Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1968 E. 2023/771 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1968
KARAR NO : 2023/771

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ :09/06/2023

Taraflar arasında derdest davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında verilen ihtiyati tedbir kararına karşı davalı vekilinin yapılan itirazın reddine dair ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen ara karara karşı yine davalı vekili süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACININ TALEBİ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde; Müvekkilinin ….. tesisat nolu abonenin sahibi olduğunu, söz konusu abonenin bulunduğu adreste ticari faaliyetlerini gerçekleştirmekte olup, elektriğin kesilmesinden dolayı müvekkilin işi aksayacağını ve mağduriyeti söz konusu olacağını, müvekkil kaçak elektrik kullanmamasına rağmen davalı kurum tarafından kaçak elektrik cezası tahakkuk edildiğini belirterek Yünlüce mahallesi yünlüce küme evleri adresinde bulunan …… tesisat nolu tesise dava sonuçlanıncaya kadar elektriğin kesilmemesini yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

B) İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN İHTİYATİ TEDBİR KARARI:
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ……., …… esas sayılı Kararı ile; “6100 sayılı HMK”nın 389.maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiş olup, dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri dikkate alındığında, kaçak elektrik kullanımı olup olmadığı ve kullanım olması halinde miktarının belirlenmesinin yargılama gerektirdiği, elektrik ihtiyacının günümüzde zaruri nitelik taşıdığı ve davacının meskenindeki elektrik kesme işleminin telafisi güç zararlar doğurabileceği, bu bağlamda 389. Maddede belirtilen koşulların sağlandığı anlaşıldığından, tahakkuk edecek güncel elektrik faturaların ödenmesi şartıyla ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle “Davacı vekilinin tedbir talebi bakımından; 6100 sayılı Kanunun 389. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmiş olmakla; davacının ihtiyati tedbir talebinin, 6100 sayılı Kanunun 392.maddesi uyarınca fatura bedeli olan ……. TL ‘nin %25’i oranında (……. TL) teminat mukabilinde kabulüne , davacıya ait ……. nolu tesisat nolu abonenin elektrik enerjisinin, dava tarihinden sonraki kullanıma yönelik olarak tahakkuk edecek faturaların ödenmesi koşulu ile tedbiren kesilmemesine,
2-Teminatın yatırılması (ikmali) halinde davalı şirkete müzekkere yazılmasına, verilen ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi koşuluyla devamına,
3-……. tesisat nolu davacının davaya konu elektrik borcunu ödenmemesi nedeniyle elektriğinin kesilmemesine, bu borçtan dolayı elektriği kesilmiş ise elektriğinin yeniden bağlanmasına, ” karar verilmiştir.
C) DAVALININ İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARINA İTİRAZI:
Davalı ….. vekili ihtiyati tedbir kararına itirazında; kaçak tespit ve tahakkukunun EPTHY’ne uygun olarak yapıldığını, kaçak elektrik tespit tutanaklarının aksi ispat eidlinceye kadar resmi belge niteliğini haiz bulunduğunu, eğer tedbire karar verilecekse bunun % 100 teminat karşılığı olması gerektiğini, ihtiyati tedbir kararının gerekçesiz ara kararısz ve duruşma günü açılmadan verildiğini ileri sürerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
D) İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİNE DAİR İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesi dava dosyasının …… tarihli duruşmasında “davalı vekilinin ihtiyati tedbire yönelik itirazının reddine” karar vermiş, buna ilişkin olarak da ….. tarihli gerekçeli ara kararını tesis etmiştir.
İlk derece mahkemesi ……. tarihli gerekçeli ara kararında; “Somut olayda kaçak elektrik kullanımı olup olmadığı ve kullanım olması halinde miktarının belirlenmesinin yargılama gerektirdiği, elektrik ihtiyacının günümüzde zaruri nitelik taşıdığı ve davacının iş yerindeki elektrik kesme işleminin telafisi güç zararlar doğurabileceği açık olması nedeniyle HMK.nun 389.maddesinde belirtilen gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin oluştuğunun kabul edilmesi gerektiği nazara alındığında mahkememizce teminat karşılığı verilen ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğu görülmekle , davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına karşı yapmış olduğu itirazın reddine” karar verilmiştir.
E) İSTİNAF NEDENLERİ:
Hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinafında; Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde; Davalı …. vekili ihtiyati tedbir kararına itirazında; kaçak tespit ve tahakkukunun usulüne uygun olarak yapıldığını, kaçak elektrik tespit tutanaklarının aksi ispat edilinceye kadar resmi belge niteliğini haiz bulunduğunu, eğer tedbire karar verilecekse bunun % 100 teminat karşılığı olması gerektiğini, asıl dava ile elde edilmesi gereken sonucun ara karar ile tedbiren sağlanmasının hukuk kurallarına ve taraflar arasındaki sözleşme şartlarına aykırı olduğunu, ihtiyati tedbire itiraza yönelik karaın gerekçeli bir ara karar oluşturulmaksızın verildiğini ileri sürerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
F)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:

İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalının istinafı, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK’nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
HMK’nun “İhtiyati Tedbirin Şartları” kenar başlıklı 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
HMK’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hâkim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 392. maddesine göre; ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu, doyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; HMK’nun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlinin gerçekleştiği, dava konusu faturanın usul ve yasaya uygunluğunun yargılamayı gerektirdiği, teminat tutarının yeterli olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna varılmış, davalı şirket vekilin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin ….. tarih, …… (E), sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra HMK’nun 333.maddesi uyarınca ilgililerine iadesine,
6-Temyizi kabil olmayan bu kararın, 6100 sayılı Kanunun 359/3.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılıp harç tahsil işlemlerinin yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Kanunun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.