Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1398 E. 2022/1493 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1398
KARAR NO : 2022/1493

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/10/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İDDİASI VE İSTEMİ:
Davacılar vekili … tarihli dava dilekçesinde; … günü, zorunlu mali mesuliyet sigortası henüz bulunmayan … plakalı aracın … İstikametinden … istikametine seyir hâlinde iken, sürücünün çok hızlı olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüjde bulunan elektrik direğine çarparak takla atması sonucu meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasında araç içerisinde bulunan davacı müvekkillerinin basit tıbbi müdahale giderilemeyecek şekilde yaralandıklarını, davacıların yaralanmalarına bağlı zararlarının ödenmesi için ….başvuru yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir müvekkili davacı için … TL’şer TL geçici, sürekli olmak üzere toplam … TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve …, … sayılı kararı ile;
“Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan parke taşı satış sözleşmesine istinaden davalı şirkete teslim edilen malların bedelinin ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … TL’nın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri davalıya tebliğ edilmemiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Aynı Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme ise Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.
Dava, tüzel kişi tacir olan taraflar arasındaki parke taşı satış sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olup, iddianın ileri sürülüş şekline göre dava ticari dava niteliğindedir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. Maddesi ile değişik 6102 sayılı yasanın 5/a. maddesinde; “bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile aynı kanunun 6325 sayılı kanunda değişiklik yapan 23. Maddesinde “(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın , dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari davalarda arabuluculuk başvurusunun dava şartı olduğu ve başvuru sonucunda düzenlenen son tutanağın dava dilekesine eklenmesinin zorunlu olduğu, son tutanak eklenmediği takdirde 1 haftalık kesin süre verilerek son tutanağın mahkemeye sunulmasının istenilebileceği, arabulucuya başvuru yapılmadan dava açıldığının anlaşılması halinde ise herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği öngörülmüştür.
Eldeki davada; davacı vekili tarafından dava açılırken arabuluculuk son tutanağı sunulmadığı gibi dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir ibareye yer verilmediği, bu durumda aralubulucuya başvuru yapılmadan davanın açıldığı anlaşılmakla 6325 sayılı Kanun’un 18/A-2 maddesi gereğince kesin süre verilmesine gerek görülmeyerek davanın HMK. 114 ve 115. Maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile “Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir.
C) İSTİNAF NEDENLERİ:
Hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 2. fıkrasında ” Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
” düzenlemesine yer verildiğini, Mahkemenin UYAP sistemi üzerinden yapacağı baist bir sorgulamadan müvekkili adına dava şartı arabuluculuk sürecini başlatmış ve bitirmiş olduklarının ortaya çıkacağını, mahkemece 1 haftalık kesin süre verilerek arabuluculuk son tutanağının ihtar edilmesi gerektiğini, nitekim mahkemenin gerekçeli kararının dosya ile alakası olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
D) DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, … tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunan ve kaza tarihi itibarıyla ZMMS poliçesi bulunmayan … plakalı araç ile seyir hâlinde iken, aracın hakimiyetini kaybederek orta refüjde bulunan elektrik direğine çarparak takla atması sonucu meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasında araç içerisinde bulunan davacı müvekkillerinin basit tıbbi müdahale giderilemeyecek şekilde yaralandıklarını, davacıların yaralanmalarına bağlı zararlarının ödenmesi için … Hesabına başvuru yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir müvekkili davacı için … TL’şer TL geçici, sürekli olmak üzere toplam … TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiş; mahkemece, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; anılan karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Anayasanın 141’inci maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir.
HMK’nun “hükmün kapsamı” kenar başlıklı 297. Maddesinin 1. Fıkrasının (c) bendi düzenlemesine göre, hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekmektedir.
HMK’nun “hukuki dinlenilme hakkı” kenar başlıklı 27. Maddesinin 2. Fıkrasının (c) bendinde ise hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirmesini” de içerdiği ifade edilmiştir.
Gerekçe, hâkimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
Hâkim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkemede, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını, ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472).
07/06/1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yeralan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
Somut olayda, davacıların trafik kazası nedeniyle uğradıkları iş görmezlik zararlarının davalı ……. tahsilini talep ettikleri, dava dilekçesi ve ekleri ile duruşma günü henüz davalı …. tebliğ edilmeden, yalnızca davacı yan huzurunda açılan ön inceleme duruşmasında, davacılar vekilinin dava öncesinde arabuluculuğa başvurduklarına dair arabuluculuk tutanağını sunmak üzere taraflarına süre verilmesini Mahkemeden talep ettiği, mahkemece, dava dilekçesinde başvuru yapıldığına dair herhangi bir açıklama yapılmadığından bahisle davacı vekilinin süre talebinin reddedildiği, akabinde yargılamaya son verilerek davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği, ancak mahkemenin gerekçeli kararında sözü edilen uyuşmazlığın somut olayla ilgili olmadığı anlaşılmış, bu durumun muhtemelen başka bir dosyada verilen karar gerekçenin mahkemece sehven yapılan hata ile yazılmış olmasından kaynaklanabileceği değerlendirilmiştir.
Hâl böyle olunca, yasanın aradığı anlamda ve denetime uygun gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, mahkemece verilen karar usûl ve yasaya uygun görülmemiştir.
Bu itibarla; mahkemece, iddia, savunma ve deliller birlikte değerlendirilerek, özellikle Anayasanın 141/3. maddesi ve HMK’nun 297. Ve 27. maddeleri kapsamında gerekçe oluşturularak, vardığı yargıyı içerir ve denetlenebilir hüküm kurulması gerektiğinden, davacılar vekilinin istinaf talebinin “kararın gerekçesiz olması” nedeniyle kabulüne, kabul edilen istinaf sebebine göre davacılar vekilinin diğer istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nun 353/1-a.6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın niteliğine göre, davacılar vekilinin işin esasına yönelik diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
4- Davalı vekilince yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.