Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/3202 E. 2022/1890 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/3202
KARAR NO : 2022/1890

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi. Gereği düşünüldü.
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİNİN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin …. adresinde akaryakıt istasyonu bulunmakta olduğunu, bu istasyonda …. tesisat numarası ile davalı şirkete ait enerji aboneliği olduğunu, müvekkili şirketin akaryakıt istasyonu işletme faaliyetini 2016 yılından bu yana sürdürmekte ve 2019 yılı ocak ayına kadar elektrik enerjisi kullanım bedelini düzenli olarak ödemiş olduğunu, ancak müvekkili şirkete 2019 yılı ocak ayından itibaren yüksek tutarda, enerji kullanım bedelleri yazılmaya başlandığını, müvekkilinin önceki dönem elektrik kullanımları ile ocak 2019 tarihinden sonraki faturalar arasında fahiş oranda fark bulunmakta olduğunu, müvekkili şirketin artan faturalardan sonra davalı kuruma başvuru yapıp faturalardaki fahiş orandaki artışın sebebi ile ilgili bilgi istediğini, ancak davalı kurumun bu durum ile ilgili hiçbir şekilde müvekkiline geri dönüş yapmayıp fahiş miktarlı faturaları düzenlemeye devam ettiğini, müvekkilinin bu süre zarfında her şeye rağmen yüksek miktarda kesilen faturaları ödeyip …görevlilerinin gereğini yapmasını beklediğini belirterek müvekkilinin enerjisinin haksız ve hukuka aykırı olarak kesilmesi işleminin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
B) DAVALI CEVAP DİLEKÇESİNİN ÖZETİ :
Davalı vekili tedbir kararına itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket …. sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelikteki hükümlere göre düzenlenen Perakende Satış Sözleşmesine göre elektrik dağıtım faaliyetini yürütmekte olduğunu, davacının elektriğinin kesilmemesi yönünde verilen tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin itirazlarının dinlenmeden karar verilerek istinaf yolu açık tutulmuş olduğunu, İhtiyati tedbir kararına karşı itiraz usulünün hukuk muhakemeleri kanununda açık bir şekilde düzenlenmiş olduğunu, ihtiyati tedbir kararı davacıya borcunu ödememek konusunda hukuki koruma sağladığından kurum zararı oluştuğunu ve bu durum telafisi güç zararlara sebebiyet verdiğini, tedbir kararının davanın esasına etki edecek bir karar olmadığı gibi davacının korunmasında menfaati olacak herhangi bir hakkının bulunmadığını, müvekkil şirket personelleri tarafından genel kontrol sonucu yapılan tespitlerde neticesinde Kaçak/Usulsüz Elektrik Kulanım Tespit Tutanaklarına istinaden kaçak tahakkukları yapılmış olduğunu, davacının bu iddiasının yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek tedbir kararının kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise tedbirin %100 teminat miktarı ve güncel faturaların ödenmesi şartı ile uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı ara kararıyla ” Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin, 6100 sayılı Kanunun 392. madde uyarınca KABULÜ ile; tahakkuk ettirilen 109.103,00 TL kaçak tahakkuk bedelinin %20’i oranında teminat olan 21.820,6 TL’nin yatırılması halinde tedbiren davacıya ait …….. tesisat nolu aboneliğe elektrik enerjisinin sağlanmasına, verilen ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi koşuluyla devamına, Tedbirin verildiği tarihten itibaren 1 hafta içinde teminat yatırılmak suretiyle uygulanmasının talep edilmemesi halinde tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının bilinmesine, Tedbir talep edenin HMK 397/1 maddesi gereğince bu tedbirin uygulanmasını talep ettiği tarihten itibaren 2 hafta içinde esas hakkındaki davasını açmaması ve dava açtığına ilişkin evrakı dosyamıza sunmaması halinde mahkememizce verilen tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalkacağının bilinmesine,” karar verilmiş, itiraz üzerine;
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı ara kararıyla ” İtirazın KISMEN KABULÜ ile; Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin; tahakkuk ettirilen 318.903,551 TL kaçak tahakkuk bedelinin %20’i oranında teminat olan 63.780,71 TL’nin başta 21.820,6 TL’si yatırılmış olduğundan eksik kalan 41.960,11‬ TL’yi yatırılması halinde tedbiren davacıya ait ……..tesisat nolu aboneliğe elektrik enerjisinin sağlanmasına, verilen ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi koşuluyla devamına, Tedbirin verildiği tarihten itibaren 1 hafta içinde teminat yatırılmak suretiyle uygulanmasının talep edilmemesi halinde tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının bilinmesine,” karar verilmiştir.
D) İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; Müvekkili şirketin …sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelikteki hükümlere göre düzenlenen Perakende Satış Sözleşmesine göre elektrik dağıtım faaliyetini yürütmekte olduğunu, ihtiyati tedbir kararına karşı itirazları dinlenilmeden karar verildiğini, verilen kararın gerek HKM 394 maddesine gerekse de Anayasa aykırı olduğunu, mahkemece verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının davacıya borcunu ödememek konusunda hukuki koruma sağladığından kurum zararı oluştuğunu, bu durumun telafisi güç zararlara sebebiyet verdiğini, somut olayda tedbir kararı davanın esasına etki edecek bir karar olmadığı gibi davacının korunmasında menfaati olacak herhangi bir hakkı bulunmadığını, dosyaya sundukları belgelerden de anlaşılacağı üzere davacı taraf usul ve yasaya aykırı bir şekilde kaçak elektrik kullandığını, dava konusu abonede, elektrik tesisatında müvekkili şirket personelleri tarafından genel kontrol sonucu yapılan tespitler neticesinde kaçak/usulsüz elektrik kulanım tespit tutanaklarına istinaden kaçak tahakkukları yapıldığını, davacı kaçak elektrik kullanmadığını iddia etmiş ve haksız olarak faturalarına yansıtılan kaçak tahakkuklarının silinmesini talep ettiğini, davacının bu iddiasının yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, abonelik tesisine ilişkin uygulanan tedbir kararının durum ve koşulların değişmesi, elektrik bedellerinin ödenmemesi ve müvekkilimin edimini ifaya zorlanması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan HMK’un 396. maddesi doğrultusunda ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, aksi kanaat halinde tedbirin sınırlandırılarak teminat bedelinin %100 olarak yatırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, tarafların muvazaalı ilişkileri ile tüketip ödemedikleri birikmiş fatura borçlarından kaçınma maksatlı muvazaalı kira akdi ve devir işlemleri gerçekleştirdiklerini, bu tür bir ilişki hakkın kötüye kullanılması olup müvekkili zararlandırma amacını taşımakta olduğunu, bu nedenle abonelik tesisine ilişkin talebin hukuki koruma görmemesi gerektiğini, bu durumun BK’nun sözleşme serbestisi ile Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nde iyi niyetli elektrik kullanıcıları için düzenlenen sözleşme hürriyetinin kötüye kullanılması olduğunu, müvekkili kurumun çalışmasının EPDK yönetmeliklerine uygun olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, aksi kanatte ise tedbirin %100 teminat miktarı ve güncel faturaların ödenmesi şartı ile uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
E) DELİLLER:
1- Davalı şirkete ait kayıtlar
2- KET tutanakları
3- Müzekkere cevapları
F)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın kısmen reddine ilişkin mahkeme ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ara karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı HMK’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
İhtiyati tedbir öğretide, “Kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh.714-Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere, ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlemiştir.
6100 sayılı HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İlk derece mahkemesince davacının tedbir istemi …. Esas sayılı ara kararı ile kabul edilmiş, davalı vekilinin itirazı duruşma açılarak değerlendirilmiş, ….. tarihli ara kararı ile de itirazın kımen kabul kısmen reddine karar verilmiş, teminat tutarı davalı tarafça tahakkuk ettirilen 318.903,55 TL dikkate alınmak sureti ile %20 oranında tayin edilip, sair itirazların reddine karar verilmiş olup, ara karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemece verilen ……..tarihli ihtiyati tedbir ara kararı, dosyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile özellikle KET tutanakları ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı hakkında çok sayıda KET tutanağı düzenlendiği, tutanaklarda kesik olan enerjiyi davacının yükümlülüklerini yerine getirmeden açarak kullandığının tespit edildiği, buna göre 6100 sayılı Kanunun 389.maddesi ile 390/3 maddesi koşullarının bu aşamada gerçekleşmediği anlaşılmakla; ara kararı usul ve esas yönünden hukuka aykırıdır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerindedir.
Buna göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesinin ……Esas sayılı ara kararının kaldırılmasına, itiraz bakımından yeniden karar verilmesine, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla; davalı vekilinin itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesinin …… tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesinin …… Esas sayılı ara kararının kaldırılmasına, itiraz bakımından yeniden karar verilmesine, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla; davalı vekilinin itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesinin …. tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
3- İstinaf talebinde bulunan ihtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafça yapılan yargılama giderinin dava sonunda verilecek nihai karada dikkate alınmasına,
4- İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- Temyizi kabil olmayan işbu kararın işbu kararın tebliğ, kesinleştirme, harç tahsil ve artan istinaf avansının iade işlemlerinin HMK’nın 359/4. Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Kanunun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.