Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/2652 E. 2023/1086 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2652
KARAR NO : 2023/1086

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/09/2023

Taraflar arasında derdest davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında verilen ihtiyati tedbir kararına karşı davalı vekilinin yapılan itirazın reddine dair ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen ara karara karşı yine davalı vekili süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İDDİA VE TALEBİ:
Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında iki ayrı sözleşme imzalandığını, sözleşmelere karşılık olarak …TL’lik iki teminat senedinin … verildiğini,sözleşme kapsamında müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, işi neticelendirdiğini ve alacağını faturalandırdığını, dava dilekçesi ekinde sunulan … Noterliğinin …. tarihli,…. yevmiye numaralı ihtarnamede belirtildiği üzere davalı şirketten alacağın ….TL olduğunu, buna rağmen davalı şirketin kötüniyetli bir şekilde ….TL’lik teminat senetlerini doldurarak ihtiyati hacze konu ettiğini, Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldığını ve …. Esas numarasıyla müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlattığını,icra takibinin şikayete konu edildiğini, …. E. Numaralı dosyasının derdest olduğunu, mahkemenin … tarihli kararıyla takibin …TL asıl alacak ve … TL faiz yönüyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin…. D.İş dosyası ile verilen ihtiyati haciz kararına itiraz edildiğini, itirazın henüz neticelendirilmediğini açıklayarak öncelikle teminatsız ya da icra hukuk mahkemesince durdurulan tutara ilişkin teminatsız, mahkeme aksi kanaatte ise takibe konu edilen alacak miktarı üzerinden mahkemenin takdir edeceği teminat ile . …. Esas numarasıyla girişilen takibin durdurulması, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
B) İHTİYATİ TEDBİR KARARI:
Mahkemenin ….
tarihli ara kararı ile “İİK.’nın 72/3.maddesine göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değil ise de, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilecektir. Dosyaya sunulan senet örnekleri, sözleşme sureti, takip dosyası ve taraflar arasındaki yazışmalar değerlendirildiğinde davacı tarafından yaklaşık ispat şartlarının yerine getirildiği, davacı yönünden telafisi güç ve imkansız zararın önüne geçilmesi ve haklarının korunması saiki ile icra takibine konu….TL’nin % 15’i olan ….-TL teminatı nakit olarak mahkeme veznesine yatırdığı veya kesin ve süresiz teminat mektubunu mahkememize ibraz ettiği taktirde icra kasasına girecek paranın alacaklıya ödenmemesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
C) İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ:
Davalı vekili ihtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesinde;
Davacı tarafın senetlerin çift vadeli olduğu, teminat senedi olduğu şeklinde bir takım iddialar ileri sürdüğünü, ancak bu iddialarını yazılı resmi senet niteliğinde belgeler ile ispat edemediğini, icra takibine konu edilen senetler ile ilgili olarak Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde ihtiyati haciz talebinde bulunularak Mahkemece …. D.İŞ sayılı kararı ile verilen karar neticesinde takip işlemlerine başlanıldığını, takibe konu senetlerin kanunda belirtilen zorunlu şekil şartlarının tamamını taşıdığını, senetlerin çift vadeli olduğu veya teminat amacıyla verildiği şeklindeki iddiaları kabul etmediklerini, davacı tarafından senetteki imzaların ikrar edildiğini, ayrıca taraflar arasındaki ticari ilişkinin de inkar edilmediğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 15. Maddesinde gecikme yaşanması halinde teminatların irat kaydedilebileceği hükmünün bulunduğunu, senedin teminat senedi olduğu kabul edilmemekle birlikte bu hüküm karşısında bile davacının davasının haksızlığı ve konulan tedbirin kaldırılması gerektiğini, mahkemece Diyarbakır İcra Dairesinin …. esas sayılı takip dosyasında tahsil edilecek bedelin ödenmemesine dair tedbir kararının itirazen incelenerek kaldırılmasını talep etmiştir.
D) İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ:
Mahkemenin … tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddi kararı ile; “…davalı vekili tarafından sunulan …. tarihli dilekçe ile verilen tedbir kararının senetlerin kanunda belirtilen zorunlu şekil şartlarının tamamını taşıdığı ayrıca taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 15. Maddesinde gecikme yaşanması halinde teminatların irat kaydedilebileceği hükmünün bulunduğunu, senedin teminat senedi olduğu kabul edilmemek ile birlikte bu hüküm karşısında bile davacının davasının haksızlığı gerekçesi ile tedbir kararının kaldırılması talep edilmiş olup itiraz dilekçesi ekinde sözleşmeler, noter ihtarnameleri ve geçici kabul tutanakları sunulmuş Mahkememizce HMK. nun 389. 390. ve 394. maddeleri uyarınca yapılan değerlendirmede yargılamanın bulunduğu aşama gözetilerek söz konusu senetlerin sözleşmeye konu olduğu, işin tam olarak yapılıp yapılmadığının bu aşamada belirlenemediği, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği gerekçelerinin mevcut durumda devam ettiği anlaşılmakla itirazın reddine” karar verilmiştir.
E) İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati tedbire itirazın reddi kararına karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; senetlerin çift vadeli olduğu, teminat senedi olduğu şeklinde bir takım iddialar ileri sürüldüğünü ancak bu iddiaların yazılı, resmi senet niteliğinde belgeler ile ispat edilemediğini, icra takibine konu senetler ile ilgili olarak Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu ve mahkemece … D.İŞ sayılı kararı ile verilen karar neticesinde takip işlemlerine başlanıldığını, takibe konu senetlerin kanunda belirtilen zorunlu şekil şartlarının tamamını taşıdığını, senetlerin hiçbir yerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibarenin bulunmadığını, senetteki imzalar ve ticari ilişkinin inkar edilmediğini, davacı tarafın işin yapımı konusunda gecikmeye girdiğini, işin teslimine dair yazılı belge ibraz edilmediğini, müvekkilinin hakkına zamanında kavuşamamasının enflasyonist ortamda mağduriyete sebebiyet vereceğini, icra dosyasından tahsil edilecek bedelin ödenmemesine dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
F) DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE :
Dava; İİK’nın 72-(3) maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında iki ayrı sözleşme imzalandığını, bu sözleşmelere karşılık ….TL’lik teminat senedinin davalı … İnşaat şirketine verildiğini, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, işi neticelendirdiğini ve alacağını faturalandırdığını ancak davalı şirketin kötüniyetli olarak uyuşmazlık konusu teminat senetlerini ihtiyati hacze konu ettiğini belirterek teminatsız yada uygun görülecek teminat karşılığında takibin durdurulmasına,icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik talebinin kabulüne ilişkin karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolunu başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı gözetilerek, kamu düzenine aykırılık teşkil eden ve bu nedenle resen gözetilmesi gereken hususlar değerlendirilerek yapılmıştır.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK’nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
HMK’nun “İhtiyati Tedbirin Şartları” kenar başlıklı 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
HMK’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hâkim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
2004 sayılı icra iflas kanununun “Menfi tesbit ve istirdat davaları” kenar başlıklı 72. maddesine göre; “(1) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. (2) İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
(3) İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. …”
Tüm bu açıklamalar ışığında dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacının hakkında başlatılan icra takipleri ile ilgili olarak takipten sonra açtığı menfi tespit davası kapsamında, yazılı şekilde, teminat mukabilinde, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönünde yasanın aradığı koşulların gerçekleştiği sonucuna varılarak, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin nihai hükümle birlikte değerlendirilmesine,
4-İnceleme dosya üzerinden yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Temyizi kabil olmayan bu kararın, 6100 sayılı HMK’nin 359/4.maddesi gereğince tebliğ ve artan avansın iadesine dair işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Kanunun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.