Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/4044 E. 2023/1830 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/4044
KARAR NO : 2023/1830

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ :07/12/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İDDİASI VE İSTEMİ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı … arasında diğer davalı …..’nin yapımını üstlendiği …. ada … parsel üzerinde … Mah. …. Bulvarı …. Sk. …. Sitesi Dış Kapı No: …. …/…. adresinde olan ….. sitesinin tüm PVC ve ısı Cam tedarik ve montajına ilişkin aralarında … tarihinde eser sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmenin iş sahibinin davalı taraflar olduğunu, müvekkilinin yüklenici olarak işi üstlendiğini ve anlaşma sağlandığını, yüklenici müvekkilinin yapacağı işe karşılık olarak bahse konu …. sitesinde bulunan … blok kat: … no: …. , … blok kat: …. No: …. , …. blok kat: … No: … , … blok örnek daire no: ….’ün müvekkiline devri konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ve kendisine yüklenilen işi eksiksiz bir şekilde yapıp davalı taraflara teslim ettiğini davalı taraflarında bu hususu kabul ettiklerini, müvekkili iş bittikten sonra önce şifaen dairelerin üzerine devrini talep ettiklerini ancak bu talebin davalılar tarafından yerine getirilmediğini, bu süreçte davalıların dava konusu daireleri ivedilikle başkalarına devrettiklerini, dairelerin teslimini bu husus mümkün değilse daireler karşılığı gelecek miktarın müvekkile ödenmesini ihtar ettiğini, öncelikle yargılama süresince dava konusu daireler üzerine İhtiyati Tedbirin konulmasını, sayın mahkemece bu hususta aksi kanaatte ise davalılar üzerinde bulunan tüm malvarlıklarına İhtiyatı Haciz konulmasını, terditli olarak ….. ada … parsel üzerinde ….. Mah. … Bulvarı …. Sk. …. Sitesi Dış Kapı No: … …./…. adresinde olan …. sitesinin .. blok kat: .. no: .. , … blok kat: … No: … , … blok kat: … No: … , … blok dairelerinin tapularının iptal edilerek müvekkiline tescilinin yapılmasını, bu hususun kabulünün mümkün olmaması halinde davalıların sözleşmeye aykırı davranması gözetilerek alacağımızın yukarıda belirlenen dört daire üzerinden hesaplanarak Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik … TL ‘nin alacağın muaccel olduğu tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle beraber taraflarına ödenmesini, ayrıca yargılamanın uzun sürmesi, yargılama neticesinde davalıların mal kaçırma ihtimalinin bulunması, yargılama sonunda davayı kazanmaları neticesinde alacaklarına daha kolay ulaşabilmek için dava konusu daireler üzerine ihtiyati tedbirin konulmasını, mahkememiz bu hususta aksi kanaatte ise davalılar üzerinde bulunan tüm malvarlıklarına ihtiyatı haciz konulmasını yargılama harç, giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan alınarak müvekkile verilmesini” talep ettiği görülmüştür.
B)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas sayılı ara kararı ile; “İhtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesinde;.., ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir konulması talep edilen mal ya da hakkın uyuşmazlık konusu olması gerekir. Eş söyleyişle ihtiyati tedbir, ancak taraflar arasında çekişmeli olan dava konusu hakkında verilebilir. Somut olayda, taraflar arasında akdedildiği iddia olunan sözleşme nedeniyle iadesi istenen taşınmaz davalı adına kayıtlı olmadığı gibi terditli talep meblağ talebidir. İhtiyati tedbir konulması talep edilen davalılara ait mal varlığı değerleri değildir. Dolayısı ile de 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati tedbir şartlarının somut olayda oluşmadığı değerlendirilmiş ve bu talep reddedilmiştir…, İhtiyati haciz talebinin değerlendirilmesinde; Somut olayda, dava dilekçesinde varlığı ileri sürülen davalı tarafla yapıldığı iddia olunan sözleşmeye dayalı olarak ihtiyati haciz talep edildiği, sunulan sözleşme ve değişik iş dosyasının davacının iddiasını kanıtlar nitelikte belge olmadığı, ihtiyati haciz yönünden yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, davacının iddiasını destekler başkaca belge ve delil sunmadığı, ayrıca ihtiyati haciz taleplerinde yargılama yapılarak sonuçlandırılma olanağının bulunmadığı, talebin bu haliyle yargılamayı gerektirdiği…,” gerekçeleri ile her iki talebinde reddine karar verilmiştir.
D) İSTİNAF NEDENLERİ:
Hükme karşı davacı …. vekili Av. …. tarafından …. tarihinde ihtiyati haciz kararının reddi kararına hasren istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinafında, davaya konu ihtiyati haciz taleplerinin hukuka aykırı bir şekilde reddedildiğini, taraflarınca sunulmuş belgeler ile yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini savunarak ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil ile olmadığı takdirde alacağın tahsili talepli olarak açılan davada ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı gözetilerek, kamu düzenine aykırılık teşkil eden ve bu nedenle resen gözetilmesi gereken hususlar değerlendirilerek yapılan incelemede;
İhtiyati haciz, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İİK’nun 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına (önceden) geçici olarak el konulmasıdır.
HMK’nun 406/2. maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilen ihtiyati haczin koşullarını düzenleyen İİK’nun 257. Maddesinde;
“Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder” hükmüne yer verilmiştir. Maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacze gerek yoktur.
Somut olayda davacı vekili … sözleşme gereğince üzerine düşen edimi eksiksiz olarak yerine getirdiği halde davalı tarafından karşı edimin ifa edilmediğini, iddia ederek davaya konu bağımsız bölümlerin dava tarihinde belirlenecek bedelini terditli olarak talep etmektedir.
Somut olayda, davacı vekili …. sözleşme gereğince üzerine düşen edimi eksiksiz olarak yerine getirdiği halde davalı tarafından karşı edimin ifa edilmediğini, iddia ederek davaya konu bağımsız bölümlerin dava tarihinde belirlenecek bedelini terditli olarak talep ettiği, sözleşme kapsamında alacaklı – borçlu olup olmadıklarının yargılamayı gerektirdiği, dosyaya sunulan sözleşmenin ve ihbarnamelerin tek başına alacağın varlığının ispatına yeterli olmadığı, hususları birlikte değerlendirildiğinde, bu aşamada davacının ihtiyati haciz talebini reddeden mahkeme kararında usûl ve yasaya uygun olmayan bir yön görülmemiştir.
Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuranlar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra HMK’nun 333.maddesi uyarınca ilgililerine iadesine,
6-Temyizi kabil olmayan bu kararın, 6100 sayılı Kanunun 359/3.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılıp harç tahsil işlemlerinin yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Kanunun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.