Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2021/1412 E. 2023/1395 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1412
KARAR NO : 2023/1395
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2021/139 Esas – 2021/264 Karar
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … PTT Başmüdürlüğüne bağlı … PTT merkez Müdürlüğü Hizmet Binasının Yıkılarak yerine yeni bina yapılması işi ile ilgili olarak 2013/…ihale kayıt numarası ile ihaleye çıkıldığını, yapılan ihale neticesinde davalı ile sözleşme imzalandığını, …. PTT Müdürlüğü Hizmet Binasının inşaatı sonucunda noksan ve hatalı yapıldığı tespit edilen imalatlarla ilgili olarak Yapı Daire Başkanlığı personelinden oluşturulan raporla ücretlendirme sonucunda tespit edilen noksan ve kusurlu imalat ve işlerin toplam bedeli KDV hariç 63.639,65 TL olarak belirlendiğini, davalı tarafa noksan ve kusurlu imalatların giderilmesi, giderilmemesi halinde toplam bedelin iade edilmesi gerektiğini yazılı olarak bildirdiklerini, ancak bir sonuç alamadıklarını, söz konusu noksan ve kusurlu imalatlar nedeniyle yapılan fazla ödeme ile kurum zararı doğduğunu, sözleşmeden ileri gelen ve eksik yapıldığı tespit edilen imalatlar nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla fazla ödendiği tespit edilen, 63.639,65 TL ile 11.455,13 TL KDV olmak üzere toplam 75.094,78 TL’nin 20/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde,”taraflar arasında 15.04.2013 tarihli eser sözleşmesi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf sözleşme gereği davalını yerine getirmesi gereken yükümlülüğü eksik bıraktığını eserin ayıplı olduğunu beyan etmiştir. Davacı 14.03.2017 tarihinde davalıdan, …. PTT Merkez Müdürlüğü yapım iş ile ilgili olarak 63.639,65 TL tutarında eksik ya da kusurlu imalat bulunduğunu bu eksikliğin giderilmesini talep etmiş ve bu yazı davalı şirkete 22.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ise sözleşme kapsamında kesin kabulün yapıldığını bu nedenle eksik imalat bulunmadığını beyan etmiştir. Mahkememizce yerinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda eksik imalatların açık ayıp sayılması gerekçesi bulunmadığından yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. Bu doğrultuda düzenlenen 28.04.2021 tarihli heyet raporunda, Yapım İşleri Muayene ve Kabul Yönetmeliği kapsamında değerlendirme yapıldığında, yapılan eksik ve kusurlu imalatın 5.616,57 TL + KDV tutarında açık ayıp olması ve davacı yetkilileri tarafından 31.12.2014 tarihinde kesin kabulün yapılması nedeniyle davalının bu tutardan sorumlu olamayacağı ancak, 43.617,38 TL + KDV tutarında gizli ayıp sayılacak eksik imalat bulunduğundan davalının bu tutardan sorumlu olacağı belirtilmiştir. Mahkememizce hükme esas alınan 28.04.2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, 43.617,38 TL ile 7.851,12 TL Kdv toplamı 51.468,5 TL’nin davalıya ihtarın ulaştığı tarih olan 22.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
51.468,5 TL’nin 22.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca 51.468,50 TL üzerinden hesap olunan 3.515,81 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.282,44 TL harçtan mahsubu ile bakiye noksan 2.233,37 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan 7.490,91 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmeye rağmen eksik ve kusurlu davaya konu edilen imalatların tamamının ilk bakışta görülmesi mümkün olmayan, daha sonra anlaşılan gizli ayıplar olduğunu, bu ayıpların davalı tarafça kasten gizlenen ayıplar olduğunu, fakat yerel mahkemece bu ayıpların açık ayıp olarak değerlendirildiğini, son dönemlerde inşaat sektöründe gelen ciddi zamlara rağmen, sözleşmeden kaynaklı eksik ve kusurlu imalatların 2014 yılı birim fiyatları üzerinden iskonto uygulanmak suretiyle hesaplandığını, bu hususta bilirkişi raporuna göre hüküm tesis edilmesinin isabetli olmadığını beyan ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin ayıplı ifasından uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında kurulan ilişki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. İmâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde ayıp halinde iş sahibine üç seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır.
Eser sözleşmesi, 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu,TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri getirilmiştir. Bu hükümler uyarınca gerek açık ayıp ve gizli ayıplarda iş sahibinin ihbar zorunluluğu bulunmakta ise de yüklenici eserdeki işçilik, malzeme ve yapımla ilgili açık ve gizli ayıplardan dolayı sorumluluğu garanti ettiği süre için bunu önceden kabul ettiğinden yüklenici lehine olan iş sahibinin ihbar zorunluluğunu aramaktan vazgeçtiği ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları ücretsiz olarak gidermeyi sözleşme tarihinde peşinen kabul ve taahhüt ettiği kabul edilir. İş sahibi ihbar zorunluluğu olmaksızın garanti süresi içinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplarla ilgili zamanaşımı süresi içinde seçimlik haklarını kullanarak yükleniciden ayıpların giderilmesini talep edebileceği gibi, aleyhine dava açabilecek ve iş bedelini ayıp giderim bedeli miktarınca ödemekten kaçınabilecektir (Yargıtay 15. H.D. 19.06.2014 gün, 2013/4976 E. 2014/4282 K. sayılı ilamı ile benzer uygulama ve içtihatları).
Eksik iş ise sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işlerin bedeli, teslim tarihine bu işlerin ikmâl edilebileceği sürenin ilavesiyle bulunan tarihteki piyasa rayiç bedellerle talep edilebilir. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek yoktur. Eksik işler yönünden TBK 474-478. maddelerindeki hükümler uygulanmaz.
TBK 472/son maddesinde eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek bir durum ortaya çıkarsa yüklenicinin iş sahibine bu durumu hemen bildirmek zorunda olduğu aksi takdirde bunun sonuçlarından sorumlu olacağı kabul edilmiştir(Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/4003 Esas, 2022/2265 Karar sayılı kararı).
Bu durumda mahkemece davacı iş sahibi, davalı yüklenicinin sözleşme ile üstlendiği edimi eksiksiz teslim aldığını kabul edip etmediği, açık ayıplarla ilgili muayene ve makul sürede ihbar yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği göz önünde bulundurularak, taraflar arasındaki sözleşmenin, yüklenicinin işi eksiksiz ve kusursuz yapıp yapmadığı, ayıpların niteliği ile bunun sonucu olarak eserin reddini gerektirir nitelikte olup olmadığı, bedel indirimi gerekip gerekmediği ile onarımının mümkün olup olmadığı ve bunların miktarı, açık veya gizli ayıp ile eksik imalatın bulunup bulunmadığı, bunların nelerden ibaret olduğu, gizli ayıp varsa ortaya çıkmasından itibaren iş sahibinin gecikmeksizin ihbarda bulunup bulunmadığı ve gizli ayıbın ortaya çıktığı tarih itibariyle mahalli piyasa rayiçlerine göre giderim bedellerine ilişkin, konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle gerek görülmesi halinde yeniden keşif yapılarak gerekçeli ve denetime elverişli yeni rapor/ek rapor alınarak, usulüne uygun taraf itirazları da değerlendirilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan karar verilmesi hatalı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kabulü ile Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/139 Esas – 2021/264 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında yapılan yargılama giderlerinin yeniden yapılacak yargılamada ele alınmasına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.