Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1474 E. 2023/1187 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1474
KARAR NO : 2023/1187

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 10/07/2023

Taraflar arasında görülen davada Mahkemece davanın usulden reddine dair verilen kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkilinin …. tarihinde davalı şirketten … marka … model yıllı kazıcı iş makinesi satın aldığını, satın aldıktan sonra araçta elektrik arızası tespit edildiğini ve servis tarafından tüm kablo tesisatının değiştirildiğini, ayrıca kazıcı aletin bağlı olduğu bom adı verilen kolun eğik olduğunu ve şasiyle sürtünerek aracın dengesini bozduğunu, arızayla ilgili 7-8 kez Diyarbakır … gidildiğini fakat düzeltilemediğini beyan ederek üretimle ilgili söz konusu hasarın tespitini ve zararın tazminini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın satın alınan aracın imalattan kaynaklı ayıplı olduğu iddiasına dayalı ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiği, davacı tacir olmadığı gibi, VUK.’nun 176-178. maddeleri hep birlikte değerlendirildiğinde gelirinin 177. maddesinde düzenlenen esnaf işletme sınırının üzerinde olduğuna dair dosyaya yansıyan herhangi bir delilin bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda davacı tacir olmadığı gibi uyuşmazlıkta 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığından uyuşmazlığın çözümünde ticaret mahkemelerinin görevli olmadığı, öte yandan, davacının oda kaydının niteliği gözetildiğinde, iş makinesinin mesleki amaçla kullanıldığının kabul edildiği, bu kabule göre de, davacının 6502 sayılı TKHK m. 3(1)-k hükmü kapsamında tüketici sıfatını haiz olmadığı, dolayısıyla uyuşmazlığın 6502 sayılı TKHK kapsamında da kalmadığının kabul edildiği, son haliyle ticari dava olmayan ve tüketici işlemi bulunmayan malvarlığına ilişkin açılan davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu belirtilerek mahkemenin görevsizliğine ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; müvekkilinin satın almış olduğu araçtaki arıza ile ilgili ….sayılı tespit davasında imalat kaynaklı hataların tespit edildiğini, akabinde yine ….E. sayılı dosyası ile tazminat davası açtıklarını, mahkemece uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edildiğini, davanın mezkur mahkeme nezdinde ….E. sayılı dosyası ile görülmeye devam ettiğini fakat …. tarihli karar ile görevsizliğe hükmedilerek ortaya olumsuz görev uyuşmazlığının çıktığını beyan ederek görevli mahkemenin tespiti ve dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesi talebiyle istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda;
Dava, satın alınan iş makinesinin imalattan kaynaklı ayıplı olduğu iddiasına dayalı ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine 6100 sayılı HMK’nın 298/2 maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün birbirine uyumlu olması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/19-109 E. ve 2009/123 K. sayılı ilamında değinildiği üzere, 10/04/1992 tarih ve 1991-7 E., 1992-4 K, sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Somut olayda, Mahkemece …. tarihli duruşmada tefhim edilen kısa kararda “…[D]aha önceden görevsizlik kararı veren … Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna” karar verildiği halde, sonradan yazılan gerekçeli kararda ise “Görevli mahkemenin Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna ve … talep edilmesi halinde dosyanın görevli Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine” karar verilerek, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında görevsizlik kararı verilen mahkeme bakımından çelişki meydana getirilmiştir (Yargıtay 12. HD’nin 27/12/2017 tarihli ve 2016/24980 E., 2017/16012 K. sayılı; 24/02/2017 tarihli ve 2016/25064 E, 2017/2646 K. sayılı kararları vb.).
Açıklanan nedenlerle; mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 298/2. maddesine aykırı olarak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu için ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemeyeceğinden, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasındaki çelişkinin başlı başına bozma sebebi olduğuna dair 10/04/1992 tarihli, E. 1991/7, K. 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da dikkate alınarak 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 ve m. 355 hükümleri kapsamında kamu düzeni ilkesi gereği ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. ve 298. maddeleri gereğince hükümdeki çelişkinin giderilmesi suretiyle yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin istinaf isteminin esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin kamu düzeni ilkesi yönünden re’sen gözetilen sebeplerle KABULÜNE, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-a-6 ve 355. maddeleri uyarınca esası incelenmeksizin KALDIRILMASINA,
2-)Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Kararın kaldırılma nedenine göre davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine şimdilik YER OLMADIĞINA,
4-)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince, peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının davacıya İADESİNE,
5-)İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümle birlikte DEĞERLENDİRİLMESİNE,
6-)İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-)6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik m. 359(4) maddesi uyarınca Dairemiz kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 353(1)-a ve 362(1)-g hükümleri gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/07/2023