Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/242 E. 2023/1340 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/242
KARAR NO : 2023/1340
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2021
NUMARASI : 2018/193 Esas – 2021/420 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilince davalı borçlu hakkında Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca kısmi itirazda bulunması sebebiyle takibin kısmen durduğunu, itiraz dilekçesinde taraflar arasında yapılan sözleşmenin 1. maddesi kapsamında yapılan işlerde KDV’nin hariç, diğer işlerde birim fiyatlara KDV’nin dahil olduğunu belirttiğini, davalının müvekkiline 26/09/2017 tarihinde 97.483,10-TL alacak + 17.546,45-TL KDV olmak üzere 115.030,05-TL, 04/10/2017 tarihinde de 148.291,00-TL alacak + 26.692,38-TL KDV olmak üzere toplam 174.983,38-TL ödeme yaptığını, bir diğer ifade ile davalının aynı dava konusu sözleşme için yapmış olduğu ödemelere KDV’yi eklediğini, bu halde artık bütün imalatlara KDV eklenmesini kabul etmemesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, kaldı ki sözleşmenin 1. maddesinde KDV hariç ibaresi bulunurken diğer maddelerde KDV’nin hariç veya dahil olup olmadığının belirtilmediğini, sözleşmeyi yazan davacı olmakla bunun müvekkili aleyhine yorumlanmaması gerektiğini, ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının müvekkili yaptığı 15/05/2017 tarihli sözleşme ile …Otel yapımı işiyle ilgili sözleşmede belirtilen bir kısım imalatları kararlaştırılan fiyatlar ile yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, taahhütlerini kısmen yerine getirdiğini, bir kısım işin müvekkilince davacı nam ve hesabına yerine getirildiğini, 15.05.2017 tarihli sözleşmenin 1. maddesinde kararlaştırılan iş bedelinin KDV hariç, sair işlerde birim fiyata KDV’nin dahil olduğunu, davacının yaptığı toplam imalat bedelinin 128.180,80 Euro olup bunun 107.946,29 Euro’luk kısmının ödendiğini, müvekkilinin bakiye 20.243,51 Euro (Euro kuru 4.6833-TL kabul edilerek 107.586,43-TL) borcu bulunduğunu, sözleşme kapsamında hesaplar yapılıp, fatura ve sair yasal yükümlülükler yerine getirildikten ve iş teslim edildikten sonra bakiye kısmın ödeneceğini, bu işlemlerin yapılıp kesin hesap hakkedişi düzenlenmeden ödeme yapılmasının söz konusu olmayacağını, davacının ise bütün imalat bedellerine KDV ekleyerek haksız menfaat temin etmeye çalıştığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “…Tarafların dava ve cevap dilekçeleri incelendiğinde uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen bedellere KDV’nin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda toplandığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlığın kaynaklandığı 15.05.2017 tarihli sözleşmede davacı ve davalı tarafın “…otel yapım işi” konusunda anlaştıkları, fiyatlar başlığı altında 8 adet işin ayrı ayrı yazıldığı, bu 8 adet işin 1.ve 2. Maddelerinin yanına “(KDV hariç)” ibaresinin yazıldığı görülmüştür. Davacı taraf sözleşmenin genelini yorumlarken KDV’den davalının sorumlu olması gerektiğini, davalı taraf ise fiyatlar başlığı altında düzenlenen 1.ve 2. Maddelerin yanına (KDV hariç) ibaresi yazıldığından bu iki işin KDV’sinden davacının sorumlu olması gerektiğini beyan etmiştir. Taraflar arasında kurulan sözleşmenin devamında da KDV hususunda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Sözleşmede kanuni bir sorumluluk olan KDV ödenmesi yükümlülüğünün kimin tarafından karşılanacağı hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Sözleşmede 1.ve 2. Maddede belirtilen işlerin KDV’sinden açıkça davacının ya da davalının sorumlu olacağı anlaşılamamaktadır. Bu halde tarafların arasında uyuşmazlık bulunmayan husus dava ve takip öncesinde davalının davalıya yaptığı bir kısım ödemelerdir. Davalı dava konusu sözleşme kapsamında bir kısım ödemeler yapmıştır ancak bu ödemelerinde KDV’yi hariç tuttuğunu ya da bu ödemelerde KDV’den davacının sorumlu olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Taraflar yapılacak işi götürü bedelle belirlemiştir ancak sözleşmede KDV’den kimin sorumlu olacağı açıkça belirlenmemiştir. Davalı dava öncesinde yaptığı ödemelerde KDV hariç ödeme yaptığını belirtmediğinden KDV’den davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce hükme esas alınan 05.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda da, “davalı ile dava dışı iş sahibi arasında düzenlenen hakedişlerin ve bu hakediş bedellerine göre düzenlenen faturaların tamamında %18 KDV eklenmiştir. Bu durumda davacı ve davalı arasında düzenlenen faturalarda da KDV muafiyet ve istisnasından söz edilemeyecektir.” şeklinde tespit yapılarak, tarafların arasındaki sözleşmede belirlen kalemlere KDV ilavesi yapılarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 265.055,09 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalının icra takibine itirazında 107.586,43 TL’lik borcu kabul ettiği değerlendirildiğinde davanın kısmen kabulü ile; davalının Erzurum ….İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 157.468,66 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazla istemin reddine, asıl alacağın %20’si oranındaki 31.493,73 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davacı dava değerini 186.277,01 TL olarak belirttiğinden, davalı yararına bu bedel üzerinden vekalet ücretine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
Davalının Erzurum ….İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 157.468,66 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazla istemin reddine,
Asıl alacağın %20’si oranındaki 31.493,73 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, taraflar arasında imzalanan 15/05/2017 tarihli sözleşmenin fiyatlar başlıklı 1-2-3-4-5-6-7-8. maddelerinde yapılacak imalatların tanımlandığını, imalat bedellerine KDV dahil veya hariç notu düşüldüğünü, Yargıtay’ın yerleşik kararları uyarınca sözleşmede KDV’nin bedeli dahil olup olmadığı konusunda bir hüküm yoksa KDV’nin bedele dahil olduğunun kabul edilmesi ve alıcıdan ayrıca KDV talep edilemeyeceği doğrultusunda olduğunu, yerel mahkemece davalı müvekkilinin KDV’den sorumlu olduğu kanaatine varmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, imalatlar nedeni ile davacıya ödenmesi gerekli miktarın 116.992,73 Euro ve 12.780,00-TL olduğunu, müvekkilinin takipten önce davacıya 365.000,00-TL karşılığı 83.610,80 Euro ödeme yaptığını, davacı şirketin edimlerini sözleşme koşullarına uygun olarak ifa etmemesi nedeniyle müvekkilinin bu işleri başka firmalara yaptırdığını, bunun için dava dışı kişilere toplam 16.094,13 Euro (73.347,86-TL) ödeme yapmak zorunda kaldığını, 22/02/2018 tarihi itibari ile icra dosyasına 121.238,38-TL ödeme yapıldığını, bu bedelden 13.651,65-TL icra vekalet ücreti düşüldükten sonra davacıya 107.586,73-TL (23.054,62 Euro) ödendiğini, raporda bu ödemelerin irdelenmeden bir inceleme yapıldığını, yerel mahkemece bir çok defa bilirkişi raporu aldırdığını ve davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu haliyle takibe yapılan itiraz kötüniyetli olmadığı gibi alacağın da likit olmadığını müvekkil aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
1-) Dava eser sözleşmesine dayalı olarak açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı iş bedeli karşılığı alacağın bir bölümünün ödenmediği gerekçesi ile toplam 269.329,03-TL alacağın tahsili için icra takibine başlamış, davalı 107.586,43-TL dışında borcunun bulunmadığını, davacının imalat bedellerine KDV ekleyerek haksız menfaat temin etmeye çalıştığını ileri sürerek takibe kısmi itirazda bulunmuş, davacı vekili bütün imalat bedellerinin KDV hariç olarak belirlendiğini ileri sürerek davalının takibe vaki itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Çekişme konusu olayda taraflar arasında akdi ilişki sabit olup 15/07/2017 tarihinde yapılan sözleşme ve içeriğine her hangi bir itiraz mevcut değildir. Davacı takip konusu toplam 269.329,03-TL alacağın 107.586,43-TL’lik kısmı kabul etmiş olup buna göre takipte itiraz edilen kısım 161.742,60-TL’dir. Sözleşmenin “Fiyatlar” başlıklı kısmın 1 ve 2. maddelerinde belirtilen işlerin KDV hariç olduğu kararlaştırılmıştır. Aynı kısmın 3, 4, 5, 6, 7, 8. maddelerine konu işlerin bedellerinin KDV hariç olduğuna dair bir kayıt bulunmamaktadır. Davacı bütün imalat bedellerinin KDV hariç olarak belirlendiği ileri sürdüğüne göre öncelikle 3, 4, 5, 6, 7, 8. maddelerine konu iş bedellerine KDV dahil olup olmadığının tespit edilmesi gerekir.
Sözleşmelerde KDV’nin bedele dahil olup olmadığı ayrıca kararlaştırılmış ise bedel buna göre belirlenir. Sözleşmede bedel belirlenip KDV’nin hariç olduğu açıkça gösterilmemiş ise 3065 sayılı kanunun 57. maddesi uyarınca KDV’nin fiyata dahil olduğu anlaşılır. Her ne kadar anılan madde perakende satış ile ilgili olsa da düzenlemenin mantığı kıyas yoluyla eser sözleşmelerine uygulandığında da aynı sonuca varılır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2004 tarih, 2004/19-456 E., 2004/531 K. sayılı kararında da sözleşmede açıkça belirtilmemiş ise bedele KDV’nin dahil olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle eser sözleşmelerinde de KDV’nin hariç veya dahil olduğuna dair bir açıklama bulunmuyor ise bu bedelin KDV’yi de içerdiği ve ayrıca KDV istenemeyeceği kabul edilmelidir. (Yargıtay 2015/944 E., 2015/4911 K.)
Uyuşmazlığa konu olayda taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Fiyatlar” başlıklı kısmın 3, 4, 5, 6, 7, 8. maddelerine konu işlerin bedellerinin “KDV hariç” olduğuna dair bir kayıt bulunmamaktadır. Bu durumda KDV’nin söz konusu bedellere dahil olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olmasına rağmen söz konusu kalem işlere ayrıca KDV hesaplaması yapılarak alacak miktarının hesaplandığı 05/08/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınması isabetli olmamıştır. Açıklanan nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde bulunmuştur.
2-) Kaldırma neden ve şekline göre davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, HMK’nun 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kaldırma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/193 E., 2021/420 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Kaldırma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
4-İstinaf başvurusunda davalıdan alınan 2.689,17-TL istinaf peşin karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi esnasında yapılan yargılama giderlerinin yeniden yapılacak yargılamada ele alınmasına,
6-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.