Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2988 E. 2022/2483 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2988
KARAR NO : 2022/2483

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TALEP :İhtiyati Tedbir
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ :16/12/2022

Mahkemece geçici hukukî koruma talebinin reddine dair verilen kararın istinaf incelemesi ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati tedbir isteyen vekili; müvekkili banka ile aleyhine tedbir istenen taraf arasında finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında sözleşmeye konu menkul malların müvekkili banka tarafından satın alınarak finansal kiralama sözleşmesi kapsamında davalıya teslim edildiğini, aleyhine ihtiyati tedbir istenen tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, …. TL kira, masraf ve sigorta borcu ile …. TL gecikme tutarını müvekkiline ödemeyerek temerrüde düştüğünü, bunun üzerine müvekkili tarafından karşı tarafa borçların 60 gün içinde ödenmesi ve ödenmediği taktirde sözleşmenin feshedileceği hususlarının noter vasıtası ile ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen kanuni süre içinde ihtarnamede belirtilen borcun ödenmediğini ve müvekkili tarafından sözleşmenin feshedildiğini, davalının sözleşmenin feshi nedeniyle kiralananları müvekkil bankaya teslim etmediğini, bu nedenle bankanın ileride telafisi imkansız zararlarla karşılaşmasının önlenmesi için, kiralananların, açılacak olan kiralananın iade ve teslimi davası sonuçlanıncaya kadar, teminatsız olarak ihtiyati tedbirle müvekkil bankaya teslimine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; somut olayda yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, talebin yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati tedbirin unsurları kapsamında gerekli emare ve delillerin dosyaya sunulmadığı, bu itibarla ihtiyati tedbir kararı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbir isteyen vekili; ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunu içerir belgeleri dosyaya sunduklarını, tedbir kararının bir tür hukuki koruma olduğunu, talep sahibinin talep ettiği hakkını ileride açacağı veya devam eden bir davanın sonunda elde etmesinin sağlanması amacıyla getirilmiş olan bir tür hukuki güvence olduğunu, bu açıklamalar ışığında yerel mahkemenin talebin yargılamayı gerektirdiğine dair gerekçesinin hatalı olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan ederek istinaf isteminde bulunulmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Talep, 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanununun hükümlerine dayalı olarak, 6361 sayılı Kanunun 31/2 ve 26/c maddeleri uyarınca finansal kiralama konusu malın davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana 6100 sayılı HMK’nın m. 389 vd. hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir yoluyla verilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacının, davayı kazanması halinde, dava konusu mal ve hakka kavuşmasını daha dava sırasında (hatta davadan önce) güvence altına almaya yarayan tedbirlere ihtiyatî tedbir denir (Baki Kuru, Medenî Usûl Hukuku El Kitabı, C. II, Ankara 2020, s. 1263).
6100 sayılı HMK’nin onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi, 389. madde başlığında “Geçici Hukuki Korumalar” olarak vasıflandırılış ve aynı maddenin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar ile takip edilmesi ve yapılması gerekli usul işlemleri açıklanmıştır.
6100 sayılı HMK m. 390(3) hükmünde tedbir talep eden tarafın, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. Madde gerekçesinde ise, HMK m. 390(3) hükmündeki düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.

6361 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun sözleşmenin ihlali başlıklı 31. maddesinde ”… (1) Kiralayan, finansal kiralama bedelini ödemede temerrüde düşen kiracıya verdiği otuz günlük süre içinde de bu bedelin ödenmemesi hâlinde, sözleşmeyi feshedebilir. Ancak, sözleşmede, süre sonunda mülkiyetin kiracıya geçeceği kararlaştırılmış ise, bu süre altmış günden az olamaz. Bir yıl içinde sözleşmede yer alan kira bedellerinden üçünü veya üst üste ikisini zamanında ödememesi sebebiyle ihtara muhatap olan kiracılarla yapılan sözleşmeler kiralayan tarafından feshedilebilir. (2) Taraflardan birinin sözleşmeye aykırı harekette bulunduğu hâllerde, bu aykırılık sebebiyle diğer tarafın sözleşmeyi devam ettirmesinin beklenemeyeceği durumlarda sözleşme feshedilebilir. (3) Kiracı ve kiralayan arasında finansal kiralama sözleşmesi ile ilgili ihtilaflarda, mahkemece finansal kiralama konusu malın ihtiyati tedbir kararı alınarak kiralayana veya üçüncü bir kişiye bırakılması durumunda kiralayan, mahkemeye malın rayiç değeri kadar teminat yatırmak suretiyle mal üzerinde tasarruf edebilir. Şu kadar ki; sözleşmenin feshinin haksız olduğuna karar verilmesi hâlinde kiralayan, kiracının zararını tazminle yükümlüdür. …” hükmü bulunmaktadır.
Finansal Kiralama konusu mal, 6361 sayılı Kanunun 23/1. maddesi gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. Anılan Kanunun 24. maddesi hükmü gereğince de, kiracı, sözleşme süresinde finansal kiralama konusu malın zilyedi olup; malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 sayılı Kanunun 30/1. maddesine göre sözleşme süresinin dolması, 30/2. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 31. maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde, aynı yasanın 33. maddesi gereğince kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları, kiralayana derhal geri vermekle yükümlüdür.
Bu bilgiler ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; ihtiyati tedbir talep eden tarafından dosyaya sunulan belgelerden dava konusu finansal kiralama sözleşmesine dair bakiye borcun ne kadar olduğu, aleyhine tedbir verilmesi talep edilen tarafından sözleşmeye konu borcun ne kadarlık kısmının ödendiği, varsa bu ödemelere dair ödeme bilgi ve belgelerinin dosyaya sunulmadığı, bu hali ile kiralama konusu malların tedbir yoluyla tedbir talep edene teslimi için 6361 sayılı Kanunun temerrüt için aradığı koşulların değerlendirilemediği ve ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, Dairemizce yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, incelemenin istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, ihtiyati tedbir isteyen tarafın istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353(1)-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)İhtiyati tedbir isteyen vekilinin İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-)492 sayılı Haçlar Kanunu uyarınca yeteri kadar istinaf harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-)İstinaf yargılama giderlerinin ihtiyati tedbir isteyen üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik m. 359(4) hükmü uyarınca Dairemiz kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362(1)-f hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/12/2022