Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/2633
KARAR NO : 2023/2024
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 16/11/2023
Taraflar arasında görülen davada Mahkemece geçici hukukî koruma talebi hakkında verilen ara kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; davalı tarafından Diyarbakır İcra Dairesinin …. E. sayılı dosyası üzerinden müvekkili ve dava dışı kişiler aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe konu çekin müvekkili şirket tarafından keşide edilerek taşıma işlerini yapan ..Ltd. Şti.’ne verildiğini, bu şirketin de aldığı akaryakıt karşılığında çeki ciro yoluyla … Ltd. Şti.’ne verdiğini, sonrasında takibe konu edilen çek ile bir kısım çeklerin ..td. Şti.’den çalındığını, bu konudaki ceza davasının Diyarbakır … Asliye Ceza Mahkemesinin…. E. sırasında derdest olduğunu, … Ltd. Şti. Tarafından Diyarbakır …. Asliye Hukuk Mahkemesinde ödeme yasağı konulmasını da içeren çek iptali davası açıldığını ve bu mahkemece çek bedelinin ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiğini, daha sonra dosyanın görevsizlikle gönderildiği Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih ve …. E.,….. K. sayılı ilamı ile takibe konu çek ve diğer çeklerin zayi nedeniyle iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, kesinleşen çek iptali kararına istinaden dava dışı …… Ltd. Şti.’nin müvekkili şirkete başvurusu üzerine müvekkil şirket tarafından çek bedeli de dahil olmak üzere bir kısım diğer borçların dava dışı ….. Ltd. Şti.’ye ödendiğini, yapılan bu ödeme ile birlikte müvekkilinin borçtan kurtulduğunu, ….. Ltd. Şti. tarafından, çalınan çeklerden birine ilişkin İstanbul….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……E. numarası ile çek istirdadı davası açıldığını, bu davanın davalısının ise eldeki dosyanın davalısı olduğunu, çekin zayi hususu davalı tarafça bilinmesine rağmen müvekkili şirket ve diğer şirketler aleyhine takip başlatılması ve üstelik bu takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip olarak başlatılmasının davalı tarafın kötü niyetli ve haksız olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, davalı şirket basiretli tacir olup bu yükümlülüğüne ve ayrıca 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun ve Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin kendisine yüklediği yükümlülüklere de aykırı hareket ettiğini beyan ederek; müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine, icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, takdir edilecek teminat mukabilinde veya teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesine ve kesinleşen icra takip dosyasında yapılan tüm işlemlerde dahil hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, …. tarihli ara kararı ile özete; 2004 sayılı İİK m. 72/3 hükmünün ilk cümlesi gereğince, davanın icra takibinden sonra açılmış olması sebebiyle davacının icra takibinin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin kabulünün mümkün olmadığını, icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir istemi bakımından ise, somut olayda, icra takibine dayanak yapılan çek hakkında açılan dava sonucu Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesince zayi nedeniyle çekin iptaline karar verildiği ve kararın kesinleştiği, davacı tarafça, her ne kadar çek iptali kararının kesinleşmesinden sonra iptal kararını alan ….. Ltd. Şti. tarafından iptal kararı ile birlikte müvekkiline başvuru yapması sonucu ödeme yapıldığı iddia edilmiş ise de, ödemeye dair dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, bu haliyle mevcut aşamada yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı, davacı tarafın icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlara ilave olarak; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hukuki açıdan isabetsiz olduğunu, müvekkili şirket tarafından dava dışı …. Şti.’ne ödeme yapıldığına dair dekontun dosya içerisinde olduğunu, söz konusu dekontu tekrar ekte sunduklarını, dava ve takip konusu çekin mahkeme kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle kambiyo senedi olma niteliklerini de kaybettiğini, icra takibi kapsamında müvekkili şirketin ticari faaliyetlerinin zarar göreceğini ve ticari itibarının zedeleneceğini, takibin devam etmesinin müvekkilinin ödemesini yaptığı çekin bir daha ödemesi anlamına geleceğini, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi durumunda müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağını beyan ederek; teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilerek bu kapsamda icra dairesinin veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesi, söz konusu icra dosyasında takibin kesinleşmesi sebebi ile yapılan tüm işlemlerin kaldırılması gerektiğini beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda;
Dava, 2004 sayılı İİK m. 72 hükmü uyarınca icra takibinden sonra açılan menfî tespit istemine ilişkindir.
Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, İstanbul 2013, s. 346).
Menfi tespit davası 2004 sayılı İİK’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfî tespit davasında amaç, bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.
Ayrıca, 6100 sayılı HMK m. 389 vd. hükümlerinde geçici hukukî himayenin bir türü olan ihtiyatî tedbirlere ilişkin düzenleme genel nitelikte olup; 2004 sayılı İİK m. 72 hükmünde menfî tespit davaları hakkındaki tedbirlerin özel olarak düzenlenmiş olması, bu davada, 6100 sayılı HMK m. 389 vd. hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri, ispat ölçüsüdür. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü hâkim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Oysa, 6100 sayılı HMK m. 390(3) hükmünde, ihtiyati tedbire karar verebilmek için yaklaşık ispat gerekli ve yeterli görülmüştür. Madde gerekçesinde ise, HMK m. 390(3) hükmündeki düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde;
► Diyarbakır İcra Dairesinin …… sayılı dosyasında alacaklı U…. tarafından borçlular S…. Ltd. Şti. aleyhine … keşide tarihli …TL bedelli çek nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığı,
► Davaya konu ….Şubesine hitaben keşide edilen …. keşide tarihli …. TL bedelli çekin keşidecisinin .. AŞ olduğu, lehtarının … Ltd. Şti. olduğu, çekin ilk cirosunun lehtar … Ltd. Şti. tarafından yapıldığı, sırayla … Ltd. Şti. ve …. AŞ’ye ciro edildiği, …. çekte aval veren olduğu, çekin …… AŞ tarafından bankaya ibrazında Diyarbakır …. Asliye Hukuk Mahkemesinin ihtiyati tedbir (ödemeden men) kararı nedeniyle ödeme yapılamadığının çekin arkasına şerh düşüldüğü,
► Dava dışı .. Ltd. Şti. tarafından dava konusu çekin de aralarında bulunduğu bir kısım çekler bakımından …… tarihinde hasımsız olarak açılan çek iptali davasında Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin…. tarih ve ….E., … K. sayılı kararı ile …. keşide tarihli … seri nolu ve …TL bedelli çekin de aralarında bulunduğu toplam (….) adet çekin zayi nedeniyle iptaline karar verildiği, bu kararın istinaf edilmeden ….. tarihinde kesinleştirildiği,
► Dava dışı …. Ltd. Şti. tarafından bu davaya konu olmayan (ancak bu dava konusu çek ile birlikte hakkında çek iptali davası açılan) …. TL bedelli bakımından, çek iptali davası derdest ve henüz karar bağlanmamış iken ….tarihinde bu dosyanın davalısı….. AŞ aleyhine çek istirdadı davası açıldığı, çek istirdadı davası açıldığı hususunun ….havale tarihli dilekçe ile davacı vekili tarafından Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. (görevsizlik kararı veren Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E.) sayılı dosyasına bildirildiği, ….. E. sayılı dosyada, hakkında istirdat davası derdest olan ….. numaralı çekin de iptaline karar verildiği,
► Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. tarih ve ….K. sayılı kararı ile ….numaralı çek hakkındaki istirdat davasında yetkisizlik kararı verildiği, dosyanın gönderildiği İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih ve … E., … K. sayılı kararı ile davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği ve İstanbul BAM ….. HD nezdinde istinaf aşamasında olduğu,
► Davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ….. tarihli havale belgesine göre ….. AŞ tarafından …. Ltd. Şti.’ye….L ödeme yapıldığı, dekont içeriğinde ödemeyle ilgili herhangi bir açıklama bulunmadığı,
Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Geçici hukuki korumalar hakkında genel nitelikteki 6100 sayılı HMK m. 390(3) hükmündeki yaklaşık ispat olgusunun 2004 sayılı İİK m. 72 kapsamında hükmedilecek tedbirler bakımından da aranması gerekir. Davaya konu icra takibine dayanak kambiyo senedi incelendiğinde, davacının çek bedelini ödediğini iddia ettiği dava dışı . Ltd. Şti.’nin çekte ciranta ya da başka sıfatla yer almadığı görülmüştür. Davacı tarafça, Mahkemenin ara kararından sonra ….tarihli beyan dilekçesi ve istinaf dilekçesi ekinde … AŞ tarafından…. Ltd. Şti.’ye yapılan…. TL’lik ödemeye ilişkin banka dekontu sunulmuş ise de, söz konusu dekontta ödemenin ne amaçla yapıldığına dair herhangi bir açıklama olmadığı gibi, dava dışı … Ltd. Şti.’nin kambiyo ilişkisinde taraf olmaması nedeniyle davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ödeme kambiyo ilişkisi dışında üçüncü kişiye yapılan bir ödeme niteliğindedir. Öte yandan; davaya konu çek hakkında dava dışı … Ltd. Şti. tarafından ….. tarihinde çek iptali davası açıldığı, dava konusu çekin ise …. tarihli faktoring sözleşmesine istinaden ….tarihinde dava dışı .. … Ltd. Şti. tarafından davalı Ulusal …. AŞ’ye temlik edildiği, faktoring sözleşmesi ile 6361 sayılı Kanun m. 9(2) hükmü uyarınca çeki tevsik eden faturanın dosyaya sunulduğu, çekin temlik edildiği tarihte çek iptali davasının henüz açılmamış olduğu,….. tarihinde bankaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır. Şu hale göre, dava konusu çek, çek iptali davasının dava tarihinden önce davalı faktoring şirketine temlik edildiği gibi, çek istirdadı davası da dava konusu olmayan ….. numaralı çek hakkında açılmıştır. Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü davalı alacaklıda ise de, davalı alacaklı taraf imzası inkar edilmeyen kambiyo senedine dayandığından ispat yükü davacıdadır. Davalı tarafından dosyaya sunulan faktoring sözleşmesi ve fatura içeriği dikkate alındığında, davalı tarafın çeki iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olup olmadığı hususu yargılama sonucunda ortaya çıkacaktır. Bu durumda davadaki ispat yükü nazara alındığında, 2004 sayılı İİK m. 72 hükmü kapsamındaki tedbir taleleri yönünden uyuşmazlıkta yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği, davacı tarafından sunulan delillerin bu aşamada yaklaşık ispata elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, Dairemizce yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesinin ara kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, incelemenin istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafın istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353(1)-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan …tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince yeteri kadar istinaf harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-)İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-) Dairemiz kararının 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik m. 359(4) hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362(1)-f hükmü gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/11/2023