Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/3521 E. 2023/1479 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2023/3521
KARAR NO : 2023/1479

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 31/10/2023

Taraflar arasındaki derdest davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik davalı … vekilince yapılan itirazın reddine dair yukarıda tarih numarası gösterilen İlk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı …vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete tahakkuk ettirilen kaçak kullanım bedellerine istinaden müvekkilinin … tesisat numaralı elektrik aboneliklerinin elektrik enerjisinin davalı şirket çalışanları tarafından kesilmemesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
B) İLK DERECE MAHKEMESİNİN İHTİYATİ TEDBİR KARARI:
İlk derece mahkemesi …. tarihli değişik iş ara kararı ile birlikte;”İhtiyati tedbir talep eden vekilinin elektriğin kesilmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ İLE, fatura bedeli toplamı olan …. TL ‘nin %25’i oranında hesaplanan ….TL teminat yatırılması ve …. tesisat numaralı aboneliklere ait güncel elektrik faturalarının ödenmesi ve bu durumun aleyhine ihtiyati tedbir talep edilenin denetiminde gerçekleşmesi şartıyla … tesisat numaralı aboneliklerin ELEKTRİĞİNİN KESİLMEMESİ YÖNÜNDE İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE,” karar verildiği anlaşılmıştır.
C) DAVALI VEKİLİNİN İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARINA İTİRAZI:
Davalı vekili tedbir kararına itirazına ilişkin dilekçesinde; Davacı tarafın dosya bakımından yaklaşık haklılığını ispat edemediğini, HMK’nın 389/1. maddesindeki şartlarının somut olayda oluşmadığını, verilen ihtiyati tedbir kararının da itirazen incelenerek kaldırılması gerektiğini, zira dava konusu abonelikte yapılan kontrollerde “abonenin sözleşmesiz enerji kullandığı ve bu suretle kaçak/usulsüz elektrik kullandığının tespit edildiğini, verilen işbu kararın davacıya hukuki koruma sağlayacağından kurum zararı oluşacağını ve bu durumun telafisi güç zararlara sebebiyet vereceğini, davacının korunmasında menfaati olacak herhangi bir hakkının bulunmadığını, davanın esası yönünden davacının yaklaşık haklılığını ispat edemediğini, bu nedenlerle davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığı ve açılan davanın tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğundan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
D) İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİNE DAİR İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesi, … tarihli duruşma ara kararıyla”İhtiyati tedbir kabulüne yapılan itirazın REDDİNE, 2-Bu hususta ayrıca gerekçeli karar tanzim edilmesine,” karar verildiği, buna ilişkin … tarihli gerekçeli ara karar ile “davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine” karar vermiştir.
İlk derece mahkemesi …. tarihli ara kararıyla; “dava konusu aboneliğin kurulu bulunduğu yerin işyeri olduğu, elektriğin kesilmesi durumunda çalışamaz hale geleceği ve elektriğin temel ihtiyaçlardan olduğu da nazara alındığında telafisi zor ve ciddi zararların doğabileceği, tahakkuk ettirilen dava konusu borcun mevzuata ve olaya uygun tahakkuk ettirilip ettirilmediğinin, borcun kaynağının ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, elektrik hizmetinden yoksunluğun davacı açısından telafisi güç zararlara sebebiyet vereceği, olayın özelliklerine ve mevcut dosya kapsamına göre HMK 389/1 ve 390/3 maddelerindeki şartların oluştuğu, davacı tarafça bu aşamada yaklaşık ispat şartının yerine getirildiği, itiraz edilen tedbirin bu yönlerden değerlendirildiğinde yerinde olduğu ve ihtiyati tedbir kararının hukuka ve usule uygun görülmekle buna yönelik olarak yapılan itirazın reddine” karar vermiştir.
E) İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde, müvekkili şirketin …. tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan EPTHY ve bu yönetmelikteki hükümlere faaliyet yürüttüğünü, ihtiyati tedbir kararının borcunu ödememek hususunda davacıya hukuki koruma sağladığını, müvekkili şirkete zarar verdiğini, EPTHY’nin 15/2 maddesinin zamanında ödenmeyen borçlardan dolayı kesme yetkisi verdiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre müvekkili kurum tarafından düzenlenen tutanaklarının aksi sabit oluncaya geçerli olan resmi belge niteliğinde olduğunu, davacı tarafın elektriğin kesilmesi yönündeki tedbir talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olmasına ve ihtiyati tedbir kararını kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, itirazlarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya HMK 390/3 maddesine aykırı olduğunu, davacının yaklaşık ispat şartını yerine getirmediğini, müvekkilinin yokluğunda hukuki dinlenilme haklarının ihlal edilerek karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararının %15 teminat ile verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, %100 teminat alınması gerektiğini, söz konusu tedbir kararı ile davacının karşılıksız elektrik kullanmasının yolunun açılacağını, kararın müvekkili şirketi mağdur ettiğini, daha büyük zararlara yol açılmaması için ihtiyati tedbir kararın kaldırılması gerektiğini, haksız olduğunu, yasal alacaklarını tahsil etmeye çalıştıkları alacaklarını yine kanundan kaynaklı kesme yetkilerini kullandıklarını, ihtiyat tedbir kararını usul ve yasaya aykırı olduğunu ve kaldırılması gerektiğinden bahisle istinafen kaldırılmasını talep etmiştir.

F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalının istinafı, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK’nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
HMK’nun “İhtiyati Tedbirin Şartları” kenar başlıklı 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
HMK’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hâkim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 392. maddesine göre; ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu, doyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; HMK’nun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlinin gerçekleştiği, dava konusu faturanın usul ve yasaya uygunluğunun yargılamayı gerektirdiği, teminat tutarının yeterli olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna varılmış, davalı şirket vekilin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderinin dava sonunda verilecek nihai karada dikkate alınmasına,
6-Temyizi kabil olmayan işbu kararın tebliğ, kesinleştirme, harç tahsil ve artan istinaf avansının iade işlemlerinin HMK’nın 359/4. Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 31/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.