Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1306 E. 2022/957 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/1306
KARAR NO : 2022/957

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :Rücuen Tazminat (Sıra Cetveline İtiraz)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ :21/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Mahkemece verilen kararın istinaf incelemesi davacı vekili ve tefrik edilen dosyada davalı … vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili Kurumun …. Müdürlüğünün …. sicil sayılı dosyasında işlem gören ….’ den alt işveren olarak şehir elektriği şebekesi bakım onarım işi alan,….Müdürlüğü’nün …. sicil sayılı dosyasında işlem gören davalı …. işçilerinden … sigorta sicil, … TC kimlik numaralı …’ın 06/12/2011 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucu yaralandığını, bu olay nedeniyle sigortalıya 6.181,58 TL tedavi gideri yapılmış olduğunu, konuya ilişkin olarak … denetmeni tarafından düzenlenen 30/07/2013 tarihli ve … sayılı denetleme raporunda olayın 5510 sayılı Kanun’un 21. ve 76/4 maddeleri uyarınca meydana gelmesinde işverenin işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketinin etkili olduğunu, yapılan işin niteliğine uygun koruyucu malzemelerin verilmediğini, işçinin yaptığı iş konusunda eğitilmediğini, iş yerinde kontrol mekanizması kurmayıp gözetim ve denetim görevlerini yerine getirmediğinin tespit edilmiş olduğunu beyan ederek 6.181,58 TL kurum zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; gerekçe kısmında davadan önce davalı şirket hakkında Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesince iflasına karar verilmesi ve 2004 sayılı İİK’nın 235/1 maddesi gereğince iflas kararı verilen yerdeki ticaret mahkemelerinin eldeki davada kesin yetkili olması nedeniyle kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği yazılı olduğu halde, hüküm fıkrasında Diyarbakır Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle bu kez göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
Karara karşı davacı vekili ve tefrik edilen dosyada davalı …vekili tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; kararda dava dışı …. de taraf olarak gösterilmiş ise de, taraflarında … ve …. aleyhine Diyarbakır …. İş Mahkemesinin …E. sayılı dosyasında rücuen tazminat talepli dava açıldığını, söz konusu dosyanın 26/10/2020 tarihli duruşmasında … yönünden dosyanın tefrik edilerek aynı mahkemenin … E. sırasına kaydının yapıldığını, …. E. sayılı dosyada sadece davalı … yönünden görevsizlik kararı verildiğini, hüküm kısmında görevli ve yetkili mahkemenin Diyarbakır Tüketici Mahkemeleri olduğuna karar verilmiş ise de, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur.
İstinaf kanun yoluna başvuran tefrik edilen dosyada davalı …. vekili; … tarafından Diyarbakır … İş Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında müvekkili ile … aleyhine rücuan tazminat davası açıldığını, mahkemece dosyanın tefrik edildiğini, müvekkili hakkındaki davanın Diyarbakır … İş Mahkemesinin … E. sayısına kaydedilerek kesin olmak üzere karara çıktığını, eldeki dosyada davalının sadece …. olmasına rağmen müvekkili …’nin de taraf olarak gösterilip hüküm tesis edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, rücuen tazminat (sıra cetveline itiraz) istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden; Diyarbakır .. İş Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında davacı …tarafından … ve … aleyhine rücuen tazminat talepli dava açıldığı, söz konusu dosyanın 26/10/2020 tarihli duruşmasında iş mahkemesince … yönünden dosyanın tefrik edilerek aynı mahkemenin … E. sırasına kaydının yapıldığı, ….E. sayılı dosyada sadece davalı … yönünden yargılamaya devam edilerek görevsizlik kararı verildiği, davalı …. hakkında Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. sayılı dosyasında verilen 19/09/2013 tarihli iflâs kararının 28/12/2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 27/09/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bir şirketin dava tarihinden önce iflas etmesi halinde; 2004 sayılı İİK’nın 191. maddesi gereğince, iflas açıldıktan sonra müflisin masaya giren mal ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıntıya uğrar; müflis artık, masa mevcudunu azaltıcı nitelikteki tasarruflarda bulunamaz. Bu mallar ve haklar topluluğunu, iflas açıldıktan sonra, aynı Kanun’un 226. maddesi gereğince, kanuni mümessil olan iflas idaresi temsil edeceğinden, açılacak davalarda husumetin iflas idaresine yöneltilmesi ve varlığı iddia olunan alacakların, 2004 sayılı İİK’nın 219 maddesi gereğince, masaya karşı ileri sürülmesi gerekir. Bu nedenle kural olarak iflastan sonra müflis aleyhine masaya giren mal ve haklara ilişkin olarak doğrudan dava açılamaz. İflas masasından hak iddia eden alacaklının alacağının masaya kaydını talep etmesi, bu talebin İflas idaresince kabul edilmemesi halinde, 2004 sayılı İİK’nın 235/2. maddesinde öngörüldüğü şekilde sıra cetveline itiraz davası açması gerekmektedir. Buna rağmen, iflâstan sonra müflise karşı bir alacak davası açılırsa, bu davaya, iflâs idaresine karşı sıra cetveline itiraz davası (İİK m. 235,II) olarak devam edilmelidir (Bkz. Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Adalet Yayınevi, 2013, s. 1235). Sıra cetveline itiraz davasında da, görevli ve yetkili mahkeme 2004 sayılı İİK’nın 235/1 maddesine göre iflas kararını veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesidir.
Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olayın değerlendirilmesinde:
1-) 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Söz konusu maddeye göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Öte yandan, kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, aralarında çelişki bulunmaması gerekir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir. Somut olayda, istinafa konu kararın gerekçe kısmında davadan önce davalı şirket hakkında Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesince iflasına karar verilmesi ve 2004 sayılı İİK’nın 235/1 maddesi gereğince iflas kararı verilen yerdeki ticaret mahkemelerinin eldeki davada kesin yetkili olması nedeniyle kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği yazılı olduğu halde, hüküm fıkrasında Diyarbakır Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle bu kez göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği yazılı olduğundan, mahkemece gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır. Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki, 6100 sayılı HMK m. 355 hükmü uyarınca tek başına kaldırma sebebi oluşturur.
2-) Bundan ayrı olarak, Diyarbakır …. İş Mahkemesinin …E sayılı dosyasının 26/10/2020 tarihli duruşmasında …. yönünden dosyanın tefrik edilerek aynı mahkemenin başka bir esasına kaydına karar verildiği, … E. sayılı dosyada sadece davalı … yönünden yargılamaya devam edilerek görevsizlik kararı verildiği, iş mahkemesinin gerekçeli görevsizlik kararında davalı olarak sadece … Gösterildiği halde, mahkemece gerekçeli kararda, hakkında daha önceden tefrik kararı verilen dava dışı ….’nin da hasım olarak gösterilmesi, 6100 sayılı HMK m. 297(1)-b hükmüne aykırı olmuştur. Zira bir davada hüküm, ancak davanın tarafları hakkında kurulabilir; tefrik kararı sonrasında eldeki davada taraf olmayan …. yönünden hüküm kurulması da hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve tefrik edilen dosyada davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 ve 355 hükümleri uyarınca kabulü ile mahkemece yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekili ve tefrik edilen dosyada davalı …. vekilinin istinaf istemlerinin KABULÜ ile İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 ve 355 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-)Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Davacı …. harçtan muaf olduğundan, davacının istinafı yönünden istinaf harçları konusunda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince, peşin alınan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden ….’ye İADESİNE,
5-)İstinaf kanun yoluna başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince hükümle birlikte DEĞERLENDİRİLMESİNE,
6-)İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-)6100 sayılı HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca Dairemiz kararının İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a ve 362/1-g hükümleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022