Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/439 E. 2022/340 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. DİYARBAKIR BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/439
KARAR NO : 2022/340

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ :04/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :14/02/2022

Taraflar arasında görülen davada Mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; *** mahallesinde bulunan ve tapunun *** ada /*** parsellerinde toplam 55.100 m2 yüzölçümlü taşınmazın 10 yıl süreli kiralama ihalesi için en uygun teklifi *** TL bedel ile davalı *** verdiğini ve bu şirket lehine kiralama yapılması için komisyon kararları alındığını, ancak lehine komisyon kararı alınan davalının, sözleşmeyi imzalamaya davet edilmesine rağmen gelmediğini ve sözleşmeyi imzalamaktan imtina ettiğini, şifahi olarak da sözleşme imzalamayacaklarını ifade ettiklerini, Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğin (1) sayılı Tablo Karar ve Mazbatalar bölümünde belirtilen “İhale Kanununa tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararları” binde 5,69 oranındaki karar damga vergisinin, sözleşme imzalansın veya imzalanmasın lehine karar alınan firmalar tarafından TMO’ya veya ilgili vergi dairelerine yatırılması gerektiğini, bunun yanında davalı şirket ile imzalanan kira şartnamesinin 11. maddesinde “İhale kararları ve sözleşmeye ait damga vergisi kiracıya ait olup sözleşme imzalanmadan önce TMO’ya ödenir.” hükmünün mevcut olduğunu, davalı tarafın bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini beyan ederek, müvekkili Kurum tarafından ödenen*** TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın “On Yıl Süreli Kiralama İhalesine Ait Kira Sözleşmesi” kapsamında ödenen damga vergisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu davaların düzenlendiği, somut olayda kira ilişkisinden kaynaklanan damga vergisi alacağının tahsili talep edilmiş olup, davanın 6102 Sayılı TTK’dan kaynaklı mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; yerel mahkemenin kararının hatalı olduğunu, zira davaya konu alacağın, alınan ihale kararından dolayı doğmuş ve davalı adına ilgili vergi dairesine ödenmek zorunda kalınan damga vergisi alacağının müvekkili kurumla imzalanan teknik şartnamedeki hüküm kapsamında müvekkiline ödenmesi talebi olduğunu, yerel mahkemenin kabulünün aksine henüz müvekkili kurum ile davalı şirket arasında imzalanmış bir kira sözleşmesi bulunmadığını, zaten davaya konu ihtilafın da buradan doğduğunu, müvekkili kurum ile davalı şirket arasında yerel mahkemenin kabul ettiği şekilde bir kiralama sözleşmesi imzalanmadığını, müvekkili kurumun davaya konu talebinin kira sözleşmesinden kaynaklanan bir alacak talebi olmayıp müvekkili kurum tarafından kurulan ihale komisyonu tarafından alınan ihale kararından dolayı, Damga Vergisi Kanunu ve ilgili özelgelerdeki hükümlerden kaynaklanan nedenlerle ödenmek zorunda olunan damga vergisinin, davalı kurumca müvekkiline ödenmesi talebi olduğunu, dolaysıyla yerel mahkemenin kabulünün aksine kiralama sözleşmesinden kaynaklı bir alacak talebi söz konusu olmadığını, nitekim benzer mahiyette Ankara ***. Asliye Ticaret Mahkemesinin *** E. sayılı dosyasında verilen *** K. sayılı kararının dosyaya sunulduğunu beyan ederek, istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda;
Dava, kira sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı kiraya veren, davalı ise kiracıdır. Mahkemece sulh hukuk mahkemesine hitaben görevsizlik kararı verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Taraflar arasındaki hukuki ilişki, niteliği itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 299 ve devamı maddelerinde düzenlenen kira sözleşmesi ilişkisi olup, davacı kiraya veren, davalı ise kiracıdır. Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
Davacı kurumun gayrimenkul kiralama ihalesi için ilgilenen firmalardan teklifler aldığı, teklifi uygun bulunan firmalar ile depo yerlerinin yapılması konusunda sözleşmeler imzalandığı, *** mahallesinde bulunan ve tapunun *** ada *** parsellerinde toplam 55.100 m2 yüzölçümlü taşınmazın 10 yıl süreli kiralama ihalesi için de davacı teklifinin uygun bulunduğu, davalının sözleşme imzalamaya davet edildiği, ancak davalının sözleşme imzalamaya gelmemesi üzerine sözleşmenin imzalanamadığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf, söz konusu bu olay nedeniyle damga vergisi ödemek durumunda kaldıklarını iddia ederek, *** TL damga vergisinin davalıdan tahsilini istemiş, davalı davaya cevap vermemiş, mahkemece sulh hukuk mahkemesine hitaben görevsizlik kararı verilmiştir.
Kira sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen rızaî bir sözleşme olup, kira sözleşmesinin meydana gelmesi için kiraya veren ile kiracının sözleşmenin esaslı noktaları üzerinde anlaşmaları, irade beyanlarının karşılıklı ve birbirine uygun olması gerekir. Sözleşmede bir şeyin kullanılmasını devretmeyi üstlenen kişiye kiraya veren, buna karşılık bir bedel ödemeyi üstlenen kişiye de kiracı denir. 6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde; “…kira ilişkisinden doğan alacak davalarında değerine bakılmaksızın” sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Dosya içeriğine göre, her ne kadar taraflar arasında kira sözleşmesinin imzalanması aşamasına geçilmemiş ise de, davacı tarafından gayrimenkul kiralama ihalesi açıldığı, davalı tarafından da bu ihaleye teklif verildiği, davalı teklifinin uygun görülmesi nedeniyle davalının sözleşme imzalamaya davet edildiği, ancak davalının sözleşme imzalamaya gelmemesi üzerine sözleşmenin imzalanamadığı, bu nedenle tarafların iradelerinin kira sözleşmesi ilişkisine yönelik olması nedeniyle, sözleşmenin imzalanmasından önceki uyuşmazlıklara da kira sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlıkta 6100 sayılı HMK m. 4 hükmü uyarınca sulh hukuk mahkemeleri görevlidir.
Her ne kadar davacı tarafından dosyaya başka bir yerel mahkemenin kararı emsal olarak sunulmuş ise de, sunulan ilamdaki ihale konusunun *** yolu üzerinde yapılması kararlaştırılan hububat deposu yapım işine ilişkin olduğu ve mahiyeti itibarıyla eser sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davacı TMO’nun depolama tesislerine yönelik ihalelerinde, bazı sözleşmelerin sadece depo yapım işine ilişkin olduğu, bazılarında karma sözleşme yapılarak şartnamede öncelikle depoların yapılması ve ondan sonra kira ilişkisinin başlayacağının öngörüldüğü, bazı sözleşmelerin ise sadece depolama tesislerinin kiralanmasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Dosya arasında davalı şirketin imzasının bulunduğu ihale şartnamesi içeriğine göre, dava konusu ihalenin davacı TMO’nun mülkiyetinde olan depolama tesislerinin araziyle birlikte bir bütün olarak kiralanması işine ilişkin olduğu âşikardır. Bu nedenle, davacı tarafın sunduğu kararının dosyamız açısından emsal olması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, Dairemizce yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, incelemenin istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK m. 353(1)-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK m. 353(1)-b-1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilâm harcından davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harcın MAHSUBUNA, bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
3-)İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik m. 359(4) hükmü uyarınca Dairemiz kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362(1)-c hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/02/2022