Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/3590 E. 2021/1962 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. DİYARBAKIR BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/3590 – 2021/1962
T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/3590
KARAR NO : 2021/1962

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkemece geçici hukukî koruma talebinin reddine dair verilen kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkilinin *** ili *** ilçesinde kamyon yedek parça satışı ve özel servis hizmeti verdiğini, davalı şirketin de müvekkilinden yedek parça ve servis hizmeti aldığını, *** tarihinden bugüne kadar müvekkilinin davalıya verdiği mal ve hizmet karşılığında toplam bedeli *** TL olan *** adet faturayı düzenleyip usulüne uygun olarak elektronik ortamda davalıya gönderdiğini, davalının faturalara itiraz etmediğini, fatura alacağına mahsuben *** TL ödeme yaptığını, bakiye *** TL’nin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalı tarafın *** tarihinde itiraz ettiğini, akabinde borcun *** TL’lik kısmına karşılık olmak üzere davalı tarafın **** tarihinde müvekkiline bir araç devrettiklerini, bunun borcu kabul ettiklerinin açık göstergesi olduğunu ileri sürerek; davalı tarafın ilamsız icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın muaccel olması ve yaklaşık olarak ispat edilmesi, davalı tarafın da mal kaçırma ve ödeme kabiliyetini kaybetme tehlikesi göz önünde bulundurularak, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, **** tarihli ara kararı ile, davacının davalıya satılan ve teslim edilen mal ve hizmetler nedeniyle düzenlenen fatura bedelinin davalı tarafça kısmen ödenmediği ileri sürülerek ihtiyati haciz talep edildiği, alacağını ispat için alacaklı tarafça borçlu adına düzenlenmiş e-faturalar ile araç satış sözleşmesi ibraz edildiği, ancak faturanın tek taraflı olarak düzenlenen belge olması nedeniyke tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı, davalı tarafça, alacağın varlığını yaklaşık ispata yarar nitelikte teslim belgesi vs. herhangi başkaca bir delil de sunulmadığı, sunulan araç satış sözleşmesi içeriğinden de bu satış bedelinin borca mahsup edildiği ya da alacaklıya fatura bedelinin karşılığı olarak aracın devredildiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığını, alacağın varlığı hususunda kanaat uyandırıcı nitelikte yaklaşık ispata yarar nitelikte delil sunulmadığı, dolayısıyla İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, davaya konu edilen faturaların hiçbirine davalı tarafça itiraz edilmediğini, dava konusu alacağın faturalara dayandığını, Yargıtay kararlarında da faturaların alacağı yaklaşık ispat ölçüsünde ispata yeterli olduğunun kabul edildiğini, davalı tarafın faturalara yasal süresinde itiraz etmeyerek defterine kaydettiğini, icra takibinden sonra davalı tarafından yapılan araç devrinin de dava konusu alacağa ilişkin olduğu ve davalı tarafın bu davranışlar borcu kabul etmiş olduğunu, bu nedenle dava dilekçesi ve istinaf dilekçesi ekinde sunulan faturalar, araç devir sözleşmesi ve sipariş fişlerinin, müvekkili şirketin alacağının varlığı ve miktarı hususunda kanaat getirici nitelikte olup ihtiyati haciz için aranan yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiğini belirterek ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın istinaf incelenmesi neticesinde kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, İİK m. 67/1 hükmü uyarınca, faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan ilâmsız icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş olup mahkemece talebin reddine karar verilmiş, verilen karara yönelik olarak davacı vekili ihtiyati haciz kararı verilmesi talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
2004 sayılı İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
Somut olayda, davacı şirketin davalı şirkete mal ve hizmet satımı nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklanan bakiye borcun davalı tarafından ödenmediğini, bu nedenle yapılan ilamsız icra takibine davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek açtığı itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, alacağını ispat için davacı tarafça davalı adına düzenlenmiş e-faturalar, araç satım sözleşmesi ve sipariş fişleri ibraz edilmiştir. Ancak fatura tek taraflı olarak düzenlenen belge olup tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı gibi davacı tarafça, alacağın varlığını yaklaşık ispata yarar nitelikte teslim belgesi vs. herhangi başkaca bir delil de sunulmamıştır. Bu itibarla, dosya mevcuduna göre alacağın varlığı hususunda kanaat uyandırıcı nitelikte yaklaşık ispata yarar nitelikte delil sunulmadığı, fatura ve sipariş fişlerine konu mallarım teslim edilip edilmediğinin, faturaların davalı şirketin defterlerine kaydedilip edilmediğinin, davacının alacağının olup olmadığının yargılamada icra edilecek tahkikat işlemleri sonucunda ortaya çıkacağı, dolayısıyla İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen 08/11/2021 tarihli ara kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan ara kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-)Yeteri kadar istinaf harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-)İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik m. 359(4) hükmü uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362(1)-f hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/12/2021