Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/2552 E. 2023/1909 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2552
KARAR NO : 2023/1909

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ :02/11/2023

Taraflar arasında görülen davada Mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili şirketin ….. başlangıç tarihli, … yıl süreli ve tapuya şerh edilen kira sözleşmesi ile kiracısı olduğu taşınmaz üzerine okul inşa ederek işletmeye başladığını, ….. tarihinde davalılar …. ve …..’in katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda okul işletmesinin kurucu temsilciliğine ….. numaralı ortaklar kurulu kararı ile …..’in seçildiğini ve kendisine kurumu açma, kapatma, devir ve benzeri işlemleri yürütme yetkisi verildiğini, akabinde okul işletmesinin ….. tarihinde, davalılar …… ve …..’in ortağı olduğu ve …..’in …………’nin müdürü sıfatıyla düzenlediği Özel Eğitim Kurumları İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile davalı şirket ………………’ne; ….. tarihinde ise Diyarbakır …. Noterliğinin ….. tarih, ….. yevmiye numaralı İşletme Devir Sözleşmesi ile davalı …..’in ortağı olduğu, diğer davalı şirket ……….’ne devredildiğini, ancak davalı …..’e yetki verilmesine dair …… tarihli yönetim kurulu kararının toplantı nisabı sağlanmadan alındığından yok hükmünde olduğunu, dolayısıyla bu karara istinaden yapılan ….. tarihli Özel Eğitim Kurumları İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve Diyarbakır …. Noterliğinin …… tarih ……. yevmiye nolu işletme devir sözleşmesinin de yok hükmünde olduğunu, ayrıca okul işletmesinin müvekkili şirketin en önemli aktifi olması sebebiyle yönetim kurulunun genel kuruldan yetki alması gerekirken bu kurala da uyulmadığından söz konusu işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, davalıların hukuka aykırı işlemleri nedeniyle müvekkili şirketin okul işletmesinin gelirinden mahrum kaldığını, ayrıca müvekkili şirketin söz konusu işlemlerin yapıldığı tarihten bu yana faaliyetlerini sürdüremediğini ve ticari itibarının zedelendiğini, dolayısıyla manevi açıdan da zarara uğradığını, Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin …..E. sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde davalıların bahsi geçen iş ve işlemlerinin yok hükmünde olduğu tespit edildiğinden müvekkili şirketin davalıların hukuka aykırı eylemleri neticesinde zarara uğraması nedeniyle doğan alacaklarının varlığı noktasında yaklaşık ispatın üzerinde bir tespit olduğunu ileri sürerek ….. tarih, ….. numaralı yönetim kurulu kararı ile bu karara dayanılarak yapılan tüm iş ve işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespitine, bu karara dayanak teşkil eden iş ve işlemler nedeniyle müvekkili şirketin şimdilik …… TL maddi ve ….. TL manevi olmak üzere toplam …… TL zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen faizi ile tahsiline, davalıların borca yeter miktardaki menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası izin öncelikle ihtiyati tedbir, akabinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece …… tarihli ara kararı ile özetle; tüm davalılar yönünden ….. TL maddi tazminat ve ….. TL manevi tazminat olmak üzere toplam …… TL üzerinden ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ise de, muaccel bir alacağın varlığı hususunda yaklaşık ispat şartının yerine. getirilmediği, davacının iddiasını destekler hiçbir belge ve delil sunmadığı, bu haliyle talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati haciz talep eden davacı vekili; Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E.- ….. K. sayılı ve ….. tarihli kararı ile okul işletmesi hakkında kurum açma, kapatma, devir ve benzeri işlemleri yürütme yetkisinin davalı ……’e verilmesine ilişkin….. tarihli yönetim kurulu kararının alındığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Kanun hükümlerine aykırı olduğundan bu karar ile bu karara istinaden yapılan …. tarihli Özel Eğitim Kurumları İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve …. tarihli işletme devir sözleşmesinin de yok hükmünde olduğunun tespit edildiğini, davalıların anılan tarihten bu yana müvekkili şirketin en önemli aktifi olan okul işletmesinin gelirlerinden mahrum kalmasına ve kiracılık hakkını haiz olduğu taşınmaz üzerinde kiracılık hakkını etkileyen sınırlı bir ayni hakkın tesisi doğuran yeni bir kira sözleşmesi akdederek müvekkilinin taşınmazın semerelerinden faydalanmasının engellenmesine hukuka aykırı eylemleri ile sebebiyet verdiklerini, muaccel bir alacağın ispatı hususunda yaklaşık ispattan da öte mahkeme kararı ile yapılmış bir tespitin söz konusu olduğunu, Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E. sayılı dosyası ile ikame edilen dava ile aynı hukuki sebebe dayanarak müvekkili şirketin doğrudan zararlarının tazminine ilişkin açılan davada ihtiyati haciz talep edildiğini, dava dilekçesi ekinde iddialarını destekler bilgi ve belgelerin mahkemeye sunulduğunu, zararın niceliğinin büyüklüğü ve davanın kabulü ihtimali karşısında davalıların talep konusunun tahsil kabiliyetini zorlaştırmak amacıyla mal kaçırma girişiminde bulunma ihtimallerinin yüksek olduğunu, haricen edinilen bilgilerin de bu yönde olduğunu, talep konusunun çok geniş bir yargılama, hesaplama ve ayrıntılı incelemeyi gerektirdiği nazara alındığında uzun bir yargılama sürecinin söz konusu olacağını, bu durumda da hakkın özünün zarar görmesi ihtimalinin yüksek olduğunu ve zararının telafisinin ilerleyen aşamada imkansız olacağını beyan ederek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılması talebiyle istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Talep, 2004 sayılı İİK m. 257 vd. hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup; uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İİK’nın 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları 2004 sayılı İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup, maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de; borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
2004 sayılı İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olayda; dosya mevcuduna göre alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilemediği, alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, davacı tarafça iddia edilen alacağa dayanak olarak gösterilen delillerden vadesi gelmiş muaccel bir alacağın tespit edilemediği, alacağın varlığının ve miktarının tarafların ibraz edeceği deliller incelendikten sonra yapılacak yargılama neticesinde belirleneceği, ayrıca davalıların belli bir adresinin olmadığına veya taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendilerinin kaçmaya hazırlandığına yahut kaçtığına ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğuna dair somut herhangi bir delil sunulmadığı, bu nedenle eldeki davada 2004 sayılı İİK m. 257 vd. hükümlerinde öngörülen koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı ve istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353(1)-b-1 hükmü uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan ….. tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL karar harcından davacı tarafça yatırılan 179,90 TL peşin harcın MAHSUBUNA, bakiye 89,95 TL’nin davacı taraftan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-)İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-)6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik m. 359(4) maddesi uyarınca kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362(1)-f hükmü gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/11/2023