Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/3370 E. 2023/1196 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/3370
KARAR NO : 2023/1196

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22/09/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACININ İDDİASI VE İSTEMİ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin, … günü içerisinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı ….’ın yönetiminde bulunan ve davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın seyir hâlinde iken tek taraflı olarak trafik kazasına maruz kalarak alnından, yüzünden, bileğinden, kolundan ve ağzından yaralanarak sürekli çalışma gücünü kaybettiğini, her ne kadar dilekçe ekinde sunulan raporda %9 maluliyet durumunundan söz edilmiş ise de, tüm tıbbi evrak ve raporlar üzerinde yapılacak inceleme sonunda sağ dirsek, sağ ön kol, yüz ve ağız sakatlık durumu da eklendiğinde rapordaki oranın yükseleceğini, kazanın araç sürücüsünün kusuru ile meydana geldiğini, davacının kaza nedeniyle uğradığı maluliyet nedeniyle davalı sigorta şirketine … tarihinde başvuruda bulunduğunu ancak talebinin eksik belgeler olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, davacının özel bir şirkette garson olarak çalıştığını ve gelirinin …-…. TL arasında olduğunu ileri sürerek, şimdilik belirsiz alacak davası olmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için … TL sürekli ve geçici sakatlık tazminatını olay tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili … tarihinde UYAP üzerinden sunduğu talep artırım dilekçesi ile, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, sürekli iş görmezlik tazminatının … TL, geçici iş görmezlik tazminatının …. TL olarak hesaplandığını, kaza tarihi itibarıyla poliçe teminat limitinin …. TL olduğunu belirttikten sonra, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep ettikleri …. TL sürekli iş görmezlik tazminatını … TL’ye; …. TL geçici iş görmezlik tazminatını ise …. TL’ye yükselttiklerini ifade ederek, …. TL maddi tazminatın kaza tarihi olan …. tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) DAVALININ SAVUNMASI:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını yetkili mahkemenin müvekkilinin adresi olan İstanbul mahkemeleri olduğunu, davanın sigortaya başvuru şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, zira davacının sigortaya eksik belgelerle başvurduğunu ve arabuluculuk aşamasında da eksik evrak talebinin giderilmediğini, davacının sürücü hakkında cezai yönden şikayeti bulunmadığından eldeki tazminat davasını açamayacağını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının sürekli sakatlığının ATK 3. İhtisas Dairesinden “erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik” kapsamında alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, ayrıca geçici iş görmezlik, tedavi masrafları ve bakıcı gideri bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile aktüer hesabın TRH yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz dikkate alınarak yapılması gerektiğini, yine kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olabileceğini, davacının müterafik kusurunun olup olmadığının, zorunlu olan emniyet kemerini takip takmadığının mahkemece tespiti gerektiğini, davacının araç seyir halinde iken kafasını ve vücudunu araç camından dışarıya çıkararak, bilerek ve isteyerek kendisini tehlikeye attığını, bu sebeple kazada müterafik kusurunun sabit olduğunu, dava konusu olayda hatır taşıması olduğunu bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, ayrıca davacının rücuya tabi ödeme alıp almadığının … dan sorulması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih ve E…, K… kararı ile;
“Dava, trafik kazası nedeniyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) m. 49 (818 Sayılı BK m. 41) vd. hükümlerine göre ZMMS sigortacısı aleyhine açılmış haksız fiil hukuksal nedenine dayalı maddî tazminat davasıdır.
Haksız fiilden doğan borçlar TBK m. 49 (818 Sayılı BK m. 41) vd. hükümlerine düzenlenmiş olup; haksız fiilin unsurları (i) hukuka aykırı fiil, (ii) zarar, (iii) kusur ve (iv) illiyet bağı şeklindedir. Yine TBK m. 50 (BK m. 42) hükmünde zarar görenin, zararını ve zarar verenin kusurunu ispatlama yükümlülüğü altında olduğu hükme bağlanmıştır.
ZMSS, 2918 sayılı KTK’nun 91 vd. maddelerince düzenlenen moturlu bir aracın, karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür. Bu tanımdan da anlışalacağı üzere ZMSS, karayolunda motorlu araç işletenin, işlettiği araç nedeniyle üçüncü kişilere verilen bedensel (cismani) ve eşya zararlarından doluya onun mali ve hukuki sorumluluğunu üçüncü kişilere karşı güvenceye alması nedeniyle bir pasif ve aynı zamanda zarar sigortası niteliğini taşımaktadır.
Dosya kapsamına göre; dava konusu olay … tarihinde gerçekleşmiş olup; dava konusu trafik kazasının dava dışı ….’ın sevk ve idaresinde iken tek taraflı olarak meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır. Dosya arasında bulunan belgelere göre davalı …, ….) plaka sayılı araca ilişkin ZMMS poliçesi uyarınca sigortacı olup; bu aracın … numaralı poliçe ile …. – …. tarihleri arasındaki dönem için sigorta altında olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayla ilgili olarak savcılık soruşturması yapılmış olup; Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının … tarihli ve … soruşturma ve … karar sayılı kararı ile suçun takibinin şikayete tabi olması, mağdurlar tarafından şikayetten vazgeçilmiş olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargılama sürecinde ilgili yerlere müzekkereler yazılmış, savcılık soruşturma dosyası celp edilmiş, davacı hakkındaki hastane evrakları celp edilmiş, tarafların gösterdikleri deliller toplanmış ve yöntemine uygun olarak araştırma yapılmıştır. Davaya konu olayla ilgili tüm kayıt ve belgeler getirtildikten, deliller yöntemine uygun olarak toplandıktan sonra; maluliyet ve tazminat hesabı yönünden raporlar aldırılmıştır:
► Mahkememizce aldırılan …. Adli Tıp Anabilim dalı tarafından düzenlenen …. tarihli …. sayılı maluliyet raporunda; davacının “30692 sayılı Erişkinler için Erişkenlik Değerlendirmesi Hakkında yönetmelik”e göre %22 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş ve sürekli olduğuna, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği rapor edilmiştir.
► Aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından tanzim edilen …. havale tarihli bilirkişi raporunda; TRH-2010 yöntemine göre yapılan hesaplamada …. günü meydana gelen olay sonucunda yaralanarak %22 oranında beden gücü kaybına
uğrayan …’nin maddi tazminatının, davalının %100 kusur oranına göre Sürekli İş Gücü Kayıp Tazminat Miktarının …. TL olarak hesaplandığı, Geçici İş Gücü Kayıp Tazminat Miktarının …. TL olmak üzere toplamda … TL olduğu belirtilmiştir.
Alınan maluliyet ve aktüerya raporu güncel mevzuta uygun olduğu, rapor içeriğinin denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaati ile mahkememizce hükme esas alınmıştır.
6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararının bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararı 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararının …’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik gideri ödemesinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmaması nedeniyle (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) davalının bu hususa ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Dosya kapsamında yer alan emniyet ifadelerinde davacının olayın gerçekleşmesinde ve meydana gelen maluliyeti etkileyen davacının bir kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti noktasında davalı nezdinde bir savunma bulunmuş olsa da dosyaya bir delil kazandırılmamış olduğu ve mahkememizce de yapılan araştırmada ve dosyada bulunan bilgi ve belgelerden davacı atfı kabil bir kusur izafe edilemeyeceği anlaşılmış olup müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Mahkeme tarafından dosyada davacının ne iş yaptığına ilişkin davacı tarafın beyanında garson olarak çalıştığını beyan ettiği, kollukça yapılan araştırma tutanağında da davacının garson olarak çalıştığının belirtilmiş olduğu, …. kayıtları incelendiğinde ise kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının içtihatlar nazara alındığında da asgari ücret üzerinden hesap yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/19530 Esas -2019/9799 Karar sayılı kararında” hatır taşıma ilişkisinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir.Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda; davacı yolcu konumundadır. Soruşturma dosyasındaki ifade tutanaklarına ve kolluk araştırma tutanağına göre davacı ile davalı tarafından sigortalı bulunan araç sürücüsünün davacının patronunun oğlu olduğu ve işe götürürken kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; olayda hatır taşıması olduğunu belirtmiştir. Olayın oluşu dikkate alındığında da dava dışı …’ın babasına ait işyerine davacıyı taşıması konusunda menfaati ve çıkarı olduğundan bahsedilebilinecektir. Dolayısı ile de mahkememizce hatır taşıması indirimi işbu dosya nazarında uygulanmamıştır.
Bütün dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu ve miktar arttırım dilekçesine göre; … tarihinde dava dışı sürücüsü ….’ı sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın tek taraflı trafik kazası yaptığı, meydana gelen kazada araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının yaralandığı, yaralanmaya bağlı olarak sürekli iş gücü kayıp tazminat miktarının …TL olarak hesaplandığı, geçici iş gücü kayıp tazminat miktarının ….TL olmak üzere toplamda
… TL olduğu sabit olmakla, yukarıda açıklanan gerekçelerle müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması şartları yerinde görülmediğinden indirim uygulanmamış olup belirtilen bu zararın tazmininden 2918 sayılı yasanın 91.md göre davalı sigorta şirketinin teminatta yazılı miktar doğrultusunda sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ayrıca 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddeleri ile ZMSS poliçesi Genel Şartlarının B.2. maddesi uyarınca rizikonun belge ve bilgileri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, davacıdaki maluliyete tekabül eden tazmninatın belirlenmesi bir incelemeyi gerektirmektedir. Bu nedenle, gerçek zararın tespitinden sonra sigorta şirketinin temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. O halde, sigorta şirketinin ihbar tarihinden itibaren 8 gün sonrasında veya en erken ekspertiz raporu düzenleme tarihinde gerçek zararı öğrenerek tazmin yükümlülüğü doğduğu ve bu tarih itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü ile faiz başlangıç tarihi yönünden buna göre hüküm kurulması gereklidir.Davacı tarafça, dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurulmuş olduğu ve tebliğ evrakları da dosyada bulunduğu ve …. tarihinde tebliğ edildiği sigorta şirketi usulüne uygun olarak temerrüde düşürüldüğünden tebliğden itibaren 8 iş günü sonundan itibaren yasal faiz uygulanmıştır.” gerekçesi ile; “Davanın KABULÜ ile; …. TL kalıcı iş göremezlik tazminatı ile … TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
D) İSTİNAF NEDENLERİ:
Hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinafında; sigortaya başvuru şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının ceza yargılaması sırasında şikayetinden vazgeçip vazgeçmediği, uzlaşma sağlanıp sağlanamadığı tespit edilemeden eksik inceleme ile sonuca gidildiğini, Mahkemece kusur raporu alınmadan kaza tespit tutanağına itibar edilerek sigortalı araç sürücüsüne %100 kusur atfedilmesinin yerinde olmadığını, hükme esas alınan maluliyet raporunun …. bakanlığı tarafından yetkili kılınmış sağlık kurum ve kuruluşlarının sağlık kurulları tarafından mevzuata uygun düzenlenmediğini, davacının sürekli sakatlığının ATK 3. İhtisas Dairesinden alınacak Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi hakkında Yönetmelik kapsamında alınmış rapor ile ispatlanması gerektiğini, geçici iş görmezlik tazminatının poliçe teminatı dışında olduğunu, bu hususta müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını üstelik geçici iş görmezlik hesaplanabilmesi için fiilen çalışıldığının ispatı gerektiğimi, bu hususta mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile aktüerya raporunda yapılan hesabın fahiş olduğunu, yeniden rapor düzenlenmesi gerektiğini, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faize göre kişinin yaşam olasılıkları gözönünde bulundurularak hesabın her yıl %10 artırılmak ve %10 iskonto edilmek suretiyle hesaplanması gerektiğini, muhtemel yaşam sürelerinin hesaplama tarihindeki yaşlarına göre belirlenmesi gerektiğini, raporda işlemiş sürenin sonu … olarak esas alınmış ise de, kaza tarihinden rapor tarihine kadara geçen sürenin işlemiş dönem olarak hesaplanması gerektiğini, geçici iş görmezlik tazminatının , kamu anlamına gelmemek kaydı ile aktüer hesabın yeni genel şartlar, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini, davacının araç seyir halinde iken kafasını ve vücudunu araç camından dışarıya çıkararak bilerek ve isteyerek kendisini tehlikeye attığın, emniyet kemeri takiı takmadığının tespiti gerektiğini, davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerektiğini, üstelik hatır taşımacılığı söz konusu olduğundan tazminattan %40 indirim yapılması gerektiğini, müvekkilinin ancak dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olabileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle uğranılan maddi zararın ( sürekli ve geçici işgörmezlik) tazmini istemine ilişkindir.
Davacı, … günü, davalı sigorta şirketine sigortalı …. plakalı araç içerisinde yolcu iken maruz kaldığı tek taraflı tarfik kazası sonucu yaralandığını, davalı sigorta şirketine …. tarihinde yaptığı başvurunun sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, belirsiz alacak davası olmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … TL sürekli ve geçici sakatlık tazminatını olay tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; bilahare maddi tazminat talebini poliçe teminat limitini gerekçe göstererek …. TL olarak belirlemiş; … TL olan sürekli işgöremezlik tazminatı taleplerini … TL’ye; …. TL olan geçici iş görmezlik tazminatı taleplerini de …1 TL’ye yükselttiklerini ifade etmiştir.
Davalı sigorta şirketi davanın reddini savunmuş; Mahkemece, “Davanın kabulü ile, …. TL kalıcı iş göremezlik tazminatı ile …. TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı gözetilerek, kamu düzenine aykırılık teşkil eden ve bu nedenle resen gözetilmesi gereken hususlar değerlendirilerek yapılmıştır.

Dava konusu kaza … günü, dava dışı sürücü ….’ın sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile eski …. yolunu takiben … kapı istikametinden yeni …. yolu istikametine seyir halinde iken, … isimli işyerinin önüne geldiğinde … isimli iş yerinin tezgahına aracın sağ ön yan kısımları ile çarpması sonucu tek taraflı olarak meydana gelmiş, kazada aracın sağ ön koltuğunda yolcu olarak bulunan davacı …. yaralanmıştır.
…. tarihli kaza tespit tutanağında; …. plakalı araç sürücüsü ….’ın 2918 sayılı KTK 52/1-b maddesinde yer alan aracın hızını, teknik yük, yol, hava, trafik durumuna uydurmamak kuralını ihlal ile kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği mütalaa edilmiştir.
….. plakalı ara. … başlangıç ve …. bitiş tarihli zorunlu mali sorumluluk trafik sigorta poliçesi ile davalı … şirketine sigortalı olup, poliçede, ölüm ve sakatlanma hâlinde kişi başına teminat limiti …. TL olarak belirlenmiştir.
Kazayla ilgili olarak, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile başlatılan soruşturmada, … ve tezgahın sahibi … müşteki, araç sürücüsü …. ise şüpheli sıfatıyla yer almışlar; davacı kazazede … de dahil müştekiler kaza nedeniyle kimseden şikayetçi olmadığını ifade etmişler, sürücü ….. hakkında “mala zarar verme ve taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan şikayet yokluğu nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacının maluliyetinin tespiti için …. Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan …. tarihli raporda; kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan -20/02/2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan- Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik” kapsamında değerlendirme yapılarak davacının kalıcı maluliyeti %22 olarak belirlenmiş ve iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği, tedavi süresinde 1 ay süre ile bakıcı ihtiyacı olduğu mütalaa edilmiştir.
…. tarihli aktüerya raporunda, davalının %100 kusuru, ve davacının %22 maluliyet oranı esas alınmak ve TRH 2010 yaşam tablosu, progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle davacının sürekli iş gücü kaybı tazminatı …. TL; geçici iş gücü kaybı tazminatı da …. TL olarak belirlenmiştir.
Mahkemece, davacının, belirsiz alacak davası olarak açtığı davada talebini, poliçe teminat limiti olan …. TL olarak belirlediği nazara alınmak; davalı yanın müterafik kusura ve hatır taşınması olduğuna ilişkin savunmaları reddedilmek ve davalı sigortanın -davacının sigortaya yaptığı başvuru tarihi olan …. tarihinden 8 iş günü sonrası itibarıyla- … günü temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Yapılan bu açıklamalardan sonra, davalı sigorta şirketinin istinaf itirazlarının incelemesine gelince;
1-) Davalı, olayla ilgili ceza soruşturmasında davacı yanın herhangi bir şikayetinin bulunmadığını bu nedenle tazminat davası açamayacaklarını dile getirmiş ise de; Zarar görenin hukuk davası dışında şikayetçi olmaktan vazgeçmesinin hukuki sonuç doğurabilmesi için, kamu davası açıldıktan sonra hâkim huzurunda şikayetten vazgeçmiş olması ile birlikte ayrıca şahsi haklarından da vazgeçtiğini açıklamış olması gerekir (5237 sayılı TCK’nun 73/7). Zarar görenin, cezai yönden şikayetinin bulunmaması da aynı şekilde, tazminat talep etmesine engel değildir. Davacının hâkim önünde ve de şahsi haklarından vazgeçtiğini açıklayan bir şikayetten vazgeçme beyanından söz edilmediğine göre, davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-)Davalı vekili, Sigortaya başvuru dava şartı usûlünce yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini istinafen ileri sürmektedir.
2918 sayılı Karyolları Tarfik Kanunu’nun 97. maddesi ile, zorunlu mali sorumluluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi hâlinin dahi HMK’nun 115/2. madesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları ile kabul edilmiştir. Bu başvurunun yapıldığı, ancak, eksik ya da usule uygun olamayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise, usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halukârda tamamlanabileceği açıktır.
Eldeki davada, her ne kadar davalı vekilince, davacı tarafından dava öncesinde müvekkili kuruma yapılan başvurunun tamamlanmamış olduğundan dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, davacının davalı sigorta şirketine yaptığı başvuruya ilişkin dilekçesinin …. tarihinde sigorta şirketine ulaştığı, başvuru evrakına, kaza tespit tutanağı, poliçe, araç ruhsat bilgileri, kazaya ilişkin savcılık tahkikat ebrakı, ve hastane sağlık kurulu raporunun eklendiği görülmektedir. Buna göre anılan maddede düzenlenen dava şartı yerine getirilmiştir. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
3-) Davalı sigorta şirketi, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, kusur raporu alınmadan davacının müterafik kusuru değerlendirilmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu istinafen ileri sürmektedir.
…. tarihli kaza tespit tutanağında olayın meydana geliş şekli “sürücü …. sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile Eski … yolunu takiben …. kapı istikametinden Yeni …. yolu istikametine seyir halindeyken … isimli işyeri önüne geldiğinde aracının sağ ön yan kısımları ile yolun sağında bulunan … isimli işyerine ait cam bölmeli seyyar tezgaha çarpması sonucu tek araçlı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir.” şeklinde açıklandıktan sonra kazanın oluşumunda sürücü ….’ın KTK’nin 52/1-b maddesi uyarınca kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Kazayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında davacı …. ile dava dışı sürücü ve tezgah sahibinin ifadeleri alınmış; davacı …; “…. günü saat … : … sıralarında işyerime gitmek için …. plakalı araç ile patronumun oğlu ….’ın kullandığı araç ile …. kapı yokuşuna geldiğimiz sırada saati tam hatırlamıyorum. Tahmini … : … suralarına Eski …. yolu üzerinde arkadaşlara selam verirken sağ kolum dışarda iken tezgaha çarptık, sonrasını hatırlamıyorum..” şeklinde beyanda bulunmuş; yine sürücü …. da “… günü saat …. : …. sıralarında sevke ve idaremdeki …. plaka sayılı … marka beyaz renk aracım ile … mahallesi Eski …. yolu üzerinde seyir halindeyken o esnada sağ ön yolcu koltuğunda yan tarafımda bulunan arkadaşım … dışarıda arkadaşlarını gördü ve aracın camından sarkarak arkadaşlarına selam verdiği esnada karşı yönden plakasını bilmediğim bir araç geldi yol daraldığı için ben de aracımla sağa doğru manevra yaptım o esnada yolun kenarında seyyar kebapçı tezgahı vardı tazgahına aracımla çarptım. Çarpma esnasında …. hatırladığım kadarıyla sağ kolu kebapçı tezgahına çarptı ve çarpma esnasında aracın sağ aynası kırıldığı için aynanın parçaları …’e gelerek kolundan ve yüzünden yaralanmasına sebep oldu… Olay tamamen istemeyerek kazayla oldu..” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Kazaya konu araçta araçta yolcu olarak bulunan davacının kazanın oluşumunda herhangi bir dahli bulunmadığı, araç sürücüsü ….’ın ise kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmakta olup, aksi de iddia ve ispat edilmiş değildir. Birden çok kişinin birlikte bir zarara sebebiyet vermeleri yahut aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olmaları hâlinde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanacağına ilişkin TBK’nin 61. Maddesi hükmü nazara alındığında, davalı sigorta şirketinin davacının uğradığı cismani zarar nedeniyle uğradığı zarardan sorumluğu doğacağı açıktır.
Bununla birlikte; 6098 sayılı TBK’nun 52/1. maddesinde “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Az yukarıda da değinildiği üzere; davacı ve araç sürücüsü soruşturma dosyasında verdikleri ifadelerinden, davacının kaza anında aracın sağ ön camından arkadaşlarına selam vermek üzere kolunu ve başını çıkarmış olduğu, hatta camdan sarkmış vaziyette olduğu anlaşılmaktadır. Davacının kaza sonrası yapılan adli muayenesinde de, sağ kolda dirsek iç kısmında kesi, sağ ön kolda kesi, baş sağ kısmında kesiden bahsedilmiş olup, davacının yaralanmasının niteliği olayın meydana geliş şeklinde dair ifadeleri doğrulamaktadır.
Buna göre, kazanın meydana geliş şekli, davacının yaralanmasının niteliği dikkate alındığında, davacının araç trafikte seyir hâlinde iken araç camından kafasını ve kolunu çıkarmak şeklindeki, trafik kurallarına aykırı eyleminin zararın doğmasında ya da artmasına etkili olduğu, dolayısıyla davacının müterafik kusurunun bulunduğu sonucuna varan Dairemiz, davalı sigorta vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazını yerinde görmüştür.
4-) Hatır taşımacılığı nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesi;
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. İşletenin veya sürücünün, araçta taşınandan, doğrudan doğruya ücret almasa bile taşıma, maddi veya manevi menfaati bulunuyorsa bu durumda hatır ilişkisinin varlığından söz edilemez.
Somut olayda; Mahkemece, davacı …. ile sürücü dava dışı … arasında akrabalık veya iş arkadaşlığı gibi bir bağın olup olmadığı yönünde yaptırılan kolluk araştırması neticesinde hazırlanan …. tarihli tutanakta; ‘…’ın …. isimli şahsın çalıştığı kafenin sahibinin oğlu olduğu, … ile … isimli şahsın 5-6 seneden beridir tanıştıkları, akrabalık ilişkilerinin bulunmadığı ancak arkadaşlık ilişkilerinin oldukça iyi olduğu’ bildirilmiştir.
Davacı … kazanın ardından kolluk ekiplerine verdiği ifadesinde; kazanın, işyerine gitmek için bindiği ve patronunun oğlu olan …’ın kullandığı … plakalı araçta yolcu iken meydana geldiğini ifade etmiştir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde söz konusu taşımanın hatır taşıması olarak değerlendirilemeyeceği açık olup, Mahkemenin ‘dava dışı sürücünün babasına ait işyerine davacıyı taşıması konusunda menfaati ve çıkarı olduğu bu nedenle hatır taşımasından söz edilemeyeceği’şeklindeki değerlenirmesi yerindedir. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
5-) Davalı sigorta vekili, davacının Maluliyet tespitinin doğru usûlle belirlenmediğini istinafen ileri sürmektedir.
…. Adli Tıp Ana Bilim Dalında göreli akademisyen hekimlerden oluşan heyetçe tanzim edilen …. tarihli raporda; davacıya ait tedavi evrakları ile bizzat yapılan muayene bulguları, kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümleri ile birlikte değerlendirildikten sonra, … doğumlu davacı ….’ın …. tarihinde maruz kaldığı tarfik kazası sonucu yaralanması nedeniyle maluliyet oranının %22 olduğu, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği ve 1 ay süreyle bakıcı ihtiyacı olduğu mütaalaa edilmiş olup, Mahkemece de itibar edilen bu rapor, düzenleyen mercii, dayanak alınan yönetmelik ve de içeril itibarıyla denetime ve hüküm kurmaya elverişlidir. Davalının maluliyet tespitine ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
6-) Davalı sigorta aktüer hesabın TRH 2010 yaşam tablosu ile birlikte 1,8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini ifade etmektedir.
Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve E. 2019/40, K.2020/40 K. sayılı kararı gereği, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve % 1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanması mümkün değildir.
Aktüer hesabının TRH-2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant tekniği kullanılarak yapılması gerekmekte olup, Mahkemece hükmüne itibar edilen aktüerya raporunda da açıklanan yaşam tablosu ve faiz yönteminin esas alınması yerinde olup, davalı sigorta vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.
7-) Davalı sigorta vekili geçici iş görmezlik zararı ve bakıcı giderinden ….’nın sorumlu olduğunu istinafen ileri sürmekte ise de; Geçici iş göremezlik zararı ve bakıcı giderin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi teminatı kapsamındadır. Üstelik eldeki davada davacının bakıcı giderine ilişkin bir talebi bulunmamakta olup, mahkemece bakıcı giderine hükmedilmiş de değildir. Davalı sigortanın geçici iş görmezlik zararından sorumlu olmadıklarına yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalı vekilinin, sair istinaf itirazları yerinde olmamakla birlikte müterafik kusur indirimine yönelik istinaf itirazı yerinde olup, buna göre Mahkemece, hükmüne itibar edilen … tarihli aktüerya raporu ile hesaplanan … TL sürekli iş görmezlik ve …. TL geçici iş görmezlik tazminatı üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle, eldeki davada davacının tazminata konu edebileceği iş göremezlik tazminatı miktarının -pek tabi sigorta poliçe limiti dahilinde olmak üzere- …. TL sürekli iş göremezlik, … TL geçici iş görmezlik tazminatı olacağı göz önünde bulundurularak ve davacının … tarihinde sunduğu talep artırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden talebini … TL olarak belirlediği, geçici iş görmezlik tazminatı yönünden ise talebini …. TL olarak belirlediği nazara alınarak, davacının sürekli iş görmezlik tazminatı talebinin tümden, geçici iş görmezlik tazminatı talebinin de kısmen kabulü ile, …. TL sürekli, … TL geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davacının müterafik kusurunun ispatlanamadığından bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Bu itibarla, davalı sigorta vekilinin, istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kabulü ile inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nin 353/1-b.2 maddesi uyarınca esas hakkında, TBK’nin 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi hâlinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği göz önünde bulundurulmak ve -istinafa konu edilmeyen, istinafa konu edilip de istinaf itirazları yerinde görülmeyen, kamu düzenine de aykırılık teşkil etmeyen kısımlar yönünden ilk derece mahkemesi hükmü korunmak suretiyle ve infaza elverişli olmak üzere- yeniden hüküm tesisine, bu suretle, ‘Davanın kabulü ile …. TL kalıcı iş görmezlik tazminatı ile … TL geçici iş görmezlik tazminatının temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine’ dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
A-) Davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kabulü ile inceleme konusu ilk derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-b.2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, yeniden hüküm kurulmasına, bu suretle;
1-) Davanın kısmen kabul kısmen reddine,
a-) Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile, … TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-) Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kısmen kabulü ile, …. TL geçici göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan …. tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-) Hüküm altına alınan … TL üzerinden hesaplanan 26.514,92 TL karar ilam harcından dava açılırken yatırılan peşin harç 59,30TL ve ıslah harcı 1.332,00TL ‘nin mahsubu ile bakiye 25.123,62 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir KAYDINA,
3-) Davacı tarafça yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30TL peşin harç, 20,00 TL vekalet harcı, 54,20 TL posta yazışma gideri, 650,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 842,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, -kararın yalnızca davalı tarafça istinaf edildiği nazara alınmak ve aleyhe hüküm verme yasağı kapsamında değerlendirme yapılmak suretiyle- karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 57.600,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-) Davalı tarafından yapılan 11,50TL vekâlet harcı masrafının üzerinde bırakılmasına,
6-) Taraflarca yatırılan gider/delil avansının artan kısmın, karar kesinleştikten sonra HMK m. 333 ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 207 hükümleri uyarınca re’sen yatırana iadesine,
7-) 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,:
B-) İSTİNAF HARÇ VE MASRAFLARI YÖNÜNDEN:
1-) İstinaf eden tarafça yatırılan istinaf karar ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi hâlinde İADESİNE,
2-) İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin taktiren üzerinde bırakılmasına,
3-)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra HMK’nun 333.maddesi uyarınca ilgililerine iadesine,
5-) Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) hafta içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 22/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.