Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/2200 E. 2023/38 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/2200
KARAR NO : 2023/38
KARAR TARİHİ : 11/01/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2022
NUMARASI : 2022/262 Esas – 2022/540 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
TALEP : Merci Tayini
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı sigorta şirketi nezdinde …… numaralı poliçe ile kasko sigortası bulunan ….. ……..’a ait … …. ….. plakalı aracın, 11.06.2018 tarihinde ….. ……..’un sevk ve idaresinde iken cadde üzerindeki mazgal kapağının açılarak aracın altına çarptığını, bu kaza neticesinde toplamda 9.645,56-TL hasar ödemesi yapıldığını, rögar kapağının … Enerji Doğalgaz Dağıtım Endüstri ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait olduğu bu nedenle de ilgili kurumun sorumlu olacağı kanaatine varılarak yapılan hasar ödemesinin rücuu için 06.01.2022 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, davalı şirketin kendi sorumlulukları olmadığından bahisle ödeme yapmayı kabul etmediğini, 26.01.2022 tarihli ve 2022/… arabuluculuk numaralı anlaşamama şeklinde son oturum tutanağının düzenlendiğini belirterek taraflarınca yapılan 9.945,56-TL lik tazminat ödemesinin 16.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir ve 114. maddesinde de dava şartı olarak sayılmıştır. Yine 115. maddeye göre mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Huzurdaki dava da niteliği itibariyle asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına girdiğinden asliye hukuk mahkemesinde açılmış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMELERİNİN KARARLARININ ÖZETİ:
Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/04/2022 tarih ve 2022/57 Esas – 2022/207 Karar sayılı kararı ile, tarafların her ikisinin tacir olması, dava konusu uyuşmazlığın şirketlerin faaliyet alanlarıyla ilgili olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkemelerinin görevsizliğine, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilerek dosya Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, karar 10/05/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi 29/09/2022 tarih ve 2022/262 Esas – 2022/540 Karar sayılı kararı ile, davanın kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat davası olduğu, kasko sigorta poliçesinin tarafının dava dışı gerçek kişi olduğu, davacının poliçe tarafının halefi olarak haksız fiile dayanarak iş bu davayı açtığı ve yargıtay içtihatları gözetildiğinde mahkemelerinin görevli mahkeme olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik karar verildiği, kararın 29/11/2022 kesinleştiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Erzurum 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/57 Esas – 2022/207 K. Sayılı ilamı ve Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/262 Esas – 2022/540 K. Sayılı ilamı ile ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi ve kararların kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere yargı yeri belirlenmesine ilişkin hükümler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 21 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK’nun “Yargı yeri belirlenmesini gerektiren haller” başlıklı 21/1-c bendi uyarınca “İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse” yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulması gerekmekte olup, aynı Kanunun “İnceleme yeri” başlıklı 22/2. maddesine göre “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.”
Dava, kasko sigortası nedeniyle sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Eldeki davada, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olduğu iddia edilen davalıdan rücuan tahsili talep edilmektedir. Dava, davacı ile arasında sözleşme ilişkisi bulunmayan üçüncü kişiye yöneliktir.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olayda, davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalı ….. ……..’un halefi, davalı ise kusurlu olduğu iddia edilen tüzel kişi olup, rücu tazminatına konu uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
O halde, eldeki davanın Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 sayılı HMK’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Erzurum 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/c maddesi, uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi………..