Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/498 E. 2022/409 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/498
KARAR NO : 2022/409
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2021/316 D.İş- 2021/319 Karar
TARİHİ : 30/12/2021
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili tedbir talepli dilekçesinde özetle; müvekkili ile karşı taraf arasında akdedilen tam kapaklı cephe ısı yalıtımlı ve C60 alüminyum doğrama ve camların yapılması ile yerine montajı sözleşmesine istinaden müvekkilince 7 adet çekin karşı tarafa verildiğini, davalı şirketin hiçbir imalat yapmamasına rağmen çeklerin birinin ibraz ederek bedelini tahsil ettiğini, davalı şirketin en geç 17/11/2021 tarihine kadar imalat için gerekli malzemeleri inşaatın yapılacağı yerde hazır etmeyi taahhüt ettiğini, aksi takdirde alınan çekleri iade etmeyi, çekleri üçüncü kişilere vermeyeceğini taahhüt ettiğini, davalı tarafın malzemeleri temin etmeyerek, hiçbir imalatı yapmadığından eser sözleşmesini de feshettiğini belirterek müvekkili tarafından keşide edilerek davalıya verilen toplam 330.000,- TL bedelli 6 adet çekin bankaya ibrazı halinde ödeme yasağı konulması ve arkalarına karşılıksızdır ibaresinin yazılmaması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Yerel Mahkemece 30.12.2021 tarihli kararında “…Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince talep eden tarafça karşı tarafa çek keşide edilerek verildiğinden, talepte İİK 72/2 maddesindeki yazılı şartlar oluşmakla; çek bedellerinin toplamı üzerinden % 15 teminat alınması şartı ile çeklerin karşı taraf tarafından ibrazı halinde ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, çeklerin kıymetli evrak oluşu, iyi niyetli üçüncü kişiler tarafından ciro edilmiş olabileceği gözönünde bulundurularak, tedbirin üçüncü kişileri de kapsayacak şekilde ve çekin arkasının yazılmaması yönündeki taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
KARAR:
1-İhtiyati Tedbir talep eden vekilinin talebinin KISMEN KABULÜNE, ……. Bankası A.Ş. ……….Şubesi’ne ait, talep edenin keşideci olduğu, …….. seri numaralı, 31/12/2021 keşide tarihli, …… seri numaralı, 31/01/2022 keşide tarihli, …… seri numaralı, 29/02/2022 keşide tarihli, …….. seri numaralı, 31/03/2022 keşide tarihli, …….. seri numaralı, 30/04/2022 keşide tarihli, …….. seri numaralı, 31/05/2022 keşide tarihli 55.000,- TL bedelli 6 adet çek toplamı olan 330.000,- TL’nin % 15 oranı olan 49.500,- TL. nakit teminat veya kesin ve süresiz teminat mektubu ibrazı halinde çek hakkında, karşı taraf ……… Yapı Alüminyum Ticaret Sanayi Ltd. Şti. tarafından ibraz edilmesi halinde ÖDENMEMESİ YÖNÜNDE İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE, çeklerin 3. kişiler yönünden ibrazı halinde ödenmemesi ve çeklerin arkasının yazılması yönündeki taleplerin REDDİNE,..” şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının kötü niyetli olduğunu, avans niteliğindeki çeklerin üçüncü kişilere ciro edilerek tahsilinin mümkün olduğunu, üçüncü kişiler yönünden de bankaya ibrazı halinde ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kambiyo senedine bağlı ihtiyati tedbir talebine ilişkindir.
Davacı yanın eser sözleşmesi kapsamında verilen çeklere yönelik ödeme yasağı ve çekin arkasının yazılmamasına ilişkin talebinin mahkemece üçüncü kişileri etkilemeyecek şekilde kabul edildiği, ödeme yasağının üçüncü kişilere de etkili olacak şekilde verilmesi gerektiğinden bahisle kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 790. maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.”
6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesinde; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur.
Çek hamilinin üçüncü kişi konumunda olması halinde, çek hamilinin kötü niyeti ispat edilmediği sürece temel ilişkiye dayalı itirazların hamile karşı ileri sürülemeyeceği (bkz. benzer mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/13427 Esas, 2015/12758 Karar sayılı ilamı), dava konusu olan çekin kambiyo mevzuatı gereğince dava dışı bir kişiye intikal etmesi halinde (kötüniyeti ispat edilmediği sürece) dava dışı kişinin hukuki durumunu etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği açıktır.
Kaldı ki ticaret hayatındaki sürat ve güven ihtiyacı, ticari iş ve işlemlerin genel hükümlerden ayrı, özel kanuni şekil kuralarına bağlanmasını zorunlu kılmıştır. Tedavül kabiliyeti ve kambiyo senetlerinin soyutluğu ilkeleri de bu fonksiyona hizmet ederler. Tedavül kabiliyeti kambiyo senetlerini adi senetlerden ayırmaktadır. Bunun sağlanabilmesi de kambiyo senetlerinin temel ilişkiden bağımsız olmasına bağlıdır. Buna “soyutluk” ya da “illetten mücerret olma” denir. Soyutluluk kavramı esas itibariyle kıymetli evrak niteliği taşıyan bir senette mündemiç olan hakkın temel ilişkiden bağımsızlığını ifade eder (Poroy, R./Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esaslar, İstanbul 2010, s.29).
Kambiyo senetleri devredildikten sonra mücerretlik ilkesi ortaya çıkar ve senedin yaratılması nedeni olan “sebep” donar. Kıymetli evrak tedavül ettiği sürece bu sebepten bağımsızdır. Bunun yanında senet borçlusu, senet hamiline karşı temel ilişkiden doğan def’ileri ileri süremez. Soyutluk hamili güçlendirir ve bu sebeple de kıymetli evraka güveni arttırır. Kıymetli evrakın soyutluğunun sonuç doğurması, içerdiği hak ve sorumlukların senet dışında başka bir yere başvurmaya gerek kalmaksızın herkes tarafından anlaşılabilmesi ile mümkündür. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.05.2017 tarih, 2017/12-1135 E ve 2017/1012 K sayılı ilamı).
Somut olayda olduğu gibi dava konusu olan çekin kambiyo mevzuatı gereğince dava dışı bir kişiye intikal etmesi halinde dava dışı kişinin hukuki durumunu etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez. Mahkemece 3. kişi konumundaki kişileri etkilemeyecek şekilde tedbir kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2021 tarih 2021/316 D.İş sayılı ara kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/(1)-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına;
4-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine;
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/03/2022