Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2019/2020 E. 2022/1000 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2020
KARAR NO : 2022/1000
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI : 2018/541 Esas 2019/260 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında müvekkilinin inşa ettirdiği binalardaki asansörlerin yapılması için 01/05/2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşme bedelinden olmak davalıya keşide ettiği … Bankası A.Ş., … Şubesi … sayılı 30.000,00-TL, … sayılı 40.000,00-TL, … sayılı 40.000,00-TL olmak üzere toplam 150.000,00-TL çek bedellerinin ödendiğini, bunun yanı sıra elden nakden 200.000,00-TL’nin davalıya ödendiğini, …bankası Erzurum Şubesi, 30/11/2018 tarih ve … nolu 50.000,00-TL, 30/12/2018 tarih ve … nolu 60.000,00-TL, 30/01/2019 tarih ve … nolu 90.000,00-TL çeklerin keşide edilerek davalıya verildiğini, davalının bir kısım işleri yaparak işi yarım bıraktığını, müvekkilinin başka bir firma ile anlaştığını hali hazırda işin başka bir şirketçe yerine getirildiğini ileri sürerek müvekkilinin …….bankası Erzurum Şubesi … nolu 50.000,00-TL, … nolu 60.000,00-TL, … nolu 90.000,00-TL çeklerden ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava konusu çekler dava sırasında ödenmiş olup dava istirdat davasını dönüşmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı ile müvekkili arasında davacının yaptırdığı inşaatlardaki 8 asansörün 560.000,00-TL bedelle yapımı için sözleşme imzalandığını, davacının işin görüleceği yeri müvekkiline geç teslim ettiğini, müvekkilinin asansör yapımı için gerekli tüm malzemeleri temin ederek işe başladığını ancak davacının 30/09/2017 tarihinde ödemesi gereken 50.000,00-TL ile 30/06/2018 tarihinde ödemesi gereken 100.000,00-TL’yi zamanında ödemediğini, sözleşmede müvekkiline verileceği kararlaştırılan 260.000,00-TL değerindeki daireyi 3. kişilere sattığını, davacının edimlerinde temerrüde düşmesine rağmen müvekkilinin sözleşmeden dönmediği gibi 2018 yılında dövizde yaşanan yüksek artış nedeniyle sözleşmenin uyarlanmasını talep etmediğini, müvekkilinin işi bırakmadığını, bu iddia kabul edilse dahi davacının edimlerini zamanında yerine getirmemesi dikkate alındığında müvekkilinin işe devam etmesinin beklenemeyeceğini, davacının sözleşmeyi haksız yere feshettiğini, bu durumda müvekkilinin müspet zararını talep edebileceğini, sözleşme bedeline istinaden verilen dava konusu …..bankası Erzurum Şubesi …, …, … nolu çeklerin müvekkilinin müspet zararının tazmini amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/541 E., 2019/260 K. sayılı kararı ile taraflar arasındaki asansör yapım işi sözleşmesine rağmen davalı tarafın dava konusu asansörleri tamamlamayarak eksik bıraktığı bölümlerin malzeme ve işçilik bedelleri toplamının 92.850,00-TL olduğu, karşılıklı edimleri içeren iş bu eser sözleşmesinde taraflardan birinin edim yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde diğer tarafdan edimlerini yerine getirmesinin istenemeyeceği, dava konusu 3 adet çekin dosya kapsamında sunulan banka dekontlarından davalı tarafa ödendiği bu haliyle davaya istirdat davası olarak devam etmek gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 92.850,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili 17/06/2019 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle, bilirkişi ek raporunun taraflarına 24/04/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, HMK 281. maddesi uyarınca tanınan 2 haftalık yasal sürenin dolması beklenmeden 08/05/2019 tarihinde karar verilerek savunma hakkının kısıtlandığını, eser sözleşmelerinde malzeme sağlama borcunun kural olarak iş sahibine ait olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmede de aksine bir hüküm bulunmamasına rağmen müvekkilinin malzemeleri kendisinin temin ettiğini, malzemeler için dosyaya sunulan faturalardan anlaşılacağı üzere 550.000,00-TL ödeme yaptığını, davacı tarafın bu faturalara itiraz etmediğini, bilirkişi raporlarında faturalara dair bir değerlendirme ve hesaplama yapılmadığını, somut olayda davacı iş sahibinin edimleri için vade belirlenmiş olduğu ancak müvekkilinin eser teslimi için bir vade belirlenmediğini, TBK 117. maddesi uyarınca özleşmenin feshi için davacı tarafça yapılmış bir ihtar bulunmadığını, davacının işin yapılmadığı yarım bırakıldığı iddiasını kabul etmediklerini, müvekkilinin işi yerine getirirken sözleşmenin davacı tarafından haksız şekilde feshedildiğini, aksinin kabulü halinde dahi davacının 30/09/2017 tarihinde ödemesi gereken 50.000,00-TL ile 30/06/2018 tarihinde ödemesi gereken 100.000,00-TL’yi zamanında ödemeyerek temerrüde düştüğünü, böylesi bir durumda müvekkilinin işe devamının beklenmesinin mümkün olmadığını, mahkemenin bu yöndeki savunmaları değerlendirmediğini ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava eksik iş bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Davalı vekili bilirkişi ek raporunun taraflarına 24/04/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal 2 haftalık sürenin dolması beklenmeden 08/05/2019 tarihinde karar verilerek savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de dosya ve UYAP sisteminde yapılan incelemede 18/04/2019 tarihli ek raporun davalı vekiline 23/04/2019 tarihinde elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, yasal sürenin 07/05/2019 tarihinde sona erdiği, yasal sürenin dolmasının beklendiği anlaşılmıştır. Davalı davcının temerrüde düştüğünü ileri sürmüş ise de bu nedenle sözleşmeden dönmediği gibi haksız fesih nedeniyle tazminat istemiyle açtığı bir dava da mevcut değildir. Bu nedenlerle davalı vekilinin dava konusu çeklerin müvekkiline müspet zararının tazmini amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında 01.05.2017 tarihinde davacının inşa ettirdiği binalarda 8 adet asansörün
yapılması konulu 560.000,00-TL bedelli eser sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 9. maddesinde sözleşme bedelinin 560.000,00-TL olduğu, bu bedele her türlü işçilik, makine, ekipman, sarf malzemeleri, nakliye, işçi ve SGK giderleri, vergiler, genel giderler, yatay ve düşey taşımalar ile KDV’nin dahil olduğu kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme, 6098 sayılı TBK 480. maddesinde ifade edilen götürü bedelli sözleşmedir.
Dava konusu eser sözleşmesinin tamamlanamadığı hususunda da taraflar arasında ihtilaf yoktur. İstem davacı tarafından götürü bedelli sözleşmede eksik iş bedelinin tahsilidir. Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hakettiği iş bedelinin saptanması yada iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması gerekir. (Yargıtay 15. HD., 2019/1350 E., 2019/4613 K.; Yargıtay 15. HD., 2019/2234 E., 2019/3697 K.; Yargıtay 15. HD., 2020/2665 E., 2021/177 K.) Ne var ki mahkemece belirtilen ilkeye (fiziki oran yöntemi) göre hesaplama yapılmayan 18.04.2019 tarihli bilirkişi raporunun esas alınarak hüküm tesisi doğru olmamıştır. Bu nedenle mahkemece ek rapor alınmak suretiyle, eksik ve kusurlu işler de dikkate alınarak (eksik işlemin yapılmadığı, kusurlu işlerin yapıldığı hali ile değeri) gerçekleştirilen işin öncelikle toplam işe fiziki oranının yüzde olarak belirlenmeli, bulunan bu oranın kararlaştırılan götürü iş bedeli olan 560.000,00-TL’ye uygulanarak davalının hak ettiği iş bedelinin belirlenmeli, bundan sonra yapılan ödemenin mahsubu ile sonucuna göre, istinaf edenin sıfatına göre davalı yararına oluşan kazanılmış haklar da gözetilerek, istirdadı gereken alacağın tespiti gerekmektedir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/541 E., 2019/260 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında yapılan yargılama giderlerinin yeniden yapılacak yargılamada ele alınmasına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/06/2022