Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/125 E. 2022/73 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. DİYARBAKIR BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/125
KARAR NO : 2022/73

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : Abonelik Tesisi
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Taraflar arasındaki derdest davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik davalı *** vekilince yapılan itirazın reddine dair yukarıda tarih numarası gösterilen İlk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı *** vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İSTEMİ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından kiralanan işyerinin daha önce işyeri sahibi tarafından dava dışı **** Şti isimli şirkete kiralandığını, bu şirketin işyerine ait *** tesisat no.lu elektrik aboneliğini kendi adına çevirdiğini ancak uzun süre elektrik borcunu ödemeden işyerinden ayrıldığını, müvekkili şirketin davalı tarafa defalarca başvuru yaparak tarafına borçsuz abonelik verilmesini talep ettiğini ancak davalı tarafın haksız bir şekilde bu talebinin abonenin önceki borçlarını gerekçe göstererek reddettiğini, davalı tarafın müvekkili şirket ile sözleşme yapmaktan kaçınmasının hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının elektrik abonelik sözleşmesi yapmamak sureti ile yarattığı muarazanın men’ine karar verilmesi ve elektrik bağlanmadığı için işyerinden istifade edemediğinden mağdur durumda olduğunu, dava sonuna kadar tedbiren *** tesisat no.lu aboneliğin elektriğinin bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B) İLK DERECE MAHKEMESİNİN HTİYATİ TEDBİR KARARI:
İlk derece mahkemesi *** tarihli ara karar ile;” 6100 sayılı Kanunun 389. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmiş olmakla; davacının ihtiyati tedbir talebinin, 6100 sayılı Kanunun 392.madde uyarınca takdiren 5.000,00 TL tutarında teminat mukabilinde kabulüne, *** tesisat no.lu aboneliğe davalı tarafça tedbiren elektrik enerjisi verilmesine, verilen ihtiyati tedbir kararının davacının tahakkuk edecek güncel elektrik faturalarını ödemesi koşuluyla devamına” karar verilmiştir.
C) DAVALI VEKİLİNİN İHTİYATİ TEDBİR ARA KARARINA İTİRAZI: Davalı vekili tedbir kararına itirazına ilişkin dilekçesinde;davada müvekkil şirkete savunma hakkı verilmeksizin dosyada tedbir kararı verilmesinin usul yasa ve hakkaniyete aykırılık oluşturduğunu, ayrıca “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmü dikkate alınmaksızın tedbire hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırılık oluşturduğunu, zira davacı taraf iddiasını ispat etmeksizin ara karar ile tedbire hükmetmiş ise de, bu durumun müvekkil şirketin savunma hakkını ihlal ettiğini, işbu sebeple yokluklarında verilen tedbir kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
D) İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİNE DAİR İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesi, HMK’nun 394/4 maddesi gereği duruşma açarak davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar vermiş ve buna ilişkin olarak 03/11/2021 tarihli gerekçeli ara kararını tesis etmiştir.
İlk derece mahkemesi 03/11/2021 tarihli ara kararı ile; ” somut uyuşmazlıkta kanunen aranan şartların gerçekleştiği, hükmedilen teminatın makul olduğu, ileri sürülen sebeplerin yerinde olmadığı” gerekçeleriyle “ihtiyati tedbir talebine itirazın reddine” karar vermiştir.
E) İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı DEPSAŞ vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkemece verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı ile davacıya borcunu ödememek konusunda hukuki koruma sağlandığından telafisi güç kurum zararına sebebiyet verildiğini belirterek istinaf incelemesi neticesinde tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalının istinaf başvurusu, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma tedbirlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK’nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir.
HMK’nun “İhtiyati Tedbirin Şartları” kenar başlıklı 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddede ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır.
HMK’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hâkim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 392. maddesine göre; ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, Mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararı, dosyaya kazandırılan belge ve bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde; HMK’nun 389.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlinin gerçekleştiği, mahkemece belirlenen teminat miktarının yeterli olduğu bu anlamda ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve tedbire itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna varılarak davalı şirket vekilin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlere, ara kararın dayandığı yasal gerekçelerde isabetsizlik bulunmamasına göre, usûl ve yasaya uygun olan Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/11/2021 tarihli ilk derece mahkemesi ara kararına karşı davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davalı *** vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
4- İstinaf talebinde bulunan tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Dairemizce verilen temyizi kabil olmayan işbu kararın HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca taraflara tebliği, harç tahsil ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 13/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.