilişkin olarak davalı müteahhidin ifası kapsamında kabul edilmediğinden döşeme kaplamasının sökülerek aynı cins kaplama ile değiştirilmesi bedeli 1820 TL nin yapılmayan imalat bedeli içerisinde hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Eksik iş ise sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işlerin bedeli, teslim tarihine bu işlerin ikmâl edilebileceği sürenin ilavesiyle bulunan tarihteki rayiç bedellerle talep edilebilir. Dava tarihinden önce taşınmazın davacıya teslim edildiği hususu davalı tarafça ispatlanamadığına göre davacının dava tarihindeki mahalli rayiç değere göre eksik işlerin hesaplanması talebi göz önünde bulundurulmak suretiyle eksik işlerin dava tarihindeki mahalli rayicine göre hesaplanması gerekirken 2016 yılı mahalli rayicine göre hesaplanması da hatalı olmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile bağlı şekilde ve kamu düzenine ilişkin hususlarda yapılan inceleme sonunda, yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile kararın HMK 353-(1)/a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/89 Esas – 2019/134 Karar
sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf başvurusunda davacı taraftan alınan 2.490,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusunda davalı tarafça Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin birleşen 2018/153 Esas sayılı dosyası üzerinden alınan 3.456,20 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
5-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-g maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.