Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/2401 E. 2023/1581 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2023/1956
KARAR NO : 2023/1468

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

Taraflar arasında görülen davada Mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında süreklilik arz eden ticari ilişkinin bulunduğunu, taraflar arasındaki mal alım-satım ticaretine istinaden faturalar düzenlendiğini, müvekkili şirket tarafından mallar teslim edilmesine rağmen, davalı tarafça borcun tüm ihtarlara rağmen ödenmediğini bu nedenle davalı/borçlu aleyhine Diyarbakır İcra Müdürlüğünün….esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalı şirketin takibe itiraz ettiğini, itirazın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına, dava sonuna kadar davalı şirketin menkul ve gayrimenkulleri ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafından sunulan e-fatura , muavin defteri ve ihtarnamelerin muaccel bir alacağın varlığını kanıtlar nitelikte belgeler olmadığı, davacı tarafça yaklaşık ispat yönünde delil sunulmadığı, İİK’nun 257. Maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığı belirtilerek ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; mahkemece verilen ….tarihli ara kararın yerinde olmadığını, dilekçe ekinde ibraz edilen belgeler ile alacağın varlığının ispat edildiğini, davalı tarafça ödeme yapıldığına ilişkin belge sunulmadığını belirterek mahkemece verilen ara kararın kaldırılmasına, ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Talep, 2004 sayılı İİK m. 257 vd. hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup; uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamına göre Diyarbakır İcra Dairesinin 2023/19266 E. sayılı dosyasında alacaklının davacı Laşe Mobilya … Ltd. Şti., borçlunun davalı SBS Asfalt İnşaat … A.Ş. olduğu, takip konusu alacağın 58.260,00 TL olduğu, takip dayanağının cari hesap alacağı olarak gösterildiği, davalı borçlunun takibe süresinde itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı, dava dilekçesinin ekinde e-fatura, muavin defteri ve ihtarname bulunduğu anlaşılmıştır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
2004 sayılı İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olayda; dosya mevcuduna göre alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilemediği, bu nedenle 2004 sayılı İİK’nın 257. maddesindeki koşulların oluşmadığı, faturanın, muavin defterinin ve ihtarnamenin muaccel bir alacağın varlığını tek başına kanıtlar nitelikte belge olmadıkları, davacı tarafın e-fatura, muavin defteri, ihtarname vb belgeleri değerlendirildikten ve tarafların ticari defter ve kayıtları incelendikten sonra alacağın varlığının ve miktarının yargılama neticesinde belirleneceği sonuç ve kanaatine varılmış olup, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu, kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı ve istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353(1)-b-1 hükmü uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı (ihtiyati haciz isteyen) vekilinin İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan …. tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353(1)-b-1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken …. TL karar ve ilâm harcından davacı tarafça yatırılan …TL peşin harcın MAHSUBUNA, bakiye …. TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-)İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-) Dairemiz kararının 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik m. 359(4) hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362(1)-f hükmü gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/09/2023