Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/375 E. 2023/106 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/375
KARAR NO : 2023/106

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/01/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi. Gereği düşünüldü.
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİNİN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı sigorta nezdinde …. poliçe numarası ile sigortalanan …. plakalı aracın … tarihinde …. K.K nolu …-…. devlet yolunun .+… üncü km sinde trafik işaret direği ve levhasına çarpması dolayısıyla …. TL maddi zarar meydana geldiğini, … .. Bölge Müdürlüğü ekiplerince tutulan zarar tespit raporu ile sabit olduğunu, anılan zararın tahsili amacıyla Diyarbakır İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı sigorta şirketince icra takibine itiraz edildiğini,.davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B) DAVALI CEVAP DİLEKÇESİNİN ÖZETİ :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı defiinden bulunduklarını, haksız fiil davalarında zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğunu, Kaza tarihinde şirket nezdinde geçerli bir trafik poliçesi bulunmadığını, Dava görevsiz mahkemede açıldığını, Dava konusu talep Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına ait olduğunu, Görevsizlik itirazının kabulü ile dosyasının Görevli Mahkemeye tevdii olmasını, Usule uygun dava öncesi davalı kuruma başvuru yapılmadığını, Kaza tespit tutanakları kesin delil olmadığını, zarar miktarının tespiti ancak uzman bilirkişi tarafından yapılacağını, Şirketin tazmini gerektiren herhangi bir sorumluluğu olmadığı gibi temerrüdü ve faize ilişkin bir sorumluluğu olmadığını, İcra inkar tazminatının reddine karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere, Müvekkil şirket aleyhine haksız ve mesnetsiz açılan iş bu davanın reddine, tüm yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamına göre; genel yetki kuralları uyarınca genel yetkili mahkemenin HMK’nın 6. Maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesi oluşu, haksız fiilin meydana geldiği yerin .. oluşu, zarar görenin adresinin … oluşu göz önüne alındığında, davalının takip tarihindeki yerleşim yeri olan İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davalının icra dairesinin yetkisine yönelik usulüne uygun itirazının haklı olduğu değerlendirilmiş, yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmayışı gözetilerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
D) İSTİNAF SEBEPLERİ :
Hükme karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; kararın kabul edilemez olduğunu, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olacağını, davalı sigorta şirketinin davaya cevap dilekçesinde usulüne uygun bir şekilde yetki itirazında bulunmadığını, Hmk 19 . Maddesinin (2). Fıkrasında Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiğini, yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerektiğini, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınamayacağın beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
E)HUKUKİ SEBEPLER, GEREKÇE VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, ZMMS kapsamında trafik kazasından kaynaklanan zararın giderilmesine ilişkin tazminat alacağını içeren icra takibine itirazın iptaline ilişkin olup, mahkemece yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmayışı gözetilerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karar davacı tarafça istinaf olunmuştur.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya incelendiğinde davacı kurum tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine …. tarihli …. plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası dolayısıyla meydana geldiği iddia edilen zarar nedeniyle .. TL asıl alacak ve .. TL işlemiş faiz üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalı borlunun borca, ferilerine ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar ve değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 41. Madddesi ile de, maddede yer alan ” bin beşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmek suretiyle, söz konusu kesinlik sınırı üçbin Türk Lirasına çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Öte yandan, 6763 sayılı Kanun’un 44. Maddesi ile 6100 sayılı HMK’na eklenen Ek madde 1/2 gereğince, HMK’nun 341. Maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının uygulanmasında, hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı öngörülmüş olduğundan, 6763 sayılı Kanun değişikliği ile yapılan parasal sınırlar, ancak söz konusu Kanun’un yürürlüğe girdiği 02.12.2016 tarihi ve sonrasında (2017 takvim yılı başına kadar) verilen ilk derece mahkemesine ait kararlar yönünden esas alınabilecektir.
Buna göre, Asliye Hukuk Mahkemeleri yönünden kesinlik sınırı, ilk derece mahkemesine ait karar tarihi, 02.12.2016 tarihinden önce ise 1.500,00 TL, 02.12.2016 tarihi ve sonrasında ise, (2017 takvim yılı başına kadar) 3.000,00 TL, 01.01.2017 ve sonrasında ise (2018 takvim yılı başına kadar) 3.110,00 TL, 01.01.2018 ve sonrasında ise (2019 takvim yılı başına kadar) 3.560,00-TL, 01.01.2019 ve sonrasında ise (2020 takvim yılı başına kadar) 4.400,00 TL, 01.01.2020 ve sonrasında ise (2021 takvim yılı başına kadar) 5.390,00 TL, 01.01.2021 ve ise (2022 takvim yılı başına kadar) 5.880,00 TL, 01/01/2022 ve sonrası ise (2023 takvim yılı başına kadar) 8.000,00 TL olarak uygulanacaktır..
Somut olayda, uyuşmazlık konusu miktar …. TL olup, karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından HMK’nın 341/2. maddesi gereğince, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, aynı Kanun’un 352. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçelerinin reddi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, karar tarihi itibariyle miktar olarak kesin olan mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, davacı vekilinin istinaf isteminin miktar yönünden reddine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 341/2 ve 352/1-b maddeleri gereğince MİKTAR İTİBARİYLE REDDİNE,
2-Davacı Kurum harçtan muaf olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuranlar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra HMK’nun 333.maddesi uyarınca ilgililerine iadesine,
6-Temyizi kabil olmayan bu kararın, 6100 sayılı Kanunun 359/3.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılıp harç tahsil işlemlerinin yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Kanunun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.