Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/733 E. 2023/240 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2023/733
KARAR NO : 2023/240

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 10/03/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen ara karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dosya incelendi. Gereği düşünüldü.
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİNİN ÖZETİ :
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin Bismil’de fabrika işlettiğini, davalı şirketin müvekkilinin iş yerine gelerek kaçak kontrolü yaptığını, yapılan denetim sırasında herhangi bir kaçağa rastlanmadığını, akabinde astronomik bir tutarda kaçak faturası düzenlendiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, faturanın gerçeğe aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve elektriğin kesilmemesi için ihtiyati tedbir kararının verilmesini talep etmiştir.
B) İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ :
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı ara kararıyla; “İhtiyati tedbire itirazın REDDİNE” karar verilmiştir.
C) İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin yönetmeliğe uygun olarak işlem yaptığını, yapılan kontrolde davacının kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, tutanağın aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgelerden olduğunu, teminatın yetersiz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
D) DELİLLER:
1-Tesisat endeks dökümü
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık tedbir koşullarının oluşup oluşmadığına yöneliktir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek 120 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi uyarınca tedbir istemine yönelik yapılmıştır.
Talep; ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine ilişkin mahkeme ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ara karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı HMK’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
İhtiyati tedbir öğretide, “Kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh.714-Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere, ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlemiştir.
6100 sayılı HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Mahkemece verilen…tarihli ihtiyati tedbir ara kararı ve itirazın reddine ilişkin …. tarihli ara kararı, dosyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; 6100 sayılı Kanunun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hali gerçekleşmiş olmakla; nizalı olan borç tutarı gözetilerek teminat mukabilinde verilmiştir. Mahkemece 392. madde kapsamında nizalı borç tutarı gözetilerek belirlenen teminat usule uygundur. Keza nizalı olan borç haricinde, fiili kullanıma yönelik olarak tahakkuk edecek faturaların ödenmesi koşulu da tedbir ara kararında hüküm altına alınmış olup, ara karar bu yönüyle de isabetlidir. Buna göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL nin mahsubu ile kalan 99,20 TL istinaf karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra ilgililerine iadesine,
6-)Dairemizce verilen kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, kararın kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 10/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.