Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2918 E. 2022/1648 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2918
KARAR NO : 2022/1648

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 27/10/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi. Gereği düşünüldü.
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİNİN ÖZETİ :
Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin …tesisat nolu abonenin sahibi olduğunu, söz konusu abonenin bulunduğu yerin ticarethane, yem fabrikası olduğunu ve faaliyette olduğunu, elektriğin kesilmesinden dolayı müvekkilin işi aksayacağını ve mağduriyeti söz konusu olacağını, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmamasına rağmen davalı kurum tarafından kaçak elektrik cezası tahakkuk edildiğini belirterek….adresinde bulunan……tesisat nolu ticarethanede dava sonuçlanıncaya kadar elektriğin kesilmemesini yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
B) DAVALI İTİRAZ DİLEKÇESİNİN ÖZETİ :
İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin itiraz dilekçesinde özetle: davacının elektriğinin kesilmemesi yönünde verilen tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin itirazları dinlenilmeden karar kurulmak suretiye itiraz yolu açık tutulduğunu, ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz usulünün Hukuk Muhakemeleri Kanununda açık bir şekilde düzenlendiğini, dava konusu abonelikte yapılan kontrollerde “sayaca müdahale suretiyle kaçak elektrik kullandığı tespit edildiğini, bu durumda ihtiyati tedbir kararının davacıya borcunu ödememek konusunda hukuki koruma sağladığından kurum zararı oluştuğunu ve bu durumun telafisi güç zararlara sebebiyet verdiğini, tedbir kararı davanın esasına etki edecek bir karar olmadığı gibi davacının korunmasında menfaati olacak herhangi bir hakkı bulunmadığını, abonelik tesisine ilişkin uygulanan tedbir kararının durum ve koşulların değişmesi, elektrik bedellerinin ödenmemesi ve müvekkilimin edimini ifaya zorlanması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan HMK’un 396 ıncı maddesi doğrultusunda ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, aksi kanaat halinde tedbirin sınırlandırılarak teminat bedelinin %100 olarak yatırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, tarafların muvazaalı ilişkileri ile tüketip ödemedikleri birikmiş fatura borçlarından kaçınma maksatlı muvazaalı kira akdi ve devir işlemleri gerçekleştirdiklerini, bu tür bir ilişki hakkın kötüye kullanılması olup müvekkilini zararlandırma amacını taşıdığını, abonelik tesisine ilişkin talebin hukuki koruma görmemesi gerektiğini belirterek haksız tedbir kararının kaldırılmasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise tedbirin %100 TEMİNAT miktarı ve güncel faturaların ödenmesi şartı ile uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ….tarihli,….Değişik İş sayılı ek kararıyla; Somut olayda talep eden vekili tarafından müvekkilinin … numaralı aboneliğinin elektriğinin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir talep edildiğini, davacının elektrik hizmetinden yoksun kalması halinde dava konusu aboneliğin ticarethane aboneliği olduğunu, dava konusu aboneliğin kurulu bulunduğu yerin yem fabrikası olduğunu, elektriğin kesilmesi durumunda iş yerinin çalışamaz hale geleceği ve elektriğin temel ihtiyaçlardan olduğu da nazara alındığında telafisi zor ve ciddi zararların doğabileceğini, tahakkuk ettirilen dava konusu borcun mevzuata ve olaya uygun tahakkuk ettirilip ettirilmediğinin, borcun kaynağının ve miktarının yargılamayı gerektirdiğini, elektrik hizmetinden yoksunluğun davacı açısından telafisi güç zararlara sebebiyet vereceğini, olayın özelliklerine ve mevcut dosya kapsamına göre HMK 389/1 ve 390/3 maddelerindeki şartların oluştuğunu, davacı tarafça bu aşamada yaklaşık ispat şartının yerine getirildiği anlaşıldığından, dava konusu fatura bedeli olan …TL ‘nin %20’si oranında teminat yatırılması ve ……tesisat numaralı aboneliğe ait güncel elektrik faturalarının ödenmesi ve bu durumun davalının denetiminde gerçekleşmesi şartıyla aboneliğin elektriğinin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı hukuka ve usule uygun olduğu” gerekçesiyle İhtiyati tedbire itirazın REDDİNE karar verilmiştir
D) İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: İtiraz dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, davacının dava konusu ettiği abonelik ile ilgili olarak yapılan denetimde sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, verilen tedbir kararının kanunda öngörülen koşullarının gerçekleşmediği gibi emsal yargı kararlarına da aykırı olduğunu, teminatın yetersiz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
E) DELİLLER:
1-Davalı şirket kayıtları
F)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine ilişkin mahkeme ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ara karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı HMK’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
İhtiyati tedbir öğretide, “Kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh.714-Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere, ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlemiştir.
6100 sayılı HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İlk derece mahkemesince …. tarihli, … D. İş esas, ….Karar sayılı kararla ihtiyati tedbir kararı verildiği, söz konusu karara vaki itiraz üzerine itirazın duruşma açılmak suretiyle …..tarihli kararla itirazın reddine karar verildiği anlaşılmış olup, ek karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemece verilen …tarihli ihtiyati tedbir ara kararı, dosyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; 6100 sayılı Kanunun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hali gerçekleşmiş olmakla; nizalı olan borç tutarı gözetilerek uygun teminat mukabilinde verilmiştir. Mahkemece 392. madde kapsamında dava değeri gözetilerek belinlenen teminat yasaya uygundur. Keza nizalı olan borç haricinde, fiili kullanıma yönelik olarak tahakkuk edecek faturaların ödenmesi koşulu da tedbir kararında hüküm altına alınmış olup, ek karar bu yönüyle de isabetlidir. Buna göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 353/1-b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle
1- Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarihli, … sayılı Ek kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuranlar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra HMK’nun 333.maddesi uyarınca ilgililerine iadesine,
6-Temyizi kabil olmayan bu kararın, 6100 sayılı Kanunun 359/3.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılıp harç tahsil işlemlerinin yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Kanunun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 27/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.