Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1271 E. 2022/868 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1271
KARAR NO : 2022/868

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kaçak Elektrik Kullanımından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/05/2022

Taraflar arasında derdest davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında verilen ihtiyati tedbir kararına karşı davalı … vekilince yapılan itirazın reddine dair ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen ara karara karşı yine davalı … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACININ TALEBİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hiçbir şekilde kaçak elektrik kullanımı olmadığı halde, davalı şirket tarafından müvekkiline ait, Tesisat No: … ve Sayaç Seri No: … olan abonelikte kaçak kullanımı olduğunu iddia ederek müvekkil hakkında, … fatura kodlu fatura ile … TL fatura düzenlediğini beyan ederek faturadaki tüm miktar ve ferilerinden borçlu bulunmadığının tespitine, yargılama devam ederken müvekkile ait iş yerinin elektriğin kesilmesi tehlikesi mevcut olduğundan derhal ara karar kurularak tedbiren dava sonuçlanıncaya kadar elektriğin kesilmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN İHTİYATİ TEDBİR KARARI:
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli ara kararı ile; “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin dosyada bulunan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlık konusu olan elektrik kullanımı ve borç miktarının yargılamayı gerektirmesi, elektrik enerjisinin zaruri ihtiyaç olması, kesinti halinde davacının faaliyetlerini ve iktisadi hayatını olumsuz etkileyeceği, HMK’nun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlinin gerçekleştiği,teminat miktarının nizalı borç tutarı dikkate alınarak belirlenmek suretiyle, 6100 sayılı Kanunun 392. madde uyarınca KABULÜ ile; tahakkuk ettirilen … TL kaçak tahakkuk bedelinin %25’si oranında teminat olan … TL’nin yatırılması halinde tedbiren davacıya ait … tesisat nolu aboneliğe elektrik enerjisinin sağlanmasına, verilen ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi koşuluyla devamına (verilen ihtiyati tedbir kabulü kararına HMK md.394/4 gereğince tarafların itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itiraz dayanağı delillerini dilekçesine eklemek suretiyle mahkememize 1 haftalık süre içerisinde verebileceği dilekçe ile itiraz edebileceği hususunun işbu tensip zaptının tebliği suretiyle ihtarına,” karar verilmiştir.
C) İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZ:
Davalı …… vekili ihtiyati tedbir kararına itirazında; davacı tarafın derhal korunmasında zorunluluk bulunan herhangi bir durumunun mevcut olmadığını, ayrıca davacının ihtiyati tedbirin unsurlarından biri olan davanın esası yönünden kendisinin yaklaşık haklılığını ispat edemediğini, ihtiyati tedbir kararının cüzi bir teminat ile verilmiş olmasının da usûl ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili ise ihtiyati tedbir kararına itirazında; alınan teminatın yüksek olduğunu beyan ederek teminatsız tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
D) İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI:
Mahkemece 05/04/2022 tarihli duruşmada taraflar dinlendikten sonra, ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiş ve gerekçeli ara karar oluşturulmuştur.
E) İSTİNAF NEDENLERİ :
İtirazın reddine yönelik ara karara karşı davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Davalı … vekili ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine dair karara yönelik istinafında; Davacı tarafından her ne kadar ihtiyati tedbir kararı talep edilmiş olsa da ihtiyati tedbir kararının uygulanması için şart koşulan teminatın %25 olarak belirlenmesinin müvekkili şirketin hak kaybına telafisi mümkün olmayan zarara sebebiyet vereceğini, kaldı ki yargılama sonuna kadar elektrik kesilmemesi yönünde ucu açık tedbire hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira elektriğin kesilmemesi yönündeki tedbir ile beraber lehine tedbir hükmedilen tarafın hukuki koruma etkisinde elektriğinin kesilmeyeceği güvencesi ile güncel elektrik borçlarını dahi ödemediğini, ucu açık tedbirin sınırlandırılması gerektiğini, HMK gereğince geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbirin çok uzun süre uygulanmadan ayakta kalmasının, kötüye kullanıma açık bir durum ortaya çıkardığını ve tedbirin amacına aykırı düştüğünü, müvekkil şirket personelleri tarafından aboneye ilişkin tutulan Kaçak tutanakları EPDK yönetmeliğinin belirlediği usule uygun eksiksiz ve okunaklı olarak düzenlendiğini, bu sebeple davacının kaçak tutanaklarına ilişkin iddia ve itirazlarının yersiz, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkil kurumun ilgili yönetmenlik uyarınca abonenin elektriğini kesme yetkisine haiz olduğunu, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere davalı kurumun haklı olduğunu, Tedbir halinde belki de ilgili abonenin tahakkuk edilen borcunu ödemeyeceğini, ilgili kararın sadece bu nedenle bile kaldırılması gerektiğini, aksi halde kaçak kullanımın önünün açılacağını, savunmaları alınmadan sadece davacının dilekcesi dikkate alınarak tedbir talebinin karara bağlanması nedeniyle savunma haklarının kısıtlandığını, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere müvekkili kurumun haklı olduğunu, davalı kurumun yürüttüğü hizmetin kamu hizmeti niteliğinde olduğunu ve herkese eşit ve adil bir şekilde hizmet sağlanması gerektiğini, oysa kanun yolları dolanılarak elektrik enerjisi sağlanan mahallin mevcut borçları bulunuyorken yeniden abonelik tesisinin yapılacak olmasının hizmetten faydalananlar arasında eşitsizliği ve adaletsizliği doğuracağını, İhtiyati tedbir kararının %25 teminat karşılığında verilmiş olmasının da usûl ve yasaya aykırı olduğunu, tedbire karar verilecekse %100 teminat karşılığında verilmedi gerektiğini belirterek tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
İstinaf incelemesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, … tesisat nıumaralı elektrik aboneliğine ilişkin olarak kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla … tarihinde tahakkuk ettirilen … TL tutarlı fatura nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talebi ile açtığı davada, ticari faaliyetleri gözetilerek elektriğin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş; İlk derece mahkemesinin … tarihli kararı ile, talebi kabul edilerek, dava konusu aboneliğe ait … TL borcun % 25’i oranında olmak üzere … TL teminat mukabilinde, güncel elektrik borçlarının ödenmesi şartı ile aboneliğin kurulu olduğu taşınmaza dava sonuçlanıncaya kadar elektrik enerjisi verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş; davalı şirketin ihtiyati tedbir kararına vaki itirazları ise ilk derece mahkemesinin … tarihli ara kararı ile reddedilmiştir.
Davalı … vekilinin istinaf başvurusu, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı HMK’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK’nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
6100 sayılı HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hâkim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 Sayılı Kanunun 392. maddesine göre; ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, Mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararı, dosyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; HMK’nun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlinin gerçekleştiği, mahkemece, davacının davalı kuruma menfi tespit talebine konu toplam borç bedeli olan …. TL’nin %25’si oranında teminat olan ….. TL olarak belirlenen teminat miktarının yeterli olduğu, bu anlamda ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve taraflar dinlendikten sonra tedbire itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna varılarak, davalı şirket vekilin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlere, ara kararın dayandığı yasal gerekçelerde isabetsizlik bulunmamasına göre, usûl ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı …. vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince esas kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dairemizce verilen kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, kararın kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 20/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.