Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2021/381 E. 2023/474 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/381
KARAR NO : 2023/474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI : 2018/371 Esas – 2020/231 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı- karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/07/2002 tarihinde müvekkili şirketin…Hazır Beton tesisinde çalışan ……. isimli işçinin, …. Vakfınca yaptırılıp davalının yapımını üstlendiğini inşaat alanında çalıştığı esnada iş kazasının meydana geldiğini, bu iş kazası nedeniyle kazazede ……. ve mirasçılarının müvekkili şirket ile davalılar aleyhine Aşkale Asliye Hukuk Mahkemesinde 2004/….Esas nolu dosya ile maddi ve manevi tazminat davası açtığını, söz konusu dosyadan verilen kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu ve 2015/126 Esas sayılı dosyadan verilen kararın Yargıtay tarafından onandığını ve kesinleştiğini, dosyada alınan raporlara göre olayda müvekkili şirketin %25 kusurlu olduğunu, davalı … …. … Genel Müdürlüğünün %50 kusurlu olduğunu, davalı …’in %25 kusurlu olduğu ve dava dışı işçi …….’nın kusursuz olduğu kanaatine varıldığını, Aşkale Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/…. Esas nolu dosyasının temyiz incelemesi sonucunda verilen Yargıtay kararında dava dışı …….’nın %10 oranında kusurlu olması gerektiğini belirterek dosyayı bozması üzerine Aşkale Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/… Esas nolu dosyası ile davacı …’in %10 kusurlu olduğunu, davalılardan müvekkili şirket ile davalı … …. … Genel Müdürlüğü ve davalı …’un müştereken ve müteselsilen %90 oranında kusurlu oldukları kanaatine varılarak hüküm kurulduğunu, anılan dosyanın temyiz edildiğini, Yargıtayca onama kararı verildiğini, bunun üzerine Erzurum … İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, müvekkili şirketin Erzurum … İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyasında 249.747,64 TL ödeme yaptığını, bu nedenle müvekkil şirketin kendi kusur oranına karşılık gelen 62.436,91 TL düşüldükten sonra kusur oranlarına göre ödeme tarihi olan 11/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 121.960,82 TL’nin davalı … …. … Genel Müdürlüğünden, 62.436,91 TL’nin ise davalı …’den alınarak müvekkili şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı … …. … vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; olayın 2002 tarihinde gerçekleştiğini, 16 yıl geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının ……. tarafından açılan davalı olduğu asıl davada işçi vekilinin önce 10.000,00 TL istediğini, daha sonra ıslah suretiyle talebini artırdığını, zamanaşımı süresinin dolduktan sonra ıslah edilen talebe karşı davacının süresi içinde zaman aşımı definde bulunmadığını, ıslah edilen meblağ ile ona taalluk eden faiz ve masrafları rücuen isteme hakkını kaybettiğini, zira ıslah tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayan kısım için süresi içinde zamanaşımı definde bulunsaydı davacı belirtilen miktarı ve faizi ödemeyeceğini, kendi beyanına göre 249.747,64 TL ödediğini ve bu miktardan müvekkilinin payına düşen 121.960,64 TL’nin düştüğünü, oysa 249.747,64 TL den ilk açtığı 10.000,00 TL düşülünce geri kalan ıslah edilen miktar ve bunun faizi 239.747,64 TL’den kurtulmuş olacağını, kendi kusurunu müvekkiline yükletemeyeceğini, davanın haksız olduğunu, bu nedenlerle haksız açılan davanın reddini, cevap dilekçesi ile açtığı karşı davanın kabulü ile Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2017/…. sayılı dosyasında belirtilen ve yatırılan 38.795,49 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davacı ……. Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş ile diğer davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
Mahkemece, “Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava haksız fiilden doğan müteselsil sorumlulukta iç ilişki nedeniyle rücu hakkına ilişkindir. TBK’nin 62. Maddesi “(1)Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. (2)Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” şeklinde düzenlenmiştir. Aşkale Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Yargıtay 21. Hukuk Dairesi tarafından onanan 2015/126 Esas 2016/213 karar sayılı ilamı ile dava dışı …….’nın uğradığı zarardan … Çİmento Aş, … …. … Genel Müdürlüğü ve ……..’in %90 oranında müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları tespit edilmiştir. Dava dosyasında davacı karşı davalı …. Çimento AŞ, davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü ve davalı ……..’in müştereken ve müteselsilen %90 oranında sorumlu olmaları nedeniyle iç ilişkide birbirlerine karşı eşit oranda sorumlu oldukları yani iç ilişkide zarardan sorumluluğun her biri yönünden %30 oranında olduğu değerlendirilmiştir. Bu minvalde düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınarak asıl dava yönünden, davacı karşı davalı …… Çimento A.Ş.’nin talebinin kabulü ile, 62.436,91 TL ‘nin davalı ……..’den alınarak davacı karşı davalı …. Çimento Ltd. Şti.’ne verilmesine, davacı karşı davalı …. Çimento A.Ş.’nin talebinin ksımen kabulü ile; 83.249,22 TL’nin davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü’nden alınarak Davacı karşı davalı …. Çimento A.Ş.’ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Karşı Dava Yönünden; Davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü’nün talebinin kısmen kabulü ile; 4.983,33 TL’nin 28.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …………’den tahsili ile davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü’ne verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü’nün talebinin kısmen kabulü ile; 4.983,33 TL’nin 28.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacı karşı davalı …… Çimento A.Ş.’den tahsili ile davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü’ne verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A-) Asıl Dava Yönünden;
1-)Davacı karşı davalı ….. Çimento A.Ş.’nin talebinin kabulü ile; 62.436,91 TL’nin davalı …’den alınarak Davacı karşı davalı …… Çimento Ltd. Şti.’ne verilmesine,
2-)Davacı karşı davalı …. Çimento A.Ş.’nin talebinin ksımen kabulü ile; 83.249,22 TL’nin davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü’nden alınarak Davacı karşı davalı …. Çimento A.Ş.’ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
B-)Karşı Dava Yönünden;
1-)Davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü’nün talebinin kısmen kabulü ile; 4.983,33 TL’nin 28.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den tahsili ile davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü’ne verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü’nün talebinin kısmen kabulü ile; 4.983,33 TL’nin 28.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacı karşı davalı ….Çimento A.Ş.’den tahsili ile davalı karşı davacı … …. … Genel Müdürlüğü’ne verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davada faiz talebi olduğu halde mahkemece faiz hususunda hüküm tesis edilmediğini, Aşkale AHM’nin 2015/…. Esas numaralı dosyasında alınan raporda, davacının %25, davalı … …. …’nın %50, davalı ……….’in %25 kusurlu olduğu tespit edildiği halde mahkemece tarafların %30’ar oranda kusurlu olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığını ve eksik rakamlara ulaşıldığını, oysa davalı … …. …’nın kusur oranının %50 olduğunu, mahkemece rücu alacağı eksik hükmedildiğini, karşı davada …. …’nın kendisine izafe edilen kusur oranına göre çok az miktarda ödeme yaptığını, bu nedenle rücu hakkı bulunmadığını, ayrıca asıl dava açılırken Erzurum …… İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasına yapılan 2.913,00 TL ödeme düşülerek dava açıldığını, kusur durumuna göre icra dosyasına göre ödemesi gereken meblağdan daha azını ödediğini, rücu hakkı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 2002 tarihli taahhütnamenin 4.12 maddesinin göz önüne alınarak kusur tespiti yapılması gerektiğini, kazazedenin davacı şirket çalışanı olduğunu ve onu işi hususunda yeterince eğitmeyen, bilgi, beceri ve koruyucu giysi, malzeme ile donatmayan davacı işverenin kazadan sorumlu olduğunu, bu hususun rücu davasında göz önüne alınıp davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, …… tarafından açılan rücu davasında ve kazazede tarafından açılan tazminat davasında alınan yedi adet raporda davalı …. Vakfına kusur atfedilmediğini, tazminat davasında taraflar arasında kesin hüküm teşkil eden kararda 1.000,00 TL tazminattan sorumlu tutuldukları halde 83.249,22 TL rücu alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ıslah dilekçesi ile 14.950,00 TL müteselsilen tahsilini talep ettikleri halde 4.983,33’er TL’ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu, 9.303,66 TL harcın açıkça kimden alınacağının yazılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, taahhütname gereği davanın reddini, karşı davanın kabulünü, talep kabul edilmediği takdirde davanın 6.985,68 TL’lik kısmının kabulünü fazlaya dair taleplerin reddini ve karşı davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava ve karşı dava, eser sözleşmesi ve haksız fiil nedeniyle ödenen tazminatın rücuen tazmini talebine ilişkindir.
Davacı, dava dışı kazazede …….’ya ödediği tazminatın kusurları oranında davalılardan rücuen tahsilini talep etmiş, davalı …. … davanın reddini, karşı dava ile de kazazedeye ödediği tazminatın davacı ve diğer davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece asıl davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1-)6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde nisbi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Yukarıda sayılan yasa hükümleri uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ile ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikteki yargı işi olması ve yahut açılan davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesinde sayılan davalardan olması gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlık eser sözleşmesi uyarınca yapılan iş sırasında meydana gelen kaza nedeniyle ödenen tazminatın rücuen tazmini talebine ilişkindir. Davacı ticaret şirketi ise de davalı taraf tacir olmayıp, uyuşmazlık her iki tarafında ticari işletmesiyle ile ilgili olmadığı gibi yasada sayılan davalardan da olmadığından uyuşmazlığın genel hükümler doğrultusunda asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden işin esası hakkında hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle kaldırılması gerekmiştir.
2-)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü amir olup, buna göre “hüküm” fıkrasının açık, şeffaf, uygulanabilir ve gerekçe ile uyumlu olma, talepleri tek tek karşılama, infazda tereddüt yaratmama ilkesine aykırı olmamalıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde faiz talebinde bulunduğu halde mahkemece faiz talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesi hatalı olmuştur.
3-)Dava rücuen tazminat istemine istemine ilişkin olup tazminatta kendi payına düşenden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın, aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Diğer bir deyişle davacının olay nedeniyle tazminat ödemek durumunda kalması halinde davacı müteselsil sorumlu davalılara ancak davalıların kusuru oranında rücu edebilir. Rücunun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. Diğer taraftan kusur kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli öğelerdendir.
Mahkemece rücu alacağının hesaplanmasına yönelik rapor aldırılmış ise de meydana gelen kazada tarafların kusur durumuna ilişkin kusur raporu aldırılmamıştır. Dava dışı kazazede …… tarafından açılan tazminat davasına ilişkin Aşkale Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/…. Esas sayılı dava dosyası ile dava dışı SGK tarafından aynı kazaya ilişkin açılan 2004/….Esas sayılı dava dosyasının getirtilerek bu dosyalarda alınan raporlardaki kusura ilişkin tespitlerde irdelenmek suretiyle asıl ve birleşen davada rücu edilebilecek alacak miktarı hususunda alanında uzman inşaat mühendisi, elektrik mühendisi ve hesap bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınıp tarafların kusur oranları belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
4-) Davacı kusurları oranında davalılara rücu edebileceğinden taraflar yönünden hükmedilen rücu alacağına ilişkin harcın ayrı ayrı hesaplanarak hükmedilmesi gerekirken birlikte tahsiline hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile bağlı şekilde ve kamu düzenine ilişkin hususlarda yapılan inceleme sonunda, yukarıda açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalı ve davalı- karşı davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile kararın HMK 353-(1)/a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı vekillerinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/371 Esas – 2020/231 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf başvurusunda davacı-karşı davalı ….. Çimento Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nden alınan 2.546,40TL istinaf karar harcının talep halinde davacı-karşı davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf başvurusunda davalı-karşı davacı … …. … Genel Merkezi’nden alınan 1.476,09TL istinaf karar harcının talep halinde davalı-karşı davacı tarafa iadesine,
5-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-g maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.