Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/2664 E. 2023/1161 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2664
KARAR NO : 2023/1161

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
TALEP :İhtiyati Tedbir Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ :21/09/2023

Taraflar arasındaki derdest davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik davalı …. vekilince yapılan itirazın reddine dair yukarıda tarih numarası gösterilen İlk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı …. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı kurumca, müvekkili olan şirkete ait … abone hakkında tahakkuk ettirilen … TL fatura kullanım bedeline ait borca ilişkin gönderilen makbuzların haksız ve de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin kendisine tahakkuk edilen tüm borçlarını gününde ve zamanında bu güne kadar hep ödediğini, davaya konu faturanın ise kendisine tebliğ edildiğinde bu borcun neden kendisine tahakkuk ettirildiğini anlayamadığını, davalı şirketten istenilip getirtilecek olan iş bu aboneye ait geçmiş tüm tüketim faturaları ve ödeme belgeleri incelendiğinde bu güne kadar tüm ödemelerini düzenli bir şekilde gerçekleştirdiğini ve tüketimleri belli bir seviyede olduğunu, müvekkili şirkete ait … abone hakkında, ……. tarafından tahakkuk ettirilen … TL’lik kullanım bedeline ait borcun müvekkile ait olmadığının tespitini, davalının tahakkuk ettirdiği … TL tahsilinin tedbiren durdurulmasını ve bu borç nedeniyle müvekkilin enerjisinin kesilmemesi için tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) İLK DERECE MAHKEMESİNİN İHTİYATİ TEDBİR KARARI:
İlk derece mahkemesi …. tarihli ara kararı ile birlikte;-Talebin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 1-Davalının tahakkuk ettirdiği …. TL’nin tahsilinin tedbiren durdurulmasına yönelik talebin REDDİNE, 2-Davacı vekilinin elektriğin kesilmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ İLE, fatura bedeli olan … TL ‘nin %20’si oranında (…) teminat yatırılması ve … numaralı aboneliğe ait güncel elektrik faturalarının ödenmesi ve bu durumun davalının denetiminde gerçekleşmesi şartıyla …. numaralı aboneliğin ELEKTRİĞİNİN KESİLMEMESİ YÖNÜNDE İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE, teminatın tedbir talep eden tarafça nakit olarak yatırılması veya bu miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edilmesi suretiyle dosyaya DEPO EDİLMESİNİ MÜTEAKİP, iş bu tedbir karanının bir suretinin talep eden vekiline verilmesine,3-Tedbirin verildiği tarihten itibaren 1 hafta içinde teminat yatırılmak suretiyle uygulanmasının talep edilmemesi halinde tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının bilinmesine, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
C) DAVALI VEKİLİNİN İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARINA İTİRAZI:
Davalı vekili tedbir kararına itirazına ilişkin dilekçesinde;davacı taraf lehine verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan itirazlarını sunduklarını, davacı adına verilen tedbir kararının yegane mağdurunun müvekkil şirket olduğunu, mahkeme tarafından verilen tedbir kararının mahiyeti itibariyle çok geniş nitelikte olup, işbu tedbir kararının müvekkiline külfet yüklediğini, elektriğin kesilmemesi yönündeki tedbir kararının müvekkili şirket alacağı açısından ileride telafisi imkansız ve zor sonuçlar doğuracağından tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, mevcut borç ödenmeden elektriğin ihtiyati tedbir yolu ile bağlanmasının, borcun tahsilini çok zorlaştıracağından ve davalıya yeni maliyetler getireceğinden, davalı şirket için büyük zararlar doğurabileceğini, asıl dava ile elde edilmesi gereken sonucun ara karar ile tedbiren sağlanmasının hukuk kurallarına ve taraflar arasındaki sözleşme şartlarına aykırı olduğunu, elektriğin tedbiren bağlanmasının taraflar arasındaki sözleşmenin uygulanmasını imkansız hale getireceğini, bu sebeplerle mevcut davada ve benzeri mahiyette açılan davalarda verilen tedbir kararlarının doğru olmadığı düşüncesinde olduklarını, tedbirin telafisi imkansız zararlar üzerine verildiğini, ayrıca davanın esasını çözecek mahiyette de olamayacağını, bu nedenle tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
D) İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİNE DAİR İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesi, …. tarihli duruşma ara kararıyla”Mahkememizin … tarihli ihtiyati tedbir ara kararına yapılan itirazın REDDİNE, bu hususta ara karar yazılmasına” karar verildiği, buna ilişkin ….. tarihli gerekçeli ara karar ile “davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine” karar vermiştir.
İlk derece mahkemesi …. tarihli ara kararıyla; “1-İhtiyati tedbire itirazın REDDİNE2-Bu hususta gerekçeli ara karar yazılmasına,” karar verildiği, yine aynı tarihte gerekçeli ara kararda “davacıya verilen elektriğin kesilmesi durumunda tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin sekteye uğrayacağı ve elektriğin temel ihtiyaçlardan olduğu da nazara alındığında telafisi zor ve ciddi zararların doğabileceği, tahakkuk ettirilen dava konusu borcun mevzuata ve olaya uygun tahakkuk ettirilip ettirilmediğinin, borcun kaynağının ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, elektrik hizmetinden yoksunluğun davacı açısından telafisi güç zararlara sebebiyet vereceği, olayın özelliklerine ve mevcut dosya kapsamına göre anılan talep yönünden HMK 389/1 ve 390/3 maddelerindeki şartların oluştuğu, davacı tarafça bu yöndeki talep bakımından bu aşamada yaklaşık ispat şartının yerine getirildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik itirazının reddine karar” karar vermiştir.
E) İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkeme kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak veya bir hakkın elde edilmesi imkânsız hale gelecek veya gecikme nedeniyle; bir sakınca veya ciddi bir zarar doğacak ise tedbir istenebileceğini, ancak söz konusu borçta böyle bir durum mevcut olmadığını, yine davacının, iddiasını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili şirketin zarar görme olasılığına bianen en az dava değeri kadar teminat alınması gerektiğini, davalıya açılan davanın aylarca belki de yıllarca süreceği düşünüldüğünde müvekkil şirket maddi kayba uğrayacağını, müvekkili şirket de özel bir şirket olup ….’tan peşin olarak satın aldığı enerjiyi sözleşme gereği perakende abonesine verip tüketilen enerjinin bedelini bir ay sonra …. ‘den tahsili yoluna gittiğini, müvekkilinin bir ay sonra bir önceki ayın enerji bedelini alamadığında şirketin varlığını sürdürmesi imkânsız hale geleceğini, ihtiyati tedbir kararı ile şirketin uğrayacağı zarar ve dolayısıyla kamunun uğrayacağı zarar daha büyük ve telafisi mümkün olmayan zarara yol açacağından ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini talep etmiştir.
F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalının istinafı, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK’nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
HMK’nun “İhtiyati Tedbirin Şartları” kenar başlıklı 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
HMK’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hâkim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 392. maddesine göre; ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu, doyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; HMK’nun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlinin gerçekleştiği, dava konusu faturanın usul ve yasaya uygunluğunun yargılamayı gerektirdiği, teminat tutarının yeterli olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna varılmış, davalı şirket vekilin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderinin dava sonunda verilecek nihai karada dikkate alınmasına,
5-Temyizi kabil olmayan işbu kararın tebliğ, kesinleştirme, harç tahsil ve artan istinaf avansının iade işlemlerinin HMK’nın 359/4. Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 21/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.