Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2925 E. 2022/2395 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2925
KARAR NO : 2022/2395

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ :09/12/2022

Mahkemece geçici hukukî koruma talebinin kabulü kararına yönelik itirazın reddine dair verilen ek kararın istinaf incelemesi aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz isteyen vekili; borçlu …… tarafından …. seri numaralı ve …. tarihli …… TL’lik çekin vadesinde ödemediğini, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimalinin bulunduğunu beyan ederek; ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, … tarihli karar ile, talebin kabulüne ve aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın …. TL borç miktarına yetecek kadar taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının 2004 sayılı İİK’nın m. 257 ve müteakip hükümleri gereğince ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
Söz konusu karara, aleyhine ihtiyati haciz istenilen vekili tarafından verilen …. tarihli dilekçe ile itiraz edilmesi üzerine Mahkemece 2004 sayılı İİK m. 265/4 hükmü uyarınca itiraz duruşmalı olarak incelenerek ….. tarihli duruşmada alınan ek karar ile ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmiş ve bu hususta gerekçeli ek karar yazılmıştır.
…. tarihli ek karara karşı, aleyhine ihtiyati haciz istenilen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili;
► Mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirketin şirket merkez ve adresinin … olduğunu, ihtiyati haciz kararı için yetkili yer mahkemesinin, Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetki itirazında bulunmalarına rağmen yerel mahkemece “muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borcun, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazandığı ve 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline geleceği” şeklindeki gerekçe ile yetki itirazının reddine karar verildiğini, bu kararın hatalı olduğunu, ibraz üzerine poliçe ve bono borcu götürülecek borç haline dönüşürken, çekte muhataba bankaya ibraz ile borçlunun ödeme yapacağı kimseyi tespit ettiği ve aramanın tüketildiğini kabul etme ve bunun sonucu olarak da çek borcunun götürülecek borca dönüştüğünü kabul etme olanağı olmadığını, bu nedenlerle, TBK m. 89’a dayanarak ibraz sonucu çek borcunun götürülecek borca dönüştüğünün kabulü neticesinde alacaklının ikametgahı mahkemesinde ihtiyati haciz isteme ayrıcalığına sahip olamayacağının izahtan vareste olduğunu, yerel mahkemenin verdiği karara dayanak yaptığı Yargıtay kararının aksi cihetinde verilmiş daha yeni ve eski tarihli birçok Yargıtay kararı bulunduğunu,
► talep dayanağı çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait değil olmadığını, talep dayanağı çekin müvekkili şirket yetkilisi tarafından keşide edilmediğini, çekte yer alan imzaya açıkça itiraz etmelerine rağmen yerel mahkemece bu itirazın göz ardı edildiğini,
► 2004 sayılı İİK m. 257 hükmü kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarının bulunmadığını,
beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Talep, 2004 sayılı İİK m. 257 vd. hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup; uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
2004 sayılı İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
Yine 2004 sayılı İİK m. 265/1 hükmü uyarınca, borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.
Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesinde;
2004 sayılı İİK m. 258 hükmünde; ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı Kanunun 50. maddesinde ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda 6100 sayılı HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Bu durumda, çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yeri çekin keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanır ve 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelir (Bkz. Yargıtay 11. HD’nin 13/09/2017 tarihli ve 2017/2488 E., 2017/4324 K. sayılı; İstanbul BAM 14. HD’nin 16/09/2022 tarihli ve 2022/1609 E., 2022/1132 K. sayılı; Dairemizin 11/01/2022 tarihli ve 2022/158 E., 2022/81 K. sayılı kararı). Bu itibarla, ihtiyati hacze konu çeklerin ibraz edildiği ve karşılıksız çıktığı ve ayrıca alacaklının kendi yerleşim yeri olan …/….. ilçesi yönünden yetkili Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinden talepte bulunduğu gözetilerek, aleyhine ihtiyati haciz istenilenin bu yöne değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Talep konusu çekin ibraz edildiği bankaca, keşideci imzasının yetkili temsilci imzasını tutmadığı yönündeki şerhi çek vasfını ortadan kaldırmadığından, ihtiyati haciz kararı verilmesine engel değildir. Çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığı, açılabilecek bir menfi tespit davasında incelenecek hususlardan olup, 2004 sayılı İİK’nın 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında değildir (Yargıtay 11. HD’nin 17/10/2016 tarihli ve 2016/10781 E., 2016/8198 K. sayılı kararı). Bu nedenle, aleyhine ihtiyati haciz istenilenin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde değildir.
Her ne kadar aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafından, imzanın müvekkiline ait olmadığı iddia edilmiş ise de, 2004 sayılı İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmış olup, çekteki imzanın sahteliği iddiası bu itiraz sebepleri arasında yer almamaktadır. İhtiyati hacze itiraz edenin, itiraz sebepleri menfi tespit davasına konu olabilecek nitelikte olup, kanunda sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında değildir (Yargıtay 11. HD’nin 01/04/2014 tarihli ve 2014/4009 E., 2014/6351 K. sayılı kararı).
Sonuç olarak, eldeki ihtiyati haciz talebi bakımından Diyarbakır Mahkemelerinin yetkili olduğu, Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da benimsendiği üzere ihtiyati hacze konu alacağın kesin olarak ispatı gerekmeyip yaklaşık ispatın yeterli olduğu, ihtiyati haczin niteliği, talebe dayanak kambiyo senedinin çekin tüm unsurlarını taşıdığı, süresinde bankaya ibraz edildiği ve ödeme yapılamadığı, aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili tarafından keşidecinin imzasına yönelik iddiaların menfi tespit davasında incelenebileceği, bu itibarla, dosya mevcuduna göre talep dilekçesi ekinde sunulan belgelerin alacağın varlığı hususunda kanaat uyandırıcı ve yaklaşık ispata yarar nitelikte olduğu, dolayısıyla 2004 sayılı İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair verilen ….. tarihli ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, aleyhine ihtiyati haciz istenen vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Aleyhine ihtiyati haciz istenen vekilinin İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan ek kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353(1)-b-1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince yeteri kadar istinaf harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-)İstinaf yargılama giderlerinin aleyhine ihtiyati haciz istenen üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-)Dairemiz kararının 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik m. 359(4) hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362(1)-f hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/12/2022