Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2943 E. 2022/1685 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2943
KARAR NO : 2022/1685

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi. Gereği düşünüldü.
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİNİN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … ilçesinde … fabrikası olarak faaliyet göstermekte olduğunu, davalı şirket tarafından, tesisat No:…, abone grubu ticarethane olan sayacın bağlı bulunduğu müvekkiline ait … iş yerinde elektrik enerjisinin kaçak olarak tüketildiği gerekçesi ile …. tarihli … kodlu fatura ile … TL kaçak cezası tahakkuk edildiğini, davalı şirket tarafından tahakkuk edilen bu bedeller haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup, EPDK Yönetmeliğine aykırı tahakkuk eden toplam … TL’nin iptalinin gerektiğini, telafisi güç zararların doğmaması ve müvekkilin ticari faaliyetlerine devam edebilmesi hususu da göz önünde bulundurularak teminatsız veya uygun görülecek teminat karşılığında dava sonunu kadar elektrik enerjisinin kesilmemesine, kesilmiş ise yeniden açılmasına ve dava konusu kaçak tahakkukundan kaynaklı borca ilişkin icra takibi başlatılmaması başlatılmış ise dava sonuna kadar takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, ana akımın bağlı olduğu trafoya elektrik akımı gereken herhangi bir insani müdahale mümkün olmadığını, herhangi bir canlılının oraya müdahalesi durumunda tamamen o canlının yanıp küle çevirecek olup patlama meydana geleceğini, davalı şirketin iddia ettiği dibi bir müdahalenin olabilmesi için davalı şirket merkezinden söz konusu elektrik akımının kesilmesinin gerektiğini, böyle bir durumun mümkün olmadığını belirterek müvekkiline ait … nolu aboneliğe düzenlenen …. tarihli …. kodlu fatura ile … TL kaçak tutanağını ve bu tutanağa istinaden yapılan kaçak tahakkukunun iptali ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
B) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, …. Esas sayılı tensip ara kararıyla; “Davacı vekilinin borç miktarı olan … TL’nin %25’i tutarında teminatı yatırması halinde, davalı kuruma müzekkere yazılarak … sayılı aboneye ait enerjinin kesilmemesi ve enerjinin kesilmiş olması halinde açılarak dava sonuna kadar İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA ve Diyarbakır İcra Müdürlüğüne yazı yazılarak davacının kaçak tespit tutanağındaki cezadan dolayı icra işlemlerine konu yapılmamasına dair dava sonuna kadar İHTİYATİ TEDBİR KONULDUĞUNUN bildirilmesine, ” karar verilmiştir.
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin gerekçesi … tarihinde yazılan … tarihli, …. Esas sayılı ara kararıyla; “İhtiyati tedbire itirazın KISMEN KABULÜNE, Mahkememizin … tarihli tensip ara kararıyla verilen; borç miktarı olan …. TL’nin %25’i tutarında teminatı yatırması halinde, davalı kuruma müzekkere yazılarak …. sayılı aboneye ait enerjinin kesilmemesi ve enerjinin kesilmiş olması halinde açılarak dava sonuna kadar İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA ve Diyarbakır İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının kaçak elektrik tespit tutanağındaki cezadan dolayı icra işlemlerine konu yapılmamasına dair dava sonuna kadar İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA yönelik ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi ve bu durumun davalının denetiminde gerçekleşmesi koşuluyla devamına, ” karar verilmiştir.
C) İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesince verilen tedbir ara kararının usul ve esas açısından hukuka aykırı olduğunu, mahkemece verilmiş tedbir kararının davacıya borcunu ödememek konusunda hukuki koruma sağladığını, kurum zararı oluştuğunu, bu durumun telafisi güç zararlara sebebiyet verdiğini, tedbir kararı verilmesinin davanın esasına etki edecek bir karar olduğunu, davacının usulsüz olarak kaçak elektrik kullandığını, işbu kullanıma dair şirket personelleri tarafından tutanak tanzim edildiğini, abonelik tesisine ilişkin uygulanan tedbir kararının durum ve koşulların değişmesi, elektrik bedellerinin ödenmemesi ve müvekkilimin edimini ifaya zorlanması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan HMK’un 396 ıncı maddesi doğrultusunda ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, aksi kanaat halinde tedbirin sınırlandırılarak teminat bedelinin %100 olarak yatırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek ilk derece mahkemesinin tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
E) DELİLLER:
1- KET tutanağı
2- Davalı şirket kayıtları
3- Müzekkere cevapları
F)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın kısmen reddine ilişkin mahkeme ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ara karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı HMK’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
İhtiyati tedbir öğretide, “Kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh.714-Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere, ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlemiştir.
6100 sayılı HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Mahkemece verilen …. tarihli ihtiyati tedbir ara kararı ile itiraz üzerine … tarihinde gerekçesi yazılan … tarihli itirazın kısmen kabul kısmen reddine dair ara kararı dosyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; 6100 sayılı Kanunun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hali gerçekleşmiş olmakla; nizalı olan borç tutarı gözetilerek teminat mukabilinde verilmiştir. Mahkemece 392. madde kapsamında nizalı borç tutarı gözetilerek belirlenen teminat usule uygundur. Keza nizalı olan borç haricinde, fiili kullanıma yönelik olarak tahakkuk edecek faturaların ödenmesi koşulu da tedbir kararında hüküm altına alınmış olup, ara karar bu yönüyle de isabetlidir. Buna göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle
1- Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarihli, … Esas sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf talebinde bulunan ihtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafça yapılan yargılama giderinin dava sonunda verilecek nihai karada dikkate alınmasına,
4- İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Temyizi kabil olmayan işbu kararın işbu kararın tebliğ, kesinleştirme, harç tahsil ve artan istinaf avansının iade işlemlerinin HMK’nın 359/4. Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Kanunun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.