Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1527 E. 2022/1788 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1527
KARAR NO : 2022/1788

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/11/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİNİN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde …. poliçe numaralı …plaka sayılı araçta …..tarihinde davalı kuruma ait trafonun patlaması nedeniyle hasar meydana geldiğini, olay nedeniyle tanzim edilen yangın raporu ve hasar ekspertiz raporuna göre davalı kuruma ait trafonun patlaması neticesinde oluşan hasarda davalı şirketin kusurlu olduğunu, davacı müvekkil sigorta hasarı ile ilgili olarak sigortalısına ……TL ödeme yaptığını, davalının kusuruyla meydana gelen hasar sebebiyle sigortalıya yapılan ödemenin tahsili amacıyla ara buluculuk bürosuna başvurduğunu,….büro numarasıyla işleme alınan dosyada uzlaşmaya varılamadığını beyan ederek ……TL tazminat alacağının ….. ödeme tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) DAVALI CEVAP DİLEKÇESİNİN ÖZETİ :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet, derdestlik, zamanaşımı ve görev itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
C) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. tarihli, ……. Esas ve ……. Karar sayılı kararıyla; “Davacı sigorta şirketine sigortalı ….. plakalı aracın davalı yana ait trafonun patlaması sonucu hasar görmesinden dolayı rücuen tazminat talep edilmişse de; dava dışı araç malikinin gerçek kişi olduğu, ruhsat bilgisinden aracın hususi olduğunun belirtildiği, yukarıdaki açıklama doğrultuda sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmamış olsaydı araç malikinin açacağı davanın asliye hukuk mahkemelerinde görüleceği, bu durumda da işbu davanın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği” gerekçeleri “Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114 ve 115 mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine” karar verilmiştir.
D) İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından hem davalının hem de müvekkili şirketin ticaret şirketi olduğu hususunun göz ardı edildiğini, davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
E) HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde sunduğu ……. tarihli dava dilekçesinde; ……. tarihinde, müvekkili şirket nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan ……plakalı araçta davalıya ait trafonun patlaması sonucu araçta hasar meydana geldiğini, oluşan hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini, trafodaki patlamada davalı şirketin kusurlu olduğunu taraflarınca sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalı tarafından tazminini talep etmiş; Diyarbakır …. Asliye Hukuk Mahkemesi……. tarih ve …… Esas, K…… Karar sayılı kararı ile, Diyarbakır Yargı çevresinde müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmuş olması sebebi ile dosyanın Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, gönderme kararı sonrası Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 1. maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
Eldeki davada, davacı sigorta şirketi, kasko sigorta poliçesi ile nezdinde sigortalı olan aracın gördüğü zararı halefiyet ilkesi gereği rücuen davalıdan tahsilini talep etmektedir. Bu durumda görevli mahkemenin tayininde zarar gören ile zarara sebebiyet veren kişi arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Öte yandan, mahkemenin kabulüne göre de;
5325 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun m. 5/1 ve m. 7 hükümleri ile 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanununun m. 4(1)-a ve 7(2)-f hükümleri çerçevesinde HSK’nın 25/05/2021 tarihli ve 411 sayılı atama kararnamesi ile Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine hâkim atamaları yapılmış; HSK 1. Dairesinin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararı ile de Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine karar verilmiştir.
HSK’nın 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararında (RG-08/07/2021-31535) Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün, yeni kurulan asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesi teklifine ilişkin 30/06/2021 tarihli ve E. 21646783-668/13369 sayılı yazısı görüşülerek Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Diyarbakır ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir. Bu nedenlerle, 01/09/2021 tarihinden itibaren Diyarbakır il merkezi ve ilçelerinin yer itibariyle yetkili olduğu bütün ticarî davalar, adı geçen mahkemede görülecektir.
HSK’nun yukarıda anılan yargı çevresi belirleme kararında, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların yeni kurulan mahkemelere devredilip devredilmeyeceği konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 5235 sayılı Kanun’un 35. maddesi kapsamında verdiği 21/02/2022 tarihli ve 2022/1073 E., 2022/2686 K. sayılı yargı yeri belirlenmesine ilişkin uyuşmazlığın giderilmesine dair kararında; ‘Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, HSK’nun 07/07/2021tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerektiği’ne karar verilmiş; Daire uygulaması 21/03/2022 tarih ve E.2022/4258, K.2022/5003; 07/03/2022 tarih ve E.2022/3152, K.2022/3715 sayılı yargı yeri belirlenmesi kararları ile sürdürülmüştür.
HSK’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararına göre Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmiş olup, anılan HSK kararında derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığından, 01/09/2021 tarihinden önce açılıp da Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına giren davalarda dosyanın Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine devrine karar verilemeyecektir.
Hâl böyle iken, eldeki davanın görevli ve yetkili Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemelerince, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerekmekte olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf talebinde bulunan tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Dairemizce verilen temyizi kabil olmayan işbu kararın HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca taraflara tebliği, harç tahsil ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Kanunun 353-1-a-3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere 11/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.