Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/666 E. 2022/483 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/666
KARAR NO : 2022/483

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi. Gereği düşünüldü.
A) TALEP EDEN VEKİLİNİN İSTEMİNİN ÖZETİ :
İhtiyati haciz isteyen vekili dilekçesinde özetle: Müvekkilİ şirket *** ile borçlu *** arasında,*** tarihinde Taşeronluk Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin sözleşmede taahhüt ettiği şekilde cihazları şubat 2. yarı yılında teslim ettiğini ve cihazların davalı borçlu şirkete *** tarihinde teslim edildiğini, söz konusu sözleşme kapsamında, kararlaştırılan yükümlülüklerin yerine getirmesi karşılığında, sözleşme bedeli olarak müvekkili şirkete *** Tarih, *** TL bedelli, *** Tarih, *** TL, *** Tarih, *** TL bedelli ,*** Tarih, *** TL, *** Tarih, *** TL bedelli toplan *** adet Çek ile ve *** TL nakit para ile ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından sözleşmede kararlaştırılan yükümlülüklerin yerine getirilmesine rağmen davalı borçlunun üzerine düşen edimini ifa etmediğini, müvekkili şirkete ödenmesi gereken paranın ödenmediğini, söz konusu borçlunun ödemekle yükümlü olduğu sözleşme bedeli olan *** TL’nin *** TL’lik kısmının tahsil edildiğini, ayrıca *** TL nakit paranın müvekkili şirkete gönderildiğini, kalan *** TL ise müvekkili şirkete ödenmediğini, borçlunun borcunu ödememek için mal kaçırma eylemlerinde bulunduğunun öğrenildiğini, belirterek borçlunun borcundan ötürü menkul, gayrimenkul malları, maaş, ikramiye ve ücretleri ile üçüncü kişilerdeki tüm istihkak, tazminat, hak ve alacaklarının *** TL’lik kısmı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
B) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin *** tarihli, *** D.İş Esas ve *** Karar sayılı sayılı kararıyla; “Somut olayda, talep eden şirketin karşı taraf/borçlu şirkete mal ve hizmet satımı nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklanan bakiye borcun ihtiyati hacze konu meblağ oranında/kısmen borçlu tarafından ödenmediğini, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, alacağını ispat için talep eden tarafça karşı taraf adına düzenlenmiş e-faturalar, taşeron sözleşmesi, teslim tutanağı, çek suretleri ve tahsilat makbuzunu ibraz edilmiştir. Ancak fatura tek taraflı olarak düzenlenen belge olup tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı kanaat edilmiştir. (Benzer mahiyette Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 30.09.2021 tarih, 2021/2614 E. 2021/1296 K. sayılı ilamı ile Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/3590 E.,2021/1962 K. Sayılı ilamı) Talep eden tarafça, alacağın varlığını yaklaşık ispata yarar nitelikte teslim belgesi sunulmuş ise de teslim belgesinde belirtilen malların e-faturada ve sözleşme kapsamında belirtilen malların tamamını kapsamadığı, sözleşmede belirtilen bir kısım malları kapsadığı anlaşılmaktadır. Dolayısı ile de talep edenin karşı taraf ile anlaşmaları doğrultusunda hangi malların ne kadara tekabül ettiği, ne kadarlık kısmın ödemeye konu olduğu ve alacak miktarının ne kadar olduğu yargılamayı gerektirmekte olup; bu itibarla, dosya mevcuduna göre ihtiyati haciz talep edilen alacağın varlığı hususunda kanaat uyandırıcı nitelikte yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, sözleşme ve faturaya konu malların teslim edilip edilmediğinin, faturaların karşı taraf şirketin defterlerine kaydedilip edilmediğinin, talep edenin alacağının olup olmadığının yargılamada icra edilecek tahkikat işlemleri sonucunda ortaya çıkacağı, dolayısıyla İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşmadığı ” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
C) İSTİNAF SEBEPLERİ :
Talep eden vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, karşı yanla müvekkili şirket arasında taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme çerçevesinde müvekkili şirketin edimlerini yerine getirdiğini, karşı yan borçlu şirketin üzerine düşen edimi ifa etmediğini, müvekkiline ödemesi gereken bakiye *** TL’yi ödemediğini, ilk derece mahkemesinin talep reddine ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığını, malların teslimine ilişkin teslim tutanaklarının dosya kapsamında olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunu, faturaların teslim tutanaklarının sunulması halinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay’ın emsal kararlarının bulunduğunu, TBK’nın 97. maddesi çerçevesinde edimlerinin aynı anda ifa edilmesinin gerektiğini belirterek ihtiyati haciz koşulları oluştuğundan talebin reddine yönelik kararın kaldırılarak yukarıda belirttikleri alacak tutarında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
D) DELİLLER:
1-Sözleşme
2- Faturalar
3-Teslim tutanakları
4-Çek suretleri
F)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Talep; mahkemece talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin değişik iş kararının kaldırılması talebine ilişkindir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. İİK’nun 257. Madde de; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder.” hükmünü havidir. Keza, aynı Kanunun 259. maddesinde de teminat hususu düzenlenmiştir. Madde de “İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 87. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur.
Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata luzum olup olmadığını takdir eder.” hükmünü içermektedir. Bu açıklamalara göre ihtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır. Diğer bir anlatımla ihtiyati haciz, devam etmekte olan dava sonucunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulmasıdır. Maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacze gerek yoktur.
Fakat rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı tahmin ediliyorsa, karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için, ihtiyati haciz istenebilir. Yine alacağın rehin ile temin edilmiş olmasına rağmen, istisna olarak, ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde, alacaklı (rehinle temin edilmiş olan alacağı için) ihtiyat haciz isteyebilir (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El kitabı,)
Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde, vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı, ihtiyati haciz için gerekli “yaklaşık ispat” şartının da gerçekleşmesi durumunda başka bir şart aranmaksızın ihtiyati haciz isteme hakkına sahiptir.
Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK’nun 257. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
Taraflar arasında alt istisna sözleşmesi bulunmaktadır. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için, eseri sözleşme ve ekleri ile fen ve tekniğine uygun olarak tamamlayıp iş sahibine teslim ettiğini kanıtlaması zorunludur.
Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesinde kural olarak davacı sözleşme ve yasaya uygun gerçekleştirdiği imalât miktarını, davalı ise yaptığı ödemeleri kanıtlamakla yükümlüdür. Sözleşme ayakta ve iş tamamlanmış ise işin sözleşme ilişkisi devam eden yüklenici tarafından tamamlandığı kabul edilir. Ama aksini kanıtlayan ikrar niteliğinde beyan var ise bu beyan esas alınmalıdır.
İhtiyati haciz isteminin kabulü için; alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması gerekmekte olup, somut olayda taraflar arasındaki alt istisna sözleşmesi kapsamında, alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi dikkate alındığında bu aşamada ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık görülmemiştir.
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf sebeplerinin 6100 sayılı Kanunun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Talep edenden alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alınmakla; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı Kanunun 333.maddesi uyarınca ilgililerine iadesine,
6-Dairemizce verilen kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, kararın kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.