Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/2107 E. 2022/1514 K. 05.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2107
KARAR NO : 2022/1514

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :İhtiyati Haciz

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ :05/09/2022

Mahkemece geçici hukukî koruma talebinin kabulü kararına yönelik itirazın reddine dair verilen ek kararın istinaf incelemesi aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz isteyen vekili; müvekkili ile aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın …. ili, … ilçesi, …. Mah. …. ada … parselde, “…” adresinde bulunan ve “….” unvanı ile işletilen yapının tamamının müşterek malikleri olduklarını, müvekkilinin aleyhine ihtiyati haciz istenenin toplam payının yarısına (½’sine) isabet eden %… oranındaki payını tapuda … tarihinde … TL bedelle satın aldığını, satım bedelinin …. TL’nin doğrudan aleyhine ihtiyati haciz istenenin banka hesabına ödendiğini, kalan … TL satın alım bedelinin ise aleyhine ihtiyati haciz istenen adına kayıtlı taşınmaz hisselerinin satın alımından önce doğmuş ve aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafça ödenmesi gereken emlak vergilerinin ödenmesi ve bunun satış bedelinden mahsubu suretiyle ödendiğini, aleyhine ihtiyati haciz istenenin … tarihli taşınmaz pay satımına karşı Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile dava açtığını, bu davada aleyhine ihtiyati haciz istenen şirketin ticaret siciline tescil ve ilan edilmiş genel kurul ve yönetim kurulu kararların butlanla sakat olduğu, bu nedenle satışı gerçekleştiren kişinin yetkisiz temsilci olduğu ve yapılan satışın yolsuz olduğu iddia edilerek, müvekkilinin satın aldığı taşınmaz hissesinin iptali ve taşınmazın yeniden aleyhine ihtiyati haciz istenen adına tescilinin talep edildiğini, yapılan yargılama neticesinde aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafından açılan tapu iptal ve tescil talepli davanın kabulüne karar verildiğini, karara yönelik istinaf başvurusunun Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi .. Hukuk Dairesinin … E. sayılı kararı ile reddedildiğini, akabinde Yargıtay .. Hukuk Dairesinin …. E. sayılı dosyasında verilen karar ile istinaf kararının onandığını, Yargıtay’ın onama kararı ile müvekkilinin ….’de aldığı taşınmaz hissesinin iptaline ilişkin kararın kesinleştiğini, müvekkili tarafından aleyhine ihtiyati haciz istenenden satın alınan taşınmaz hissesine ilişkin tapunun kesinleşen yargı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle, daha önceden ödenen satım bedelinin iade edilmesi gerektiğini beyan ederek, aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın … TL alacağı karşılayacak şekilde menkul ve gayrimenkul mallarıyla üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, …. tarihli karar ile, talebin kabulüne ve aleyhine ihtiyati haciz istenenin …. TL borç miktarına yetecek kadar taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının 2004 sayılı İİK’nın m. 257 ve müteakip hükümleri gereğince teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
Söz konusu karara, aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili tarafından verilen …. tarihli dilekçe ile itiraz edilmesi üzerine Mahkemece 2004 sayılı İİK m. 265/4 hükmü uyarınca itiraz duruşmalı olarak incelenerek …. tarihli duruşmada alınan ek karar ile ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmiş ve bu hususta …. tarihli gerekçeli ek karar yazılmıştır.
… tarihli duruşmada alınan ve gerekçesi … tarihide yazılan ek karara karşı, aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili;
► Bir alacak nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ihtiyati haciz talebinde bulunanın alacaklı sıfatına sahip olması gerektiğini, Mahkemenin, “alacaklı sıfatı” ve “yaklaşık ispat koşulu” değerlendirmesini yaparken, karşı tarafın iyiniyetli olmayan kişi durumunda olduğuna yönelik Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinin tespitini/gerekçesini, 4721 sayılı TMK m. 2/1 ve 3/2 hükümleri ile 6098 sayılı TBK m. 81 hükmünü dikkate almaksızın, karşı tarafı bu satış işleminde iyi niyetli kişi olarak kabul edip, burada hareketle alacaklı sıfatını haiz olduğuna ve yaklaşık ispat koşulunun oluştuğuna kanat getirmesinin dosya kapsamıyla uyumsuz ve hukuka aykırı olduğunu,
► Diğer yandan ihtiyati haciz kararı verilmesinde en önemli hususlardan bir diğerini de alacağın vadesinin gelip gelmediğinin belirlenmesi olduğunu, ihtiyati hacze konu alacağın, taşınmaz satış işleminde yetkisiz olduğu bilinen temsilciye, iyi niyetli olmayan bir şekilde hareket eden karşı tarafça ödenen bedele dayandığını, söz konusu satış işleminde iyi niyetli hareket etmeyerek dürüstlük kuralına aykırı davrandığı Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile sabit olan karşı tarafın, hukuka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verdiği şeyi gereği isteyemeyeceği gibi ve kendi muvazaasına dayalı olarak müvekkil şirketten bir hak talep etmesinin mümkün olmadığını, bu itibarla esasen yargılamayı gerektiren ve muaccel hale gelmediği açık olan hukuki bir ihtilafa ilişkin olarak Mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesinin ve itirazı reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu,
► Mahkemenin, karşı tarafın neden alacaklı sıfatını haiz olmadığı, neden yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı, alacağın neden muaceel hale gelmediği, iyi niyetli olmayan kişilere neden iyi niyetli kişilere uygulanan hukuki korumanın sağlanamayacağına dair itiraz dilekçesi içeriğini dikkate almadığını, karşı tarafın “satın alım bedelinin …. TL’sinin …. banka hesabına ödediği” yönündeki beyanlarının da eksik ve yanıltmaya dayalı olduğunu, paranın, karşı tarafın yetkisiz temsilci olduğunu önceden bildiği ….’ın devir işleminden bir hafta önce açtığı, müvekkili şirket tarafından bilinmeyen TL hesabına yatırıldığını, devir işleminin yapıldığı gün açılan USD hesabına bu paranın aynı gün aktarıldığını, sonrasında bu paranın …. tarafından kendi şahsi hesabına transfer edilip zimmetine geçirildiğini, İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan reddi üzerine …. hakkında kendi zimmetine geçirmiş olduğu satış bedelinin tahsili amacıyla müvekkili şirketçe Diyarbakır İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında icra takibine girişildiğini ve bu takibin kesinleştiğini, ayrıca müvekkili şirketin, …. ve … yetkililerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi hakkında suç işlemek için örgüt kurmak, belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, Vergi Usul Kanununa muhalefet vd. suçlar yönünden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına … soruşturma numarasıyla suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca karşı tarafın başkaca muvazaalı işlemlere de tevessül ettiğini, bu kapsamda Mahkemenin …. E. sırasına kayden dava açıldığını,
► Karşı tarafın hukuka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi için iyi niyetli olmayan bir biçimde hareket edip anılan tapu devrini gerçekleştirdiğinin yargı kararıyla sabit olduğunu, karşı tarafın hukuka aykırı sonucun gerçekleşmesi için anılan taşınmazı yarı fiyatına devraldığını ve bedelini işbirliği halinde hareket ettiği …’ın satıştan hemen önce açtığı hesaba aktardığını, dava dışı yetkisiz şirket temsilcisinin iyiniyetli olmaması veya kusurunun bulunmasının bu durumu bilen ….’yi iyiniyetli kişi konumuna getirmeyeceğini, banka dekontlarından da görüleceği üzere ödenen bedelin şirketin muhasebe kayıtlarına, kayıtlı hesabına aktarılmadığı, …. tarafından bildirilen hesaba yatırıldığı, ….’ın da bu parayı kendi zimmetine geçirdiğinin sabit olduğunu,
► Mahkemenin görevsiz olduğunu, karşı tarafın ihtiyati haciz talebine konu alacak iddiasını 6098 sayılı TBK’nın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak dava/talep etmesi gerektiğini, sebepsiz zenginleşmeye dayalı davalara bakmakla görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, görevli olmayan Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiş olmasının hukuka ve usule uygun aykırı olduğunu,
beyan ederek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Talep, 2004 sayılı İİK m. 257 vd. hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup; uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
2004 sayılı İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken, alacağın usûl hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri, ispat ölçüsüdür. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü hâkim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Oysa, 2004 sayılı İİK m. 258 hükmünde, ihtiyati hacze karar verebilmek için yaklaşık ispat gerekli ve yeterli görülmüştür.
Dosya kapsamında bulunan belgelerin incelenmesinde; …. ili, … ilçesi, … mahallesi, …. ada … parselde tapuya kayıtlı … adet bağımsız bölümdeki ….’ye ait payların 1/2’sinin … Tapu Müdürlüğünün … tarihli ve …. yevmiye sayılı resmi senet ile … tarafından ….’ye satıldığı, resmî senedin satıcı …’yi temsilen …. tarafından verilen vekâletname ile … ve alıcı …’yi temsilen …. tarafından verilen vekâletname ile …. tarafından imzalandığı, daha sonra … tarafından açılan davada Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinin …. tarihli ve …. E., … K. Sayılı kararıyla pay devrinin yetkisiz temsilci tarafından yapıldığı gerekçesiyle … tarihli ve …. yevmiye sayılı resmi senede konu taşınmazlarının … adına olan tapu kayıtlarının iptali ile …. adına kayıt ve tesciline karar verildiği, bu karara yönelik istinaf başvurusunun Diyarbakır BAM .. HD’nin … tarihli ve …. E., … K. sayılı kararıyla esastan reddine karar verildiği ve istinaf kararının da Yargıtay .. Hukuk Dairesinin …. tarihli ve …. E., …. K. sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, …’nin banka hesabından ….’nin banka hesabına … .tarihinde “… %18,33 hisse satın alma bedeli olarak” açıklamasıyla … TL para transferi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine göre, ihtiyatî haciz talep eden ….’nin tüzel kişilik hesabından aleyhine ihtiyatî haciz talep edilen …’nin tüzel kişilik hesabına … TL paranın taşınmaz pay satım bedeli olarak gönderildiği, daha sonra ihtiyati haciz talep eden adına olan tapu kaydının, … adına yetkisiz temsilci tarafından işlem yapılması nedeniyle tapu kaydının yolsuz tescille oluştuğu gerekçesiyle, kesinleşmiş mahkeme kararı ile satım sözleşmesine konu taşınmaz payların aleyhine ihtiyatî haciz talep edilen … adına tesciline karar verildiği, bu durumda ihtiyati haciz talep eden tarafından ödenen bedelin iadesi bakımından 2004 sayılı İİK m. 258 hükmündeki yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, aleyhine ihtiyatî haciz talep edilen tarafından, pay satım bedeline ilişkin paranın, ihtiyati haciz isteyen tarafın yetkisiz temsilci olduğunu önceden bildiği …’ın devir işleminden bir hafta önce açtığı, müvekkili şirket tarafından bilinmeyen TL hesabına yatırıldığı, devir işleminin yapıldığı gün açılan USD hesabına bu paranın aynı gün aktarıldığı, sonrasında bu paranın …. tarafından kendi şahsi hesabına transfer edilip zimmetine geçirildiği beyan edilmiş ise de, satım bedelinin …’nin tüzel kişilik hesabından aleyhine ihtiyatî haciz talep edilen …’nin tüzel kişilik hesabına aktarıldığı dosyadaki dekontlar ile sabittir. …. tarafından yetkisiz temsilci sıfatı ile yapıldığı iddia edilen eylemler ise şirket ortağı ile şirket arasındaki hukuki ilişkiyi ilgilendirmektedir. Aleyhine ihtiyatî haciz istenen tarafından ileri sürülen diğer hususlar da eldeki geçici hukuki koruma yargılamasında değil, asıl hukuki koruma yargılamasında tartışılacak hususlardır. Bu itibarla, aleyhine ihtiyatî haciz istenen tarafından istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Aleyhine ihtiyatî haciz istenen taraf, dava konusu olayda asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu iddia etmiş ise de, 6102 sayılı TTK m. 4(1) hükmü uyarınca her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticarî dava sayılır. Somut olayda, tarafların ticaret şirketi olmaları nedeniyle, 6102 sayılı TTK m. 124(1) hükmü uyarınca tüzel kişi tacir oldukları ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili olması nedeniyle nispî ticarî dava olduğundan, bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesinde, Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da benimsendiği üzere ihtiyati hacze konu alacağın kesin olarak ispatı gerekmeyip, yaklaşık ispatın yeterli olduğu, dosya mevcuduna göre talep dilekçesi ekinde sunulan belgelerin alacağın varlığı hususunda kanaat uyandırıcı ve yaklaşık ispata yarar nitelikte olduğu, dolayısıyla 2004 sayılı İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına itirazın reddine yönelik olarak … tarihli duruşmada alınan ve gerekçesi … tarihide yazılan ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, aleyhine ihtiyati haciz istenen vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Aleyhine ihtiyati haciz istenen vekilinin İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan ek kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353(1)-b-1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince yeteri kadar istinaf harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-)İstinaf yargılama giderlerinin, aleyhine ihtiyati haciz istenen taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından ihtiyatî haciz isteyen yararına vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-)Dairemiz kararının 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik m. 359(4) hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362(1)-f hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/09/2022