Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/837 E. 2023/295 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/837
KARAR NO : 2023/295

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 27/03/2023

Taraflar arasındaki derdest davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik davalı ….. vekilince yapılan itirazın reddine dair yukarıda tarih numarası gösterilen İlk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı ….. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen ….. TL’lik kaçak elektrik faturasından dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespiti ile ile elektrik kesme işleminin yargılama boyunca teminatsız ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B) İLK DERECE MAHKEMESİNİN İHTİYATİ TEDBİR KARARI:
İlk derece mahkemesi …… tarihli tensip ara kararı ile birlikte;-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK 392 maddesi uyarınca KABULÜNE, takdiren ……TL’nin %10’u oranında ….. TL teminatın yatırılması halinde tedbiren davacıya ait …… tesisat nolu aboneliğe elektrik enerjisi kesintisi UYGULANMAMASINA, elektrik kesilmiş ise AÇILMASINA, tedbirin davacının tahakkuk edecek güncel fatura bedellerini ödemesi kaydıyla DEVAMINA, (verilen ihtiyati tedbir kabulü kararına HMK md.394/4 gereğince tarafların itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itiraz dayanağı delillerini dilekçesine eklemek suretiyle mahkememize 1 haftalık süre içerisinde verebileceği dilekçe ile itiraz edebileceği hususunun işbu tensip zaptının tebliği suretiyle ihtarına), karar verildiği anlaşılmıştır.
C) DAVALI VEKİLİNİN İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARINA İTİRAZI:
Davalı vekili tedbir kararına itirazına ilişkin dilekçesinde; Davacı taraf lehine verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilindiği üzere Yargıtay kararları gereği, kaçak elektrik tespit tutanakları, aksi ispat edilinceye kadar resmi belge niteliğinde olduğunu, dolayısıyla ortada bir kaçak kullanım olduğu resmi belgeyle ispat edilmiş ve bu kaçak kullanım oranında davacıya kaçak elektrik tahakkuku yapıldığını, söz konusu tahakkuk EPDK ‘nın belirlemiş olduğu tarifeler çerçevesinde ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinde düzenlenen oranlar üzerinden yapıldığını, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2014 / 20614 Karar: 2015 / 17134 Karar Tarihi: 03.11.2015 kararında Mahkemece kaçak kullanımımım varlığı kabul edilerek yeni bir bilirkişi kurulundan ayrıntılı rapor doğrultusunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, kaçak elektrik tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu belirtildiğini, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2013/18794 Esas 2014/3471.Karar sayılı 06/03/2014 tarihli ilamında ‘Kaçak elektrik tespit tutanakları düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin olup aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir’ hükmünün mevcut olduğunu, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2013/14621 Esas 2013/17875 Karar sayılı 12/12/2013 tarihli kararı gereğince ‘Kaçak elektrik tutanağı aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden olup aksi ispat edilmedikçe doğru olduğunun kabulü gerekir’ şeklinde belirtildiğini, kaçak tutanağının aksini iddia eden davacı bunu resmi belgeler ile ispatlaması gerektiğini, davacı adına verilen tedbir kararının yegane mağduru müvekkil şirket olduğunu, mahkeme tarafından verilen tedbir kararının mahiyeti itibariyle çok geniş nitelikte olup, işbu tedbir kararının müvekkile külfet yüklediğini, elektriğin kesilmemesi yönündeki tedbir kararının müvekkil şirket alacağı açısından ileride telafisi imkansız ve zor sonuçlar doğuracağından tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
D) İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİNE DAİR İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesi, …… tarihli ara kararıyla davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar vermiştir.
İlk derece mahkemesi …… tarihli ara kararıyla; ” dava konusu aboneliğin kurulu bulunduğu yerin şantiye olduğu, elektriğin kesilmesi durumunda çalışamaz hale geleceği ve elektriğin temel ihtiyaçlardan olduğu da nazara alındığında telafisi zor ve ciddi zararların doğabileceği, tahakkuk ettirilen dava konusu borcun mevzuata ve olaya uygun tahakkuk ettirilip ettirilmediğinin, borcun kaynağının ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, elektrik hizmetinden yoksunluğun davacı açısından telafisi güç zararlara sebebiyet vereceği, olayın özelliklerine ve mevcut dosya kapsamına göre HMK 389/1 ve 390/3 maddelerindeki şartların oluştuğu, davacı tarafça bu aşamada yaklaşık ispat şartının yerine getirildiği, itiraz edilen tedbirin bu yönlerden değerlendirildiğinde yerinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu borç bedeli olan …… TL ‘nin % 10’u oranında teminat yatırılması ve aboneliğe ait güncel elektrik faturalarının ödenmesi şartıyla aboneliğin elektriğinin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı hukuka ve usule uygun görülmekle buna yönelik olarak yapılan itirazın reddine ” karar vermiştir.
E) İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde, müvekkili şirketin 14/03/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri yönetmeliği ve buna dayanılarak hazırlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri yönetmeliği ve bu yönetmelikteki hükümlere göre düzenlenen Perakende Satış sözleşmesine göre elektrik dağıtımı faaliyetini yürüttüğünü, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen menfi tespit davasında davacı tarafından elektriğin kesilmemesi yönünde tedbir talebinin mahkemece kabul edilerek ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacının elektriğinin kesilmemesi yönünde verilen tedbir talebine ilişkin verilen karara karşı itiraz yoluna başvurduklarını, mevcut alacaklarına karşılık mahkemenin %15 ihtiyati tedbir kararı verdiğini, mahkeme aracılığı ile haklı olan alacaklarının tahsinin zorlaştığını ve imkansız hale getirilmeye çalışılmasının hukuk genel ilkelerine aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak veya bir hakkın elde edilmesinin imkansız hale gelecek veya gecikme nedeniyle bir sakınca veya ciddi bir zarar doğacak ise tedbir istenebilir, ancak söz konusu borçta böyle bir durumun mevcut olmadığını, bu durumda elektriğin kesilmemesine yönelik tedbir talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunun aşikar olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde elektriğin kesilmemesi yönünde davacının tedbir talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olmasına rağmen tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken itirazlarının rneddine karar vermesinin usul ve yaaya aykırı olup verilen ara kararın itirazları doğrultusunda düzeltilmesi gerektiğini talep etmiştir.
F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalının istinafı, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK’nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
HMK’nun “İhtiyati Tedbirin Şartları” kenar başlıklı 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
HMK’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hâkim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 392. maddesine göre; ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu, doyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; HMK’nun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlinin gerçekleştiği, dava konusu faturanın usul ve yasaya uygunluğunun yargılamayı gerektirdiği, teminat tutarının yeterli olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna varılmış, davalı şirket vekilin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL nin mahsubu ile kalan 99,2‬0 TL istinaf karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderinin dava sonunda verilecek nihai karada dikkate alınmasına,
6-Temyizi kabil olmayan işbu kararın tebliğ, kesinleştirme, harç tahsil ve artan istinaf avansının iade işlemlerinin HMK’nın 359/4. Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 27/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.