Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2272 E. 2022/1296 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/2272
KARAR NO : 2022/1296

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 19/09/2022

Taraflar arasındaki derdest davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik davalı vekilince yapılan itirazın reddine dair yukarıda tarih numarası gösterilen İlk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı …. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirketin, … Düğün Salonu isimli işyerini işlettiğini, davalı … … … tesisat numaralı müvekkil işyeri için … tarihinden … tarihleri arasında, … aylık süre için … adet toplamda… TL fahiş oranda fatura miktarı tahakkuk ettirdiğini, davalının, bu faturaları haksız ve hukuka aykırı şekilde katlamalı şekilde tahakkuk ettirdiğini, davalı … …, müvekkil şirketin borcunu ödememesi nedeniyle elektriğin kesilerek mühürlendiğini ve müvekkilinin mühürleri sökerek usulsüz enerji kullanmaya devam ettiğini gerekçe göstererek, katlamalı fatura tahakkuk ettirdiğini, ancak davalının iddiaları ve gerekçelerinin asılsız olduğunu, zira müvekkilinin usulsüz elektrik kullanımının bulunmadığını, bununla birlikte, davalı şirket tarafından müvekkilinin işyerinde kullandığı elektriğin fiziki olarak kesilmediğini, sadece sistem üzerinden kesilmiş olarak gösterildiğini, davalı nezdinde, elektriği fiziki kestiğine dair usulüne uygun tutanaklar bulunmadığını, bu bakımdan davalının tahakkukunun, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 35/2, 35/3, 35,4 ve 43/5, 43/7 maddelerine aykırı olup; davalının düzenlediği katlamalı faturalarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile tahakkuk ettirilen faturaların iptali gerektiğini, ihtiyati tedbir taleplerinin tensiple birlikte öncelikle teminatsız kabulüne, bu kapsamda dava süresince tahakkuk edecek olan faturaların davacı tarafından ödenmesi kaydıyla dava süresince davacıya davalı tarafından elektrik enerjisi verilmesine; aynı zamanda dava süresince davalı yanın icra takibi başlatmaması, başlatılan takip varsa durdurulması yönünde ayrı ayrı tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) İLK DERECE MAHKEMESİNİN HTİYATİ TEDBİR KARARI:
İlk derece mahkemesi … tarihli ara kararı ile” uyuşmazlık konusu olan elektrik kullanımı ve borç miktarının yargılamayı gerektirmesi, elektrik enerjisinin zaruri ihtiyaç olması, kesinti halinde davacının faaliyetlerini ve iktisadi hayatını olumsuz etkileyeceği, HMK’nun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlinin gerçekleştiği,teminat miktarının nizalı borç tutarı dikkate alınarak belirlenmek suretiyle, 6100 sayılı Kanunun 392. madde uyarınca kabulü ile; tahakkuk ettirilen … TL kaçak tahakkuk bedelinin %…’si oranında teminat olan …-TL’nin yatırılması halinde tedbiren davacıya ait … tesisat no.lu aboneliğe elektrik enerjisinin sağlanmasına, verilen ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi koşuluyla devamına, teminat yatırıldığında tedbir kararının davalı kuruma gönderilmesine, bu aşamada davacı tarafça kaçak tespit tutanağına dair tarih, numara… v.s bilginin dosyaya sunulmamış olması, davadan önce icra takibi yapılıp yapılmadığına dair davacı tarafça kesin bir bilgi verilmemiş olması, İİK m. 72 uyarınca takipten önce veya sonra menfi tespit davası açılmasına göre verilebilecek ihtiyati tedbirin türünün de değişecek olması hususları dikkate alınarak ‘‘dava süresince icra takibi başlatılmamasına ya da takip başlatılmışsa takibin durdurulmasına’’ şeklindeki usulüne uygun yapılmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
C) DAVALI VEKİLİNİN İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARINA İTİRAZI:
Davalı vekili tedbir kararına itirazına ilişkin dilekçesinde; Davacı taraf lehine verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilindiği üzere Yargıtay kararları gereği, kaçak elektrik tespit tutanakları, aksi ispat edilinceye kadar resmi belge niteliğinde olduğunu, dolayısıyla ortada bir kaçak kullanım olduğunun resmi belgeyle ispat edildiğini ve bu kaçak kullanım oranında davacıya kaçak elektrik tahakkuku yapıldığını, söz konusu tahakkukun EPDK’nın belirlemiş olduğu tarifeler çerçevesinde ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinde düzenlenen oranlar üzerinden yapıldığını, davacı adına verilen tedbir kararının yegane mağdurunun müvekkil şirket olduğunu, Mahkeme tarafından verilen tedbir kararının mahiyeti itibariyle çok geniş nitelikte olup, işbu tedbir kararının müvekkiline külfet yüklediğini, elektriğin kesilmemesi yönündeki tedbir kararının, müvekkil şirketin alacağı açısından ileride telafisi imkansız ve zor sonuçlar doğuracağından tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
D) İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİNE DAİR İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesi, … tarihli gerekçeli ara kararıyla davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar vermiştir.
İlk derece mahkemesi … tarihli ara kararı ile; “davacıya ait aboneliğin bulunduğu ticarethane olup ilgili iş yerinin faal olduğu ve elektrik ihtiyacının bulunduğu, bu haliyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin oluştuğu, karşı tarafın muhtemel zararlarının önüne geçebilmek adına ihtiyati tedbir kararının teminat mukabilinde ve tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarının ödenmesi hususunun da gözetildiği; somut uyuşmazlıkta kanunen aranan şartların gerçekleştiği, hükmedilen teminatın makul olduğu, ileri sürülen sebeplerin yerinde olmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbire davalı itirazının reddine ” karar vermiştir.
E) İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, Müvekkil Şirketin 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan EPTHY ve bu yönetmelikteki hükümlere faaliyet yürüttüğünü, ihtiyati tedbir kararının borcunu ödememek hususunda davacıya hukuki koruma sağladığını, müvekkili şirkete zarar verdiğini, EPTHY’nin 15/2 maddesinin zamanında ödenmeyen borçlardan dolayı kesme yetkisi verdiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre müvekkili kurum tarafından düzenlenen tutanaklarının aksi sabit oluncaya geçerli olan resmi belge niteliğinde olduğunu, davacı tarafın elektriğin kesilmesi yönündeki tedbir talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olmasına ve ihtiyati tedbir kararını kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, itirazlarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya HMK 390/3 maddesine aykırı olduğunu, davacının yaklaşık ispat şartını yerine getirmediğini, müvekkilinin yokluğunda hukuki dinlenilme haklarının ihlal edilerek karar verildiğini, ihtiyati tedbri harcı ve yeterli teminatın alınmadığını, tedbir kararın süresinin kararda açıkça yazılması gerekirken yazılmadığın, %… teminatla ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, %… teminat alınması gerektiğini, söz konusu tedbir kararı ile davacının karşılıksız elektrik kullanmasının yolunun açılacağını, kararın müvekkili şirketi mağdur ettiğini, daha büyük zararlara yol açılmaması için ihtiyati tedbir kararın kaldırılması gerektiğini, haksız olduğunu, yasal alacaklarını tahsil etmeye çalıştıkları alacaklarını yine kanundan kaynaklı kesme yetkilerini kullandıklarını, ihtiyat tedbir kararını usul ve yasaya aykırı olduğunu ve kaldırılması gerektiğinden bahisle istinafen kaldırılmasını talep etmiştir.

F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, davalı tarafça … tesisat numaralı davacı için tahakkuk ettirilen … tarihinden … tarihleri arasında, … aylık süre için … adet toplamda … TL borçtan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, elektriğin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesinin tahakkuk ettirilen … TL kaçak tahakkuk bedelinin %25’si oranında teminat olan …-TL’nin yatırılması halinde tedbiren davacıya ait … tesisat no.lu aboneliğe elektrik enerjisinin sağlanmasına, verilen ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi koşuluyla devamına karar verilmiş, davalı şirketin ihtiyati tedbir kararına vaki itirazları ise ilk derece mahkemesinin … tarihli ara kararı ile reddedilmiştir.
Davalının istinaf başvurusu, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK’nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
HMK’nun “İhtiyati Tedbirin Şartları” kenar başlıklı 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
HMK’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hâkim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 392. maddesine göre; ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, Mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararı, dosyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; HMK’nun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlinin gerçekleştiği, mahkemece, uyuşmazlık konusunun … TL kaçak tahakkuk bedelinin %…’si oranında teminat olan …-TL tutarında teminat miktarının yeterli olduğu bu anlamda ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve tedbire itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna varılarak davalı şirket vekilin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlere, ara kararın dayandığı yasal gerekçelerde isabetsizlik bulunmamasına göre, usûl ve yasaya uygun olan Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli ilk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı … vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf talebinde bulunan tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Dairemizce verilen temyizi kabil olmayan işbu kararın HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca taraflara tebliği, harç tahsil ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 19/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.