Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1279 E. 2023/322 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. DİYARBAKIR BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1279
KARAR NO : 2023/322

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/04/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih ve numarası gösterilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACININ İDDİASI VE İSTEMİ:
Davacı vekili … tarihinde sunduğu dava dilekçesinde; Müvekkili …’ın, Mülkiyeti …’ ye ait bulunan … İli … İlçesi … Ada …,… ve … nolu Parsellerdeki Besi Çiftliği ve Entegre Tesislerini … TL bedelle davalı …Ş.’ den satın aldığını, davalı tarafından bu taşınmazların müvekkilinin adına … tarihinde devredildiğini, müvekkili tarafından devir alınan Besi Çiftliği ve entegre tesislerinde, 1 adet kesim yeri, 1 adet soğuk hava deposu, 1 adet yem fabrikası ve deposu, 1 adet idari bina ve 10 adet çiftlik bulunduğunu, müvekkilinin satın almış olduğu Besi Çiftliği ve Entegre Tesislerini faaliyete geçirmek için dilekçeyle davalı …Ş.’ye başvuru yaparak taşınmazların İnşaat Ruhsatını, Yapı Kullanım İzin Belgesini, İşletme Ruhsatını ve tesisle ilgili diğer belgeleri talep ettiğini, Davalı …Ş., müvekkiline satmış oldukları Besi Çiftliği ve Entegre Tesislerinin İnşaat Ruhsatının, Yapı Kullanım İzin Belgesinin, İşletme Ruhsatının kendilerinde mevcut bulunmadığını beyan ettiklerini, bu durumun müvekkilinin satın almış olduğu besi çiftliği ve entegre tesislerini faaliyete geçirerek işletmesine ciddi anlamda engel olduğunu, müvekkilinin, besi çiftliği ve entegre tesislerini işletmeye hazır bir tesis olarak satın almış olup, kendisine … tarafından bu tesislerin inşaat ruhsatının, yapı kullanım izin belgesinin , işletme ruhsatının ve tesisle ilgili diğer belgelerin olmadığının müvekkiline satıştan önce söylenmediğini, müvekkilinin, daha sonra besi çiftliği ve entegre tesislerinde elektriğin de kesik olduğunu öğrenince … tarihinde …’ye başvuru yaptığını, bunun üzerine … yetkilileri müvekkilini dosyanın diğer davalıları DEPSAŞ ile DEDAŞ ‘a yönlendirdiğini, müvekkilinin DEPSAŞ ile DEDAŞ’a başvuru yaparak besi çiftliği ve entegre tesislerinin elektriğinin kesik olması sebebiyle bu tesisleri faaliyete sokamadığını bu yüzden mağdur olduğunu ve ciddi anlamda maddi zararlarının oluştuğunu ifade ederek tesislerine enerji verilmesini talep ettiğini, davalılar DEPSAŞ ile DEDAŞ yetkililerinin, müvekkiline bu tesisin elektrik borcu olduğu için elektriğinin kesik olduğunu bu sebeple bu borç ödenmeden bu aboneye enerji veremeyeceklerini söylediklerini, bunun üzerine müvekkilinin, davalı …Ş. ‘ye başvuru yaparak , besi çiftliği ve entegre tesislerinin elektrik borcu sebebiyle elektriğinin kesik olduğunu, bu borç ödenmeden tesislerin bağlı bulunduğu aboneye enerji veremeyeceklerini, bu sebeple bir an önce elektrik borcunun ödenmesini istediğini, davalı …Ş.’nin elektrik borcunu ödemediğini, müvekkilinin Besi Çiftliği ve Entegre Tesislerini elektrik enerjisi olmamasından kaynaklı çalıştıramaması sebebiyle oluşan toplam ticari kazanç kaybının tespit edilmesini, bu sebeple taşınmazların başında Keşif ve Bilirkişi incelemesi yapılmasını, yargılama aşamasında ortaya çıkacak müvekkilinin ticari kazanç kaybından kaynaklanan zararları ile şimdilik 10.000,00 TL alacağın Ticari Mevduat Faizlerine uygulanan Faiz oranı üzerinden işleyecek Faizi ile birlikte davalılardan tazminine, işbu Besi Çiftliği ve Entegre Tesisleriyle ilgili başkaca dava açma, hak ve tazmin haklarını saklı tutarak, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) DAVALININ SAVUNMASI:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde: Davacı tarafından abonelik talebinde bulunulan … tesisat numaralı aboneliğin … tarihinden bu yana “…” adına kayıtlı olduğunu, halihazırda da kullanım dışı olduğundan müvekkili şirkete yöneltilen abonelik talebinin de bulunmadığını, davacı tarafça abonelik talebinde bulunmaksızın müvekkili şirketten Enerji borcundan dolayı enerjinin kesik olup mevcut borç ödendikten sonra enerjinin bırakılacağı ve abonelik tesis edileceği yönünde cevap verilmesi yönünde banka ile iç ilişkileri ve mevcut birikmiş fatura borçlarından kaçınma sorumluluk sahibi olmadığını belgeleme amaçlı talep de bulunulduğunu, iş bu talebin basiretli ve iyi niyetli karşılanarak mevcut abone, mülkiyet sahibi ve fiili kullanıcı arasındaki iç ilişkinin ve asıl borçluya ulaşılması açısından makul bulunarak talebi gibi cevap verildiğini, davacı tarafın talebi kapsamında verilen cevabın hakkın kötüye kullanımı kapsamındaki iş bu tutumun korunmayarak davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, davacı tarafın hukuki yarar taşımayan kullanım dışı olan tesisata abonelik tesisi yönünde talep de bulunması ve müvekkili şirketi keyfi uygulamada bulunduğundan bahisle itham etmesi ile bunu dava konusu yapmasının kabul görmesinin mümkün olmadığını, zira müvekkili tarafından tanzim edilen … Karar sayılı komisyon kararında abonenin bankadan ödeme alabilmek adına red yazısı talebinde bulunduğunu, … tarihinde taşınmazın satın alındığını, mevcut borcun bankadan tahsili için olumsuz yazı cevabına ihtiyaç duyulduğunun belirtildiğini, iş bu talebin fiili kullanıcı, mülkiyet sahibi ve mevcut abone arasında ki asıl faile ulaşılması ve mevcut biriken borcun tahsili için kabul görüldüğünü, uyuşmazlığın asıl muhatabı ve tarafının davalı …Ş. olduğunu ve müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle; davanın öncelikle Hukuki yarar şartı yokluğundan reddi ile husumet yokluğundan reddini savunmuştur.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde: Müvekkil şirketin elektrik dağıtım faaliyeti ile itigal ettiğini, müvekkilinin parekende satışla bağlantısının bulunmadığını, gerçek ve tüzel kişileri ile parkende sözleşmeleri DEPSAŞ’ın akdettiğini, bu nedenle davacının davasının müvekkili şirket açısından husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, her ne kadar davacı taraf kiracının borcu olduğunu iddia etmiş ise de bu hususun uygulamada kötüye kullanıldığını, söz konusu abonelerin bunu kötüye kullanıp borç bıraktıklarını, bu şekilde malik veya yeni kiracıların abonelik talep ettiklerini, bu şekilde hareket edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu sebeple hukuken de iddiaların dikkate alınmaması gerektiğini, söz konusu abonelik başvurusunun davacının da belirttiği üzere önceki borçtan dolayı DEPSAŞ tarafından ret olunduğunu, bu kapsamda zaten müvekkilinin abonelikle ilgili karar mercii de olmadığını, müvekkiline atfedilecek kusurun olmadığını, bu nedenlerle davanın müvekkili açısından öncelikle usulden reddi aksi kanaatte ise esastan reddini savunmuştur.
… vekili cevap dilekçesinde: Davacı ile diğer davalılar arasındaki elektrik enerjisiyle ilgili yapılan görüşme ve yazışmaların müvekkili banka ile ilişkisinin bulunmadığını, bundan doğmuş olan hukuki uyuşmazlıklarda müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, öncelikle husumet açısından davanın reddinin gerektiğini, müvekkili kanuni takip borçlusu … ve … adına kayıtlı iken … tarihinde müvekkili banka mülkiyetine eçen, … İli, … İlçesi, … Köyünde Kain: tapuda … pafta … parselde kayıtlı … m2 yüz ölçümlü besi çiftliği ve entegre tesisi ile müştemilatı müvekkili banka Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla satılması uygun bulunmuş olup, taraflarca akdedilen … tarihli satış ve borçlanma protokolü ile tesisin … ”a satıldığını ve söz konusu sözleşme protokolünden doğan borçların tamamının … tarihi itibariyle ödenmiş olduğunu, bu çerçevede … tarihinde … adına tapu devrinin yapıldığını, alıcı …’ın, müvekkili bankaya hitaben … tarihli dilekçesi ile eski malikin kullanımından kaynaklanan elektrik borçları nedeniyle sıkıntılar yaşandığını belirterek … TL tutarındaki elektrik borç tutarının müvekkili bankaya ödenmesini talep etmiş ve müvekkili aleyhine işbu davayı açtıklarını, dava dilekçesine konu olan …. TL elektrik borcunun müvekkili banka ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili bankanın diğer davalılar nezdinde de bir aboneliğinin bulunmadığını ve bu kurumlar tarafından gönderilmiş herhangi bir borç faturası da bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; davacı vekilince açılmış olan davanın öncelikle husumet yönünden incelenerek reddine, esas hakkındaki cevapların kabulüyle davanın reddini savunmuştur.
C) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve E…, K…. sayılı kararı ile;
“Dava, tazminat talebine ilişkindir.
Davalı …yönünden yapılan değerlendirmede;
Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumunun 27/09/2012 tarih 28424 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 12/09/2012 tarihli 4019 sayılı kurul kararı ile Elektrik Piyasası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükmü çerçevesinde, dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin dağıtım şirketleri tarafından 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan, “Dağıtım Ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul Ve Esaslar”ın kabul edilerek, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verilmiştir.
Davalı …nin elektrik dağıtım ve perakende satış hizmeti lisansına sahip olmadığı ve abonelik sözleşmeleri kapsamında bu hizmetleri sunmuyor olması, abonelik sözleşmesinin yapılması işlemlerinin … A.Ş’nin yetkisi dahilinde olduğu, davalıların farklı tüzel kişiliklere sahip olmaları nedeniyle, davalı …’a husumet yöneltilemeyeceğinden, davalı …yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Davalılar … ve … yönünden yapılan değerlendirmede;
Dava tarihinde yürürlükte bulunan ve 08.05.2014’te yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nde perakende satış sözleşmesi başvurusunun nasıl yapılacağı ve istenilecek belgeler 5. Maddenin 3. fıkrasında belirtilmiş olup, “Birinci ve ikinci fıkra kapsamında yapılan başvuruda, başvuru sahibinden, perakende satış sözleşmesinde yer verilmek üzere;
a) Başvuru sahibinin gerçek kişi olması halinde T.C. kimlik numarasını, Türk vatandaşı olmayan kişiler için pasaport numarası veya uluslararası geçerliliği olan muadili belge numarasını, kimlik bilgilerini, elektrik kullanılacak yerin adresi ile mülkiyetinin kime ait olduğunu ve kullanım yerini hangi sıfatla kullandığını,
b) İşyeri açan gerçek ve tüzel kişilerden, (a) bendine ek olarak, ayrıca ticaret unvanlarını, vergi kimlik numaralarını, bağlı bulundukları vergi dairesini, ticaret sicil numaralarını ve ticaret sicil kaydını yaptıkları ticaret sicil memurluğunun adını, beyan etmesi istenir. Perakende satış sözleşmesi işlemlerinde abone olacak gerçek ve tüzel kişilerden kimlik fotokopisi, ikametgâh belgesi, tapu fotokopisi, kira sözleşmesi, daha önce kullanımda bulunduğu yerde elektrik borcunun olmadığını gösterir “Borcu yoktur” belgesi, ticaret sicil gazetesi, vergi levhası veya vergi numarasını gösterir belge istenmez.” belirtilen Yönetmeliğin 8. maddesinin 4. fıkrasında “Bir önceki tüketicinin perakende satış sözleşmesini sonlandırmadan veya sonlandırarak ayrılması ve farklı bir gerçek veya tüzel kişinin, aynı kullanım yeri için yeni bir perakende satış sözleşmesi başvurusunda bulunması halinde görevli tedarik şirketi tarafından;
a) Önceki tüketicinin ödenmemiş borçlarının bulunması halinde, söz konusu borçlar, ilgili tüketicinin güvence bedelinden düşülmek suretiyle karşılanır ve ilgili sözleşme sona erdirilir.
b) Güvence bedelinin ödenmemiş borçları karşılamaması halinde, a) bendi kapsamında işlem yapılır ve kalan borç önceki tüketiciden tahsil edilir.
c) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca gerekli olan bilgi ve belgelerin sunulması kaydıyla yeni başvuru sahibiyle perakende satış sözleşmesi düzenlenir.” hükmünün yer aldığı, aynı maddenin 5. fıkrasında ise “Dördüncü fıkra kapsamında, bir önceki tüketicinin perakende satış sözleşmesini sonlandırmadan kullanım yerinden ayrılması halinde, görevli tedarik şirketi, yeni başvuru sahibinden söz konusu yerin kullanım hakkına sahip olduğunu belgelemesini isteyebilir.” düzenlemesinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Davacı her ne kadar abonelik talebinde bulunduğunu belirtmiş ise de gerek Mahkememize sunulan … ve … tarihli evraklar gerekse davalı kurumlara yazılan müzekkereler ile yeni abonelik başvurusunda bulunmadığı, başvuruların abonelik devrine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yeni abonelik başvurusunda bulunduğuna dair sunulan evrak ve kayıtların yeni bir başvuru içermediği yapılacak bir başvuru halinde kabul edilip edilmeyeceğine dair bilgi alınması mahiyetinde olduğu anlaşılmakla yeni bir başvuru olarak Mahkememizce değerlendirmeye alınmamıştır. Yeni başvuru yaptığı kabul edilse dahi başvuru tarihi ile yürürlükte bulunan yukarıda anılı yönetmelik uyarınca dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden usulüne uygun bir başvuru bulunmadığı ayrıca anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve 3.Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile abone müteselsilen sorumludur (YHGK’nın 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E., 2011/239 K. sayılı ve Yargıtay 3.HD’nin 2018/3406 E., 2018/6601 K. sayılı ilamları).
Davacının aboneliğe konu fabrikayı … tarihinde fiili olarak devir aldığı, … tarihinde tapu devri yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. … tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde borcun bir kısmının davacının işyerini devir aldıktan sonra oluştuğu anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporunda da vergi dairesi yoklama fişlerinden anlaşıldığı kadarıyla her ne kadar abonelik, dava dışı şahıs adına … yılından bu yana devam etmekte ise de, … yılında davacının aboneliğe konu yerde faaliyet yürüttüğü tespit edildiğinden ve tahakkuk tarihlerine göre tüketim borcundan dolayı hem abone hem de fiili kullanıcının müteselsilen sorumlu olması esası karşısında, davacıya aboneliğin devredilmemesinin haklı gerekçelere dayandığı bu suretle davacının devir talebinin kabul edilemeyeceği, yeni abonelik başvurusu bulunmamakla bulunsa dahi başvuru öncesinde söz konusu fabrikanın davacının kullanımında olduğu döneme ilişkin borcun bulunduğu bu suretle de yeni başvurunun da kabul edilemeyeceği değerlendirilmekle bu kabulden hareketle davacıya ait olan fabrikaya elektrik enerjisi verilmemesinde davalı depsaşın haklı olduğu, davalı …Ş. yönünden ise davalının gerekli belgeleri vermemesi sebebiyle elektrik enerji verilmediği iddası yönünden davacının yeni abonelik başvurusunda bulunmayışı bulunsa dahi taraflar arasında gayrimenkul satış sözleşmesi bulunması, sözleşmenin tapu devrine yönelik olması tüm kayıt ve belgeleriyle beraber tesesin devrini içermemesi sebebiyle sözleşme kapsamında davalının söz konusu belgeleri temin yükümlülüğünün bulunmadığı, abonelik devri talebi yönünden devir talebi ile birlikte davacının önceki abonenin hak yükümlülüklerini üsteleneceği dolayısı ile kendisinin başvuru öncesi borçlardan da sorumlu olacağı bu suretle mevcut borç sebebiyle elektrik enerjisi verilmemesinin yerinde olduğu kaldı ki davacının kendi dönemine ilişkin borcu ödemeden davalının sorumluluğuna gidilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu değerlendirilmekle davalılar … ve … yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesi ile “1-)Davalı …yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, 2-) Davalılar … ve …yönünden davanın reddine,” karar verilmiştir.
D) İSTİNAF NEDENLERİ:
Hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinafında; Mahkemenin davalı … yönünden yaptığı değerlendirmesine ilişkin olarak; Mahkemenin eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak verdiği kararın hukuk aykırı olduğunu, Elektrik Dağıtım yapan davalı …’nin … nolu abonenin borcundan dolayı tesise enerji vermeyerek müvekkilini zarara uğrattığını, bu abonenin borcunun müvekkiline ait olmadığını, borcun müvekkilinin tesisi devralmadan önceki döneme ilişkin olduğunu, müvekkili tesisi devraldığında tesiste enerji bulunmadığını, elektriğin önceki borçlardan dolayı kesin olduğunu, müvekkilinin olmayan bir elekriğin borcundan sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, Mahkemenin … yönünden yaptığı değerlendirilmesine ilişkin olarak; müvekkilinin yeni abonelik yönünde ve de aboneliğin devri yönünde talepleri olduğuna dair belgelerin mahkeme dosyasında mevcut olduğunu, Mahkemece, … tarihli bilirkişi raporuna haklı itirazları kabul edilerek yeni bir bilirkişiden rapor alınmış olduğu hâlde haksız, subjektif, eksik ve hatalı olan … tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurularak davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Mahkemenin davalı …Ş. yönünden yaptığı değerlendirmesine ilişkin olarak; Davalı …Ş. ‘nin kendi dönemine ait elektrik borcunu ödemeyerek, müvekkiline satıp devretmiş olduğu Besi Çiftliği ve Entegre tesislerine elektrik verilmesine veya abone devri yapılmasına engel olduğunu, burada davalı …Ş.’nin ağır kusuru bulunduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre eski malikin borcundan dolayı yeni malikin sorumlu tutulamayacağını, davada haklılıkları ortada iken mahkemenin eksik ve hatalı incelemesi ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu,
Davalı …’nin abonelik devrine izin vermediği gibi davalı …’nin kesilen elektriği açmadığı ve abonelik devrine izin vermediği gibi, yeni abonelik taleplerini de kabul etmediğini, … nolu abonenin elektrik borcunun müvekkiline ait olmayıp, müvekkilinin tesisi devralmasından önceki mülkiyeti … AŞ.’ne ait olan dönemdeki borçlar olduğunu, müvekkili tesisi devraldığında tesiste enerji olmadığını, elektriğinönceki borçtan dolayoı kesik olduğunu,
Davalılar … ve …’nin müvekkiline elektrik enerjisi vermemeleri, abonelik devri yapmamalrı ve yeni abonelik vermemeleri nedeniyle ağır kusurlu olduklarını, yine davalı …Ş.’nin keni dönemine ait borcu ödemeyerek, müvekkiline satıp devretmiş olduğu Besi çiftliği ve Entegre Tesislerine Elektrik verilmesine veya abone devri yapılmasına ve yeni abonelik yapılmasına engel olduğundan ağır kusurlu olduğunu,
müvekkili davacının yeni abonelik başvurusu yaptığına ilişkin mahkemeye sunmuş olduğu …’ne hitaben yazılmış dilekçeler olmasına ve buna ilişkin …’nin mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde abonelik başvurusunun yapılmış olduğu açıkça görülmesine rağmen, ve de …’nin müvekkilinin tesisi devralmasından önceki döneme ait elektrik borcunu bahane ederek, müvekkilinin tüm taleplerine rağmen yeni abonelik vermemesi ve asliye ticaret mahkemesinin de abonelik başvurusu talebi olmasına rağmen, başvurunun bulunmadığı şeklinde verdiği kararın haksız ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin tesisi aylık 150.000 TL kşra bedeli ile dva dışı …’ne 5+5 yıllığına kiraya verdiğini, ancak tesise elektrşk verilmediğinden kiracının sözleşmeden dönerek tesise yaptığı masrafları da müvekkilinden geri aldığını, davacı müvekkili kendisi tesiste tavuk yetiştiriciliği yapsa aylık 300.000 TL ticari kazanç elde edeceğini, kira kazanç kaybının da 5 yıl için 9.000.000 TL olduğunu, işbu davanın görevsizlik kararı verilmeden önce Diyarbakır .. Asliye Hukuk Mahkemesince talimatla Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinden Bilirkişi raporu aldırıldığını, bu raporda müvekkilinin uğramış olduğu zararın açıkça belirtildiğini, Diyarbakır … ‘nin 11. nolu celsede … tarihli ve … nolu ara kararı uyarınca Bilirkişi raporunun Objektf ve Bilimsel nitelikte olduğun belirtildiğini, müvekkilinin zararının oluştuğunun önceki ziraat bilirkişisi raporlarında ve de son alınan heyet raporunda açıkça belirtildiğini, ayrıca dinlenen tanık beyanları , mahallinde yapılan keşif ve taraflarına sunulan belgeler ve mahkemece toplanan delillerin müvekkilinin zararlarını ve mahrum kalınan karını açıkça gösterdiğini, müvekkilinin zarar görmesinden her üç davalının da ağır kusurlu olduğunu ve müteselsil sorumlulukları bulunduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili, dosyanın istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmesinin ardından … tarihinde UYAP üzerinden sunduğu dilekçesinde; Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında karar aşamasında olan davada, Diyarakır Asliye Ticaret Mahkemelerinin kuurlmasıyla, Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesince gönderme kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini ve dosyanın Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan ilk duruşmada karara çıktığını, yani davada görevsiz mahkemece karar verildiğini, buna ilişkin olarak hem istinaf dilekçesinde hem de ek beyanlarını içeren dilekçelerinde ayrıntılı olarak beyanda bulunduklarını, konuya ilişkin olarak Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen 05/09/2022 tarih ve E.2022/2225, K.2022/1493 sayılı kararının emsal nitelikte olduğunu, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibarıyla Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçirildiğini, eldeki davanın 01/09/2021 tarihinden önce, 03/04/2018 tarihinde açıldığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi ( Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olması gerektiğini, görevsiz Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesince verilen kararın usûl ve yasaya aykırı olduğunu, görev konusunun kamu düzeninden olduğunu ve bu hususun Dairemşzce resen göz önüne alınması gerektiğini belirterek, görevsiz mahkeme olan Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin inceleme konusu kararının kaldırılmasına, davanın görevli Diyarbakır … ASHM’ne gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız eylem nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, … tarihinde açtığı davada, davacı müvekkilinin … İli … İlçesi … Ada …,… ve … nolu parsellerdeki Besi Çiftliği ve Entegre Tesislerini Davalı …Ş.’den satın aldığını, elektriği kesik olan tesislerini faaliyete geçirmek için davalılar … ile … a yaptığı başvurunun reddedildiğini, bu suretle kazanç kaybı meydana geldiğini,
Davalılar davanın reddini savunmuşlar; Mahkemece; “Davalı …yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, Davalılar … ve …yönünden davanın reddine,” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eldeki dava … tarihinde, Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) nezdinde açılmış olup, davaya bakan Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 06/09/2021 tarih ve E.2018/212, K.2021/708 sayılı kararı ile; ‘Diyarbakır’da Asliye Ticaret Mahkemesi kurularak 01/09/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçtiği’nden bahisle dava dosyasının Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine devrine ve gönderilmesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiş, anılan bu karar taraflara tebliğ edilmeden, dava dosyası 09/09/2021 resen Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, dosyanın gönderildiği Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesince inceleme konusu karar verilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendine göre, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava olarak kabul edilir. Aynı kanunun4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. Tarafları ticaret şirketi olan ve ticari işletme ile ilgili olan eldeki dava nispî ticari dava olup, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu açıktır.
5325 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun
un m. 5/1 ve m. 7 hükümleri ile 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanununun m. 4(1)-a ve 7(2)-f hükümleri çerçevesinde HSK’nun 25/05/2021 tarihli ve 411 sayılı atama kararnamesi ile Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine hâkim atamaları yapılmış; HSK 1. Dairesinin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararı ile de Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine karar verilmiştir.
HSK’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararında (RG-08/07/2021-31535) Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün, yeni kurulan asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesi teklifine ilişkin 30/06/2021 tarihli ve E. 21646783-668/13369 sayılı yazısı görüşülerek Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Diyarbakır ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir. Bu nedenlerle, 01/09/2021 tarihinden itibaren Diyarbakır il merkezi ve ilçelerinin yer itibarıyla yetkili olduğu bütün ticarî davalar, adı geçen mahkemede görülecektir.
HSK’nun yukarıda anılan yargı çevresi belirleme kararında, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların yeni kurulan mahkemelere devredilip devredilmeyeceği konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 5235 sayılı Kanun’un 35. maddesi kapsamında verdiği 21/02/2022 tarihli ve 2022/1073 E., 2022/2686 K. sayılı yargı yeri belirlenmesine ilişkin uyuşmazlığın giderilmesine dair kararında; ‘Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, HSK’nun 07/07/2021tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerektiği’ne karar verilmiş; Daire uygulaması 21/03/2022 tarih ve E.2022/4258, K.2022/5003; 07/03/2022 tarih ve E.2022/3152, K.2022/3715 sayılı yargı yeri belirlenmesi kararları ile sürdürülmüştür.
Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir.
HSK’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirildiği, davanın 03/08/2018 tarihinde açıldığı, anılan HSK kararında derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığı anlaşıldığından, davanın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek sonuçlandırılması gerekirken dava dosyasının Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine devredilmesi ve Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesince resen gözetilmesi gereken görev hususu gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm verilmesi isabetsizdir.
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni ilkesi uyarınca re’sen gözetilen sebeplerle kabulü ile, ilk derece mahkemesince, davanın görev yönünden reddi ile, HMK’nun 20. maddesindeki usûl izlenerek dosyanın görevli Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine, karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine, kaldırma nedenine göre davacının sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, kamu düzenine ilişkin açıklanan nedenle kabulü ile inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-)Davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-) Davacının sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-) İstinaf eden tarafça yatırılan istinaf karar ilam harcının talebi hâlinde kendisine iadesine,
5-) İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-) Dairemiz kararının taraflara tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-g maddesi uyarınca 07/04/2023 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.