Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/535 E. 2022/362 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/535
KARAR NO: 2022/362

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DAVANIN KONUSU: Elatmanın Önlenmesi (Muarazanın Önlenmesi)
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Taraflar arasındaki derdest davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik davalı *** vekilince yapılan itirazın reddine dair yukarıda tarih numarası gösterilen İlk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı *** vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin **** adresindeki taşınmazın maliki olduğunu taşınmazı *** tarihinde kira sözleşmesi ile *** isimli kişiye büro amaçlı kiraya verdiğini , *** isimli kiracının bir kısım kira borcunu ödemeden taşınmazı terk ettiğini, müvekkilinin bu taşınmazı kendi mülkiyeti olması nedeniyle büro ve şirket olarak kullanmak istediğini, müvekkilinin davalı kuruma yeni elektrik aboneliği için yaptığı başvurunun taşınmazın fiili kullanıcısının belli olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, müvekkilinin tarafı olmadığı abonelik sözleşmesinden doğan borçtan ötürü abonelik verilmediğini, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi için muarazanın meni taleplerinin kabulüyle müvekkiline tensip zaptıyla enerji verilmesi için tedbir talepli olarak abonelik verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) İLK DERECE MAHKEMESİNİN İHTİYATİ TEDBİR KARARI:
İlk derece mahkemesi *** tarihli ara kararı ile birlikte; “Davacı vekilinin sunmuş olduğu deliller dikkate alındığında HMK md.389 da belitrilen “mevcut durumda meydana gelebilecek hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşma ve ciddi bir zararın doğma ihtimalinin” bulunduğu kanaatiyle; borç miktarı olan 1.962,77 TL’nin %20’Si tutarında teminatı yatırması halinde, davacıya dava sonuna kadar elektrik verilmesi şeklinde İHTİYATİ TEDBİR uygulanmasına” karar verildiği, ihtiyati tedbir kararına karşı davalı vekilince *** tarihinde itiraz edildiği, **** tarihli duruşmada “İhtiyati tedbire itirazın KISMEN KABULÜNE, 1-Mahkememizin **** tarihli ara kararıyla verilen; borç miktarı olan 1.962,77 TL’nin %20’i tutarında teminatı yatırması halinde, davalı kuruma müzekkere yazılarak *** sayılı aboneye ait enerjinin kesilmemesi ve enerjinin kesilmiş olması halinde açılarak dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına dair dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi ve bu durumun davalının denetiminde gerçekleşmesi koşuluyla devamına” karar verildiği, gerekçeli ara kararın da aynı tarihte yazıldığı anlaşılmıştır.
C) DAVALI VEKİLİNİN İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARINA İTİRAZI:
Davalı vekili tedbir kararına itirazına ilişkin dilekçesinde; Bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak veya bir hakkın elde edilmesi imkânsız hale gelecek veya gecikme nedeniyle, bir sakınca veya ciddi bir zarar doğacak ise tedbir istenebileceğini, ancak söz konusu borçta böyle bir durumun mevcut olmadığını, davacının, iddiasını yaklaşık olarak ispat etmesi zorunlu olduğunu, dava dilekçesinde herhangi bir delil sunmadığını ve beyana dayalı ve müvekkili şirkete ait tutanaklarla ispat zorunluğu yerine getirildiğini, davalıya acılan davanın aylarca belki de yıllarca süreceği düşünüldüğünde müvekkili şirketin maddi kayba uğrayacağını, müvekkili şirketin de özel bir şirket olduğunu, şirket bir ay sonra bir önceki ayın enerji bedelini alamazsa şirketin varlığını sürdürmesinin imkânsız hale geleceğini, mahkemenin tedbir kararı nedenleri ile müvekkili şirketinde bedelini ödeyemediği için elektrik satın alması tehlikesi olduğunu, kaçak elektrik kullanmak da enerji kaybına neden olduğunu, kullanımdan dolayı meydana gelen zararın büyüyeceğini, bedelsiz tüketilen enerji sebebiyle gerçekleşen enerji kaybından dolayı müvekkili şirketi külfet altına gireceğini, müvekkili şirket aleyhine açılan davada davacı tarafından geçici abonelik tesis edilmesi yönünde tedbir kararının varlığı güvencesiyle güncel fatura borçları dahi ödemekten kaçınma ihtimalinin bulunduğunu, sınırsız tedbir talebinin reddi ile hukuki yarar dava şartı bulunmadığından dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddi gerekirken tedbire hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, haksız tedbir kararının kaldırılmasını, aksi kanaatte tedbirin %100 teminat miktarı ve güncel faturalarını ödemesi şartı ile uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
D) İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİNE DAİR İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesi, *** tarihli gerekçeli ara kararıyla davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının kısmen kabulüne karar vermiştir.
İlk derece mahkemesi *** tarihli ara kararı ile; “Somut uyuşmazlıkta, kaçak tahakkuk faturasına dayalı olarak borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği, ihtiyati tedbirin şartlarından olan gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin oluştuğu ve verilen tedbir kararının yerinde olduğu, davalı karşı tarafın muhtemel zararlarının önüne geçebilmek adına ihtiyati tedbir kararının teminat mukabilinde verildiği, ancak tarafların hak ve menfaat dengesi gözetildiğinde ayrıca davacının yargılama süresince elektrik tüketimine devam edeceği nazara alındığında tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarının ödenmesi hususunun da belirtilmesi gerektiği” gerekçesi ile, ‘İhtiyati tedbire itirazın kısmen kabulüne, 1-Mahkememizin *** tarihli ara kararıyla verilen; borç miktarı olan 1.962,77 TL’nin %20’i tutarında teminatı yatırması halinde, davalı kuruma müzekkere yazılarak *** sayılı aboneye ait enerjinin kesilmemesi ve enerjinin kesilmiş olması halinde açılarak dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına , ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi ve bu durumun davalının denetiminde gerçekleşmesi koşuluyla devamına, 2-1 nolu bentte belirtilen hususla ilgili, davalı şirkete müzekkere yazılmasına,
3-Davacı vekilinin tedbir mahiyetinde abonelik talebinin uyuşmazlık konusunu çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği, mevcut koşullarda kullanmış olduğu elektriğin bulunması nazara alınarak reddine, 4-sair itirazların reddine,
‘ karar vermiştir.
E) İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı *** vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkemece verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı ile davacıya borcunu ödememek konusunda hukuki koruma sağlandığından telafisi güç kurum zararına sebebiyet verildiğini, Yargıtay’ın emsal kararları doğrultusunda tedbir kararının kaldırılmasını, aksi kanaatte tedbirin yalnızca davaya konu fıatura ile ilgili fatura muhatabı olan *** nin tatbikine karar verilmesini belirterek istinaf incelemesi neticesinde tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, muarazanın giderilmesi ve elektriğin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, İlk derece mahkemesinin *** tarihli ara kararı ile “Davacı vekilinin sunmuş olduğu deliller dikkate alındığında HMK md.389 da belitrilen “mevcut durumda meydana gelebilecek hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşma ve ciddi bir zararın doğma ihtimalinin” bulunduğu kanaatiyle; borç miktarı olan 1.962,77 TL’nin %20’si tutarında teminatı yatırması halinde, davacıya dava sonuna kadar elektrik verilmesi şeklinde ihtiyati tedbir uygulanmasına” kararı verilmiş, davalı şirketin ihtiyati tedbir kararına vaki itirazları ise ilk derece mahkemesinin **** tarihli duruşmada “ihtiyati tedbire itirazın kısmen kabulüne” karar verilerek *** tarihli gerekçeli ara kararı ile “Somut uyuşmazlıkta, kaçak tahakkuk faturasına dayalı olarak borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği, ihtiyati tedbirin şartlarından olan gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin oluştuğu ve verilen tedbir kararının yerinde olduğu, davalı karşı tarafın muhtemel zararlarının önüne geçebilmek adına ihtiyati tedbir kararının teminat mukabilinde verildiği, ancak tarafların hak ve menfaat dengesi gözetildiğinde ayrıca davacının yargılama süresince elektrik tüketimine devam edeceği nazara alındığında tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarının ödenmesi hususunun da belirtilmesi gerektiği” gerekçesiyle “İhtiyati tedbire itirazın KISMEN KABULÜNE,
1-Mahkememizin *** tarihli ara kararıyla verilen; borç miktarı olan 1.962,77 TL’nin %20’i tutarında teminatı yatırması halinde, davalı kuruma müzekkere yazılarak *** sayılı aboneye ait enerjinin kesilmemesi ve enerjinin kesilmiş olması halinde açılarak dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına dair dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi ve bu durumun davalının denetiminde gerçekleşmesi koşuluyla devamına, 2-1 nolu bentte belirtilen hususla ilgili, davalı şirkete müzekkere yazılmasına,
3-Davacı vekilinin tedbir mahiyetinde abonelik talebinin uyuşmazlık konusunu çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği, mevcut koşullarda kullanmış olduğu elektriğin bulunması nazara alınarak reddine, 4-sair itirazların reddine” karar verilmiştir.
Davalının istinaf başvurusu, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK’nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
HMK’nun “İhtiyati Tedbirin Şartları” kenar başlıklı 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
HMK’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hâkim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 392. maddesine göre; ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında,dosya kapsamına göre,HMK’nun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlinin gerçekleştiği, teminat miktarının nizalı borç tutarı dikkate alınarak belirlendiği, yeterli olduğu bu anlamda ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve tedbire itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna varılarak davalı şirket vekilin istinaf itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlere, ara kararın dayandığı yasal gerekçelerde isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı *** vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf talebinde bulunan tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Dairemizce verilen temyizi kabil olmayan işbu kararın HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca taraflara tebliği, harç tahsil ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.