Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/2546 E. 2023/1907 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2546
KARAR NO : 2023/1907

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ :02/11/2023

Taraflar arasında görülen davada Mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu …. şirketi arasında imzalanan… tarih ve …. TL bedelli kredi sözleşmesine davalının müteselsil kefil olduğunu, kredi geri ödemelerinde yaşanan aksamalar nedeniyle davalı/borçlulara Başiktaş …. Noterliğinin …. yevmiye numaralı ve Diyarabakır …. Noterliğinin ….yevmiye numaralı kat ihtarnamelerinin gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında Diyarbakır İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, davalı aleyhine inkar tazminatına ve …. tarihli takip talebi ile talep edilen…TL alacak üzerinden davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece …. tarihli ara karar ile; Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ….D.İş sayılı ilamı üzerinden ihtiyati haciz işlemlerine başlanıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine ihtiyati haczin işlevsiz kaldığının ifade edildiği, dava konusu Diyarbakır İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra dosyası üzerinden infaz edilmek üzere tekrar ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği, eldeki davanın itirazın iptali davası olduğu, itiraz üzerine takibin durdurulduğu, bu halde durdurulan takip üzerinden infaz edilmek üzere talep edilen ihtiyati haczin davanın esasını çözer nitelikte olacağı, oysa eldeki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, esası çözer tarzda geçici hukuki koruma kararı verilemeyeceği, İİK’nun 257. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; davalı hakkında Diyarbakır İcra Müdürlüğünün ….sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ve durdurma kararının kendilerine …. tarihinde gönderildiğini, itirazın iptali davası açmak üzere …. tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu ve….tarihinde anlaşamamaya dair son tutanak düzenlendiğini, eldeki itirazın iptali davasının ise … tarihinde açıldığını, takipten önce Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Değ. İş sayılı dosyası ile davalı hakkında alınan ihtiyati haciz kararının İİK’nın 264./2 maddesi uyarınca 7 günlük başvuru süresinin geçirilmiş olması nedeniyle hükümsüz kaldığını, Mahkemece uyuşmazlığın esasını çözer mahiyette ihtiyati haciz kararı verilmeyeceği yönündeki gerekçesinin yerinde olmadığını, zira ihtiyati haczin geçici bir hukuki koruma niteliğinde olduğunu, satış ve benzeri kesin etki sağlamayacağını beyan ederek yerel mahkemece verilen …. tarihli ara kararın kaldırılması, ihtiyati haciz talebinin kabulü ile teminatsız olmak davalı kefil yönünden…. TL nakit alacağın tahsilini teminen menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, ihtiyati haczin Diyarbakır İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasından infaz edilmesine karar verilmesi talebiyle istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Talep, 2004 sayılı İİK m. 257 vd. hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup; uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
2004 sayılı İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
İİK’nın 264/2. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra takibi yapan alacaklı, borçlunun ödeme emrine itirazını gidermek için itirazın tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü sürede itirazın kaldırılmasını veya iptalini sağlamak üzere dava açmak zorundadır. Süresinde dava açılmaması halinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır. Bu (7 günlük) süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka şekilde öğrenmiş olsa bile, borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilmedikçe, (7) günlük süre işlemeye başlamaz.
Alacaklının yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde yalnız ihtiyati haciz hükümsüz kalır (m.264,IV); icra takibi ise, (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest kalmakta devam eder. Alacaklı derdest icra takibine devam edebilmek için, altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir (m.68,I;m.68/a,I) veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabilir (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı ikinci baskı sayfa 1067).
Dava konusu Diyarbakır İcra Müdürlünün … sayılı icra dosyasının UYAP sistemi üzerinden incelenmesinde; davacı banka tarafından davalı borçlu hakkında …. tarihinde kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi başlattığı, davacı bankanın talebi üzerine davalı borçlu hakkında Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin…. tarih ve …. Değ. İş sayılı kararı ile …. TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiği, davacı vekilince bu kararın icra dosyasına sunulduğu ve ihtiyati haczin infazının istenildiği, ödeme emrinin davalı borçluya tebliği edildiği ve davalı borçlunun süresi içinde sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile takibin durduğu, davalı borçlunun borca itirazının …. tarihinde davacı bankaya tebliğ edildiği; dosya kapsamından ise davacı vekilince itirazın iptali davası açmak üzere … tarihinde arabuluculuk yoluna başvurulduğu ve … tarihinde anlaşamama son tutanağının düzenlendiği, eldeki itirazın davasının ise …. tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre davacı bankaya davalı borçlunun itirazının tebliğ edildiği … tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açılmamış olduğundan ihtiyati hacizler hükümsüz kalmıştır. Kanunda öngörülen süre hak düşürücü süre olduğundan arabulucuya başvuru bu süreyi kesmeyecektir. Dolayısıyla davacı vekilinin yeniden ihtiyati haciz istemekte hukuki yararı vardır.
Öte yandan İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nun 257. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar alacağın muaccel olması ve alacakla ilgili rehnin bulunmamasıdır. İhtiyati hacze itiraz koşullarının düzenlendiği İİK’nın 265. maddesinde de ihtiyati haciz kararından önce başlatılan ilamsız icra takibine itiraz etme nedeniyle icra takibinin durmuş olması ihtiyati haczin kaldırılma koşulu olarak düzenlenmemiştir. Sözü edilen maddelerde sayılan koşullar dışında bir koşul öngörülmediğinden girişilen ilamsız takibe itiraz etme nedeniyle takibin durmuş olması ihtiyati hacze engel teşkil etmez. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarih ve …Esas, … karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere takibe itiraz, bu ihtiyati haciz kararın kesin hacze dönüşmesine engel teşkil eder.
Somut olayda, dosya kapsamından davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …Şti şirketi arasında imzalanan …. tarihli kredi sözleşmesine davalının müteselsil kefil olduğu, Diyarbakır …. Noterliğinin…. tarihli ihtarnamesi ile borcun kat edildiği ve ihtarnamesinin asıl borçlu şirkete ve müteselsil kefile … tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Alacaklının müteselsil kefile başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı TBK m. 586 hükmüne göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir (Uygur, Turgut; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara, Nisan 2012, Cilt II, s. 2541).
Müteselsil kefile ihtar gönderilmesi, sadece onun takipten önce temerrüde düşürülmesi ile ilgili bir sorundur. Bu itibarla, hem asıl borçluya, hem de müteselsil kefile aynı anda ihtar gönderilip borçluya gönderilen ihtarın tebliğine rağmen verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine 6098 sayılı TBK’nın 586/1 maddesindeki “borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması” şartı gerçekleşmiş olur. Somut olayda, ihtiyati haciz isteyen banka tarafından gönderilen kat ihtarnamesinin asıl borçlu ve kefile ayrı ayrı tebliğ edildiği ve bankanın alacağının muaccel hâle geldiği anlaşılmaktadır. Borçlu ifada geciktiğine ve alacaklı tarafça gönderilen ihtara rağmen borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı iddia edildiğine göre mahkemece 6098 sayılı TBK’nın 586/1. maddesinde öngörülen kefile müracaat edebilme koşulunun da gerçekleştiği nazara alınıp, müteselsil kefil bakımından ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken, reddi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, ihtiyatî haciz isteyen vekilinin istinaf istemi yerindedir.
Her ne kadar ihtiyati haciz isteyen davacı, teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş ise de, ihtiyati hacizde 2004 sayılı İİK m. 259 hükmünde teminat alınmayacak haller hakimin takdirine bırakılmamış olup, sınırlı olarak yasada açıkça sayılan hallerde teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün kılınmıştır. 2004 sayılı İİK’nın m. 259 hükmündeki atıfla uygulanacak 6100 sayılı HMK’nın m. 87 hükmü uyarınca, teminatın tutarını ve şeklini ise hakim serbestçe tayin eder.
Öte yandan, 6741 sayılı Kanun ile Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ kurulmuştur. Şirkete bağlı olarak Türkiye Varlık Fonunu’nun kurulacağı 3. maddesinde, Muafiyet ve İstisnalar ise 8. maddesinde düzenlenmiştir. Yine Türkiye Varlık Fonuna bağlı olarak alt fonlar ve şirketler kurulabileceği, 8. maddede belirtilen bu muafiyet ve istisnalardan Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ, Türkiye Varlık Fonu, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ tarafından kurulacak şirketler ve alt fonların yararlanabileceği hüküm altına alınmıştır. Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 03/02/2017 tarihli ve 2017/1 sayılı, 05/02/2007 tarihli ve 2007/8 sayılı kararları ile Hazine’ye ait hisseleri özelleştirme kapsam ve programına alınan Türkiye …. Bankası AŞ’nin %51,11 oranındaki hissesinin, özelleştirme kapsam ve programından çıkartılarak 19/08/2016 tarih ve 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 4’üncü maddesinin (a) bendi uyarınca Türkiye Varlık Fonu’na devrine karar verilmiştir. Bu durumda ihtiyati haciz talebinde bulunan Halkbank AŞ’nin %51,11 oranındaki hissesi Türkiye Varlık Fonuna devredilmiş ise de, … AŞ halen bağımsız tüzel kişiliğini korumakta olup 6741 sayılı Kanun’un 8. maddesinde belirtilen muafiyet ve istisnalardan yararlanabilecek statüye getirilmediğinden, ihtiyati haciz talep edenin teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaf olması söz konusu değildir (Bu yönde bkz. Yargıtay 11.HD 2018/3173 Esas, 2019/912 K. sayılı kararı). Bu nedenle, 2004 sayılı İİK’nın 259. maddesi uyarınca ihtiyati haciz isteyenden teminat alınması gereklidir.
Davacı vekili 630.596,78 TL nakit alacağın tahsilininin temini ihtiyati haciz talep etmiş ise de, davalının kredi sözleşmesine …TL limit ile kefil olduğu gözetilerek bu miktar üzerinden talebin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenlerle, istinaf eden ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf sebepleri yerinde görüldüğünden, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, davalı hakkında ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığında kısmen kabulüne karar verilmek suretiyle, 6100 sayılı HMK m. 353(1)-b-2 hükmü gereğince aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ….tarihli ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin ara kararın KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-b.2 hükmü gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA, Buna göre;
1-)İhtiyati haciz isteyen davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin KISMEN KABULÜNE, aleyhine ihtiyati haciz istenilen davalı ….’ın (TCKN: ….) kefalet limiti ….TL’ye yetecek kadar menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslarda bulunan hak ve alacakları üzerine 2004 sayılı İİK m. 257 ve müteakip hükümleri gereğince İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
2-)2004 sayılı İİK m. 259/1 ve HMK m. 87 hükümleri uyarınca ihtiyatî haciz kararı verilen tutarın (…. TL) takdiren % 15’i (yüzde onbeşi) oranında (…. TL) teminat ALINMASINA,
3-) 2004 sayılı İİK m. 259 hükmü uyarınca teminat İlk Derece Mahkemesi veznesine yatırıldığında kararın infazı için bir suretinin İlk Derece Mahkemesi tarafından ihtiyatî haciz isteyen vekiline VERİLMESİNE,
II-) İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati haciz isteyen tarafından yatırılan 738,00 TL istinaf başvuru harcının Hazineye GELİR KAYDINA; 269,85 TL istinaf peşin harcının talep halinde istinaf yoluna başvuran ihtiyati haciz isteyene İADESİNE,
III-) İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati haciz isteyen tarafından yapılan 738,00 TL istinaf başvuru harcı ile 122,50 TL posta masrafı ve 140,00 TL fotokopi ücreti olmak üzere toplam 1.005,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
IV-) İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati haciz isteyen tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın kendisine İADESİNE,
V-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
VI-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik m. 359(4) hükmü uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362(1)-f ve 2004 sayılı İİK’nın m. 258/3 hükümleri uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/11/2023