Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1887 E. 2022/1152 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1887
KARAR NO : 2022/1152

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen ara karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi. Gereği düşünüldü.
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİNİN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, Diyarbakır İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile aleyhine yürüttükleri ilamsız icra takibinde borca itiraz edip takibin durmasına sebep olduğunu, borçlunun itirazlarıını haksız olup, itirazında kötü niyetli olduğunu, itirazın iptalinin gerektiğini, faturaya dayalı olarak müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalı borçlunun itirazına ilişkin icra takip dosyasına sunulmuş fatura ile ilgili herhangi bir açıklama getirmeyip ödeme belgesi de sunmadığını, belirterek davalının itirazının iptaline, takip bedelinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili bilahare talebini ıslah ederek müddebihi … TL olarak belirlemiştir.
B) DAVALI CEVAP DİLEKÇESİNİN ÖZETİ :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Taraflar arasında sözlü anlaşma olduğunu, bu kapsamda tüm borçların ödendiğini, ödemelerin banka vasıtasıyla yapıldığını, işçilerin primlerinin ödendiğini, mahkemece alacak miktarına yönelik hiç bir araştırma yapılmadığını, davacıya fazladan … TL ödeme yapıldığını, takip konusunu oluşturan faturanın müvekkili şirket tarafından iade fatura kesilmek suretiyle davacıya iade edildiğini, iade faturasına itiraz edilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi … tarihli, … Esas sayılı duruşma ara kararıyla ; dava dilekçesinde talep edilen ihtiyati haczin … TL bakımından kabulü ile davalının … TL bakımından menkul – gayri menkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine tarafların yüzüne karşı karar verilmiştir.
D) İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının Kanuna ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olduğunu belirtlmek suretiyle ilk derece mahkemesinin … tarihli duruşmada verdiği ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
E) DELİLLER:
1-Bir kısım ödeme dekontları
2- İcra takip dosyaları
3- Bildirge ve bordrolar
4- Faturalar
5-Müzekkere cevapları
F)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık ihtiyati haciz talebinin duruşmada yüze karşı kabul edilmesine yönelik ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati haciz İcra ve İflas Kanunu (İİK) 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İİK 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına (önceden) geçici olarak el konulmasıdır.
İhtiyati haciz, HMK 406/2. maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilmiş, ihtiyati haczin şartları ve etkileri ise İİK 257. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
“Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder” şeklindedir. Maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacze gerek yoktur.
Fakat rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı tahmin ediliyorsa, karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için, ihtiyati haciz istenebilir. Yine alacağın rehin ile temin edilmiş olmasına rağmen, istisna olarak, ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde, alacaklı (rehinle temin edilmiş olan alacağı için) ihtiyat haciz isteyebilir (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El kitabı, )
Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde, vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı, ihtiyati haciz için gerekli “yaklaşık ispat” şartının da gerçekleşmesi durumunda başka bir şart aranmaksızın ihtiyati haciz isteme hakkına sahiptir.
Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK’nun 257. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. Maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında İhtiyati haciz sebepleri ( m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” denilmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek dellilerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK’daki diğer şartlar mevcutsa, ihtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır.
İlk derece mahkemesince taraf vekillerinin katıldığı ön inceleme duruşmasında; … tarihli, … Esas sayılı tarafların yüzüne karşı verilen ihtiyati haciz kararı; bu aşamada ileri sürülen mevcut iddia ve savunmalarda taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi kurulduğunun anlaşıldığı, taraflar tacir olmakla bir birlerinden sözleşme kapsamında alacaklı – borçlu olup olmadıklarının yargılamayı gerektirdiği, dosyaya sunulan faturanın tek başına alacağın ispatına yeterli olmadığı, eser sözleşmesinde müteahitin işi yaptığını, karşı yan iş sahibinin ise buna mükabil ödemeyi ispatlaması gerektiği, bu safhada dosyaya sunulan faturanın tek başına yaklaşık ispata yeterli olmadığı, kaldı ki … TL’nin günümüz koşullarında ödenemeyecek bir tutar olmadığı hususları ile bir arada değerlendirildiğinde dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Ara kararı usul ve esas bakımından hukuka aykırı olmakla; davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerindedir.
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanununun 353/1-.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile, ilk derece mahkemesinin tarafların yüzüne karşı vermiş olduğu … tarihli, … Esas sayılı ara kararının kaldırılmasına, yukarıda belirlenen yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemekle; ihtiyati haciz talebi bakımından yeniden hüküm kurulmasına, giderek davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle :
1-) Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesinin tarafların yüzüne karşı vermiş olduğu … tarihli, … Esas sayılı ara kararının KALDIRILARAK 6100 sayılı Kanunun 353/1-b.2 maddesi uyarınca talep hakkında yeniden hüküm kurulmasına, bu suretle:
2-) Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,
3-) Davalı tarafından karşılanan istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
4-) İstinaf talebinde bulunan ihtiyati hacze itiraz eden davalı tarafça yapılan yargılama giderinin dava sonunda verilecek nihai karada dikkate alınmasına,
5-) İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-) Temyizi kabil olmayan işbu kararın işbu kararın tebliğ, kesinleştirme, harç tahsil ve artan istinaf avansının iade işlemlerinin HMK’nın 359/4. Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Kanunun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.