Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/1751 E. 2022/2091 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1751
KARAR NO : 2022/2091
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2022
NUMARASI : 2019/244 Esas – 2022/355 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı … Yapı İnş… Ltd. Şti arasında … İli, … İlçesinde bulunan Belediye Hizmet Binası ve Cami İnşaatının dış cephe alüminyüm PVC işlerinin yapımı konusunda 02/06/2014 tarihinde anlaştıklarını, müvekkili firma sözleşme gereği yapması gereken işlerini yaptıktan sonra çeşitli sebeplerle davalı tarafın ilave işler çıkardığını, bazı yerlerde yapılan işlerin zemin durumu nedeniyle sökülüp takılmak zorunda kalındığını, müvekkili şirketi bütün işleri eksiksiz olarak yapıp firmaya teslim ettiğini, dilekçe eklerinin söz konusu yapılan işleri liste halinde sunduklarnı, söz konusu işlerin yapılmasından sonra 21/08/2015 tarih ….-….-….-…… numaralı kesilen faturalar davalı şirkete gönderilmiş olup, Erzurum …… Noterliğinin 15/09/2015 tarih ve … yevmiye numarası ile müvekkili firmaya iade olunduğu, söz konusu ilave imalat ve işlerin bedellerinin müvekkili şirkete ödenmediğinden dolayı … … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/……. D.İş karar sayılı dosyası ile mahallinde tespit yapıldığını, toplam alacak miktarlarının 207.722,05.-TL’nin fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla fatura tarihi olan 21/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini özetle beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hususları kabul etmediğini, davacının iddialarının hukuki gerçeklikten yoksun olduğunu, davacı ile aralarında 02/06/2014 tarihinde … Yapı …. Ltd. Şti’nin yükleniminde olan … İli, … İlçesi Belediye Hizmet Binası Dış Yapısına ilişkin dış cephe kaplama, PVC kaplama, ahşap desenli kompozit doğrama, alüminyum menfezler, tüm ürünlerin cam imalatı yapımı ile sözleşme imzaladıklarını, her iki tarafında TTK anlamında tacir sıfatına haiz oldukları, söz konusu sözleşmede ve projede yer alan imalatların anahtar teslimi olarak kararlaştırdıklarını, taraflar aralarında yaptıkları sözleşme ile iş verenden ek ücret talep edemeyeceklerini, davacı şirketin göndermiş olduğu faturalara 8 günlük yasal süresi içerisinde müvekkilinin itiraz ettiğini, … Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan delil tespiti olarak iddia edilen ölçüm ve bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, her türlü maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde,”Taraflar arasında 02/06/2014 tarihli sözleşme ile … ili … İlçesi Belediye Hizmet Binası ve Cami inşaatına ait yarı kapaklı girdirme cephe kaplama, her cinste ve her türde cam çatı ışıkları, ahşap desenli kompozit kaplama, fotoselli kapılar, alüminyum menfezler ve ısı yalıtımlı ve yalıtımsız pvc doğrama imalatlarının malzemeli ve işçilikli olarak götürü bedelle yaptırılmasının kararlaştırıldığı, sözleşmenin 4-2. maddesinde, taşeronun yapacağı imalatların anahtar teslimi olduğu, özellikle yarı kapaklı giydirme cephe kaplaması ve ahşap kaplamalı kompozit panel kaplaması arkası ısı yalıtım malzemesi ve montajı, alüminyum pencere ve kapı doğramalarının kutu profil kör kasaları, yarı kapaklı cephe kaplaması için gerekli olacak çelik konstrüksiyon malzemesi ve montajı, fotoselli kapı malzemesi ve montajı, ışıklık malzemesi ve montajı, özellikle ışıklık ve cephe kaplaması montajı sırasında gereken su yalıtım malzemeleri ve montajları taşeronunun yapacağı imalatların içerisinde olduğu ve taşeronun ayrıca bu imalatlar için işverenden ek ücret talep edemeyeceği belirtilmiş, iş bedelinin götürü olarak belirlendiği kdv dahil 850.000,00 TL üzerinden iş bedeli konusunda anlaşıldığı görülmüştür.
Tarafların kararlaştırdıkları götürü ücret bakımından BK’nın 365/I.fıkra (TBK’nın 480 mad.) uyarınca ücretin riski yükleniciye ait olup, sonradan ücretin artırılması istenemez. Kural olarak, yüklenici üstlendiği işi, kararlaştırılan fiyata yapmaya mecbur olup, tahmin edilenden daha fazla emek ve masrafı gerektirse dahi, fiyatın artırılmasını isteyemez. Ancak bu hüküm emredici değil, düzenleyici nitelikte olup, bilindiği üzere, taraflar düzenleyici hüküm dışında anlaşma yapabilirler.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesinin 31/05/2019 tarih ve 2018/446 Esas – 2019/614 sayılı karar ilamı ile ”..Gerçeğin ortaya çıkması için öncekiler dışında konularında uzman yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile birlikte mahallinde keşif de yapılarak davacı tarafından yapılan imalatların sözleşme dışı iş kapsamında olup olmadığını tespit etmek varsa sözleşme dışı işlerin bedellerini sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı yeni Borçlar Kanunu’nun 526 ve izleyen hükümlerinde düzenlenen “vekaletsiz iş görme” hükümleri uyarınca iş sahibi yararına olması koşuluyla yapıldığı yıl piyasa rayiç fiyatlarına göre hesaplayan rapor temin etmek, gerektiğinde tarafların itirazlarını karşılayan ek rapor almak ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” yönünde kaldırma kararı verilmişse de, mahkememizce müteaddit defalar alınan tüm bilirkişi raporlarında yer aldığı üzere davacı tarafça yapılan işlerin ‘sözleşme kapsamında’ olduğu, yapılan bu işlerin alt yüklenicinin ek ücrete hak kazanmasına imkan sağlayacak ek işlerden olmadığı, ilave imalatların ifa edilmesi gereken edimin miktarında gerçekleşen artışlar suretinde fen ve sanat kuralları gereği ifanın tamamlanabilmesi için yapılması gereken imalatlardan olduğu sabit olup bu imalatların götürü bedelli alt eser sözleşmesi kapsamında kaldığı, bu sebeple miktar artışı riskini üstlenen alt yüklenicinin(davacının) miktar sapması nedeniyle götürü ücrette artış talep edemeyeceği, yapılan imalatların vekaletsiz iş görme kapsamında olmadığı, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında kaldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 3.547,38-TL’nden mahsubu ile bakiye 3.466,68-TL fazla harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan 22.994,04-TL ücreti vekaletin davacı şirketten alınarak davalı şirkete verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istina dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporlarında çelişkiler bulunmasına rağmen mahkemece bu çelişkilerin giderilmediğini, bilirkişi raporlarında eksik hususların bulunduğunu, yasal düzenleme ve yüksek mahkeme içtihatları, yapılacak keşif neticesinde keşif mahallinde dinlenecek tanıklar ile diğer delillerin bir arada değerlendirilerek, imalatların yapıldığı yıl piyasa rayiçlerine göre bedelinin hesaplanması ve buna göre tüm bu değerlendirmelerin bu yönde yapılması gerektiğini, fakat yerel mahkemece eksik inceleme ve hatalı hesaplamaların yapıldığını, bilirkişilerce bilirkişilerce bazı alacak kalemlerine ilişkin imalatlar hakkında “0” yazıldığını fakat neden hesaplama yapılmadığının açıklanmadığını, hesaplamaların KDV dahil edilmeden yapıldığını, bu hususlara ve bilirkişi raporlarına itirazlarının olduğunu beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; taşeron firma ile müvekkili firma arasında sözleşme gereği yapılması gerekli işler haricinde herhangi bir ekstra işin yapılmadığını, böyle bir talebin bulunmadığını, yapılan tüm işlerin proje kapsamında olduğunu, işin anahtar teslimi şeklinde yapıldığını ve bütün sorumluluğun yüklenici firmada bulunduğunu ve firmanın ayrıca imalatlar için işverenden ek ücret talep edemeyeceğini, bu hususun sözleşmede de belirtildiğini belirterek davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ilave … bedelinin tahsiline ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Yerel Mahkemenin 2016/828 Esas – 2017/577 Karar sayılı kararı ile ilk olarak vermiş olduğu davanın reddi kararı, Dairemizin 2018/446 Esas – 2019/614 sayılı ilamıyla “…..sonucu farklı iki ayrı raporun dosyaya sunulması nedeniyle dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesi gereğince, gerçeğin ortaya çıkması için öncekiler dışında konularında uzman yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile birlikte mahallinde keşif de yapılarak davacı tarafından yapılan imalatların sözleşme dışı iş kapsamında olup olmadığını tespit etmek varsa sözleşme dışı işlerin bedellerini sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı yeni Borçlar Kanunu’nun 526 ve izleyen hükümlerinde düzenlenen “vekaletsiz iş görme” hükümleri uyarınca iş sahibi yararına olması koşuluyla yapıldığı yıl piyasa rayiç fiyatlarına göre hesaplayan rapor temin etmek, gerektiğinde tarafların itirazlarını karşılayan ek rapor almak ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, kaldırma kararı doğrultusunda … mahkemelerince istinabe yoluyla 22.01.2020 tarihinde keşif yaptırılıp heyet bilirkişi raporu aldırılmış,16.07.2020 tarihli bilirkişi heyeti kök ve 25.04.2021 tarihli ek raporunda, davaya konu, yapılan tüm işlerin sözleşme kapsamına dahil olduğu, bu işlerin alt yüklenicinin ek ücrete hak kazanmasına imkân sağlamayacak işlerden olduğu, diğer bir ifade ile davaya konu tüm imalatların götürü bedelli alt eser sözleşmesi kapsamında kaldığı, akdedilen sözleşme ile miktar artışı riskini üstlenen alt yüklenicinin (davacının) miktar sapması sebebi ile ücrette artış talep edemeyeceği belirtilmiştir.
İlk derece mahkemesi, yeni bir rapor için bu sefer Ankara mahkemelerine istinabe yolu ile bilirkişi heyet raporu aldırmış, 28.03.2022 tarihli yeni bilirkişi kurulu raporunda, davacı yüklenici firmanın sözleşme ve sözleşme harici yapmış olduğu imalatlara karşılık mahallinde keşif yapan ( Akademisyen Hukukçu-İnşaat Mühendisi-Mali Müşavir ) lerden oluşan Bilirkişi Kurulu hazırlamış oldukları 27.07.2020 kayıt tarihli raporlarında, belirlenen harici ilave … kalemlerin belirledikleri 54.899,70 TL bedelin mevcut 02.06.2014 tarihli sözleşme kapsamında kaldığı görüşlerine kendilerininde katıldığını, dosyada mevcut 16/07/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda yer alan akademisyen öğretim görevlisi bilirkişi görüşüne ilişkin raporda detayları ve gerekçeleri belirtilen hususlar nedeniyle,
– Davaya konu sözleşmenin götürü usulde yapılmış olması,
– Davacı ve davalı arasında vuku bulan uyuşmazlığın asıl ihalenin bir kısmına ilişkin olması,
– Dosyada görülen uyuşmazlığa konu tutarın götürü usul içerisinde kalan imalatlar olması
nedeniyle,
Heyetlerince talebe konu edilebilecek bir alâcak tutarının bulunmadığı, görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkemece, Dairemiz kaldırma kararı gereklerinin yerine getirildiği, davaya konu, yapılan tüm işlerin taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında yani davaya konu tüm imalatların götürü bedelli alt eser sözleşmesi kapsamında kaldığı, bu işlerin alt yüklenicinin ek ücrete hak kazanmasına imkân sağlamayacak işlerden olduğu, imzalanann sözleşme ile miktar artışı riskini üstlenen alt yüklenicinin (davacının) miktar sapması sebebi ile ücrette artış talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin yukarıda belirtilen istinaf nedenlerinin reddi gerektiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararında, tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla davacı vekilin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/(1)-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliğinin Dairemizce, kesinleştirme, harç ve gider avansın ikmal ve iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.