Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1029 E. 2022/829 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1029
KARAR NO : 2022/829

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/05/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükme karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İDDİASI VE İSTEMİ:
Davacı vekili, … tarihinde sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın maliki ve diğer davalıların murisi olan müteveffa …’in sürücüsü bulunduğu … plakalı aracın … günü … ilçesinde meydana getirdiği kaza sonucu …’ın sakatlandığını, söz konusu kaza ile ilgili olarak Bismil C.Başsavcılığının … soruşturma ve … Karar sayılı kararı ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiğini, davaya konu kazada sakatlanan …’ın tazminat istemli olarak Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusu üzerine sigorta Tahkim Komisyonunu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin … tarih ve E…., K. …. sayılı kararı gereği davacı kurumun tazminat ödemeye mahkum edildiğini, müvekkili kurumun tahkim komisyonu kararına itirazının da İtiraz Hakem heyetince reddedildiğini, ve müvekkili kurumun istinaf başvurusunun da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ..Hukuk Dairesinin ….E. VE ….K. Sayılı ilamı gereği kesin olarak esastan reddedildiğini, uyuşmazlık hakem heyeti kararına dayalı olarak müvekkili kurum aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takip dosyasına müvekkili kurumca … tarihinde …. TL ödeme yapıldığını, yine icra vekâlet ücretine tekabül eden … TL gelir vergisinin kesintisinin de ilgili Vergi Dairesine ödendiğini, davacı Güvence Hesabı’nın zarara neden olan aracın kusurlu sürücüsüne ( sürücü … vefat ettiğinden yasal mirasçılarına) ve işletenine rücu etme hakkı doğduğunu, bu nedenle davalılar aleyhine Bismil İcra Dairesinde … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yasal zorunluluk gereği arabulucuya yapılan başvurudan da sonuç alınamadığın ileri sürerek, davalıların Bismil İcra Dairesinde …. Esas sayılı icra takibine vaki itirazlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
B) DAVALILARIN SAVUNMASI:

Davalılar vekili … tarihli cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinde davalı …’ın sahibi olduğu ve diğer davalıların murisinin sürücüsü olduğu aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Mesuliyet Sigortasının mevcut olduğunu, zararın tazmininin öncelikli olarak … plakalı aracı kaza tarihi olan 09/05/2013 tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Mesuliyet Sigortası ile sigortalayan …. Sigortanın karşılaması ve ancak sigorta yapılmadığı taktirde Güvence Hesabına zararın tazmini için gidilmesi gerekirken sigorta araştırması yapılmaksızın bu şekilde ödeme yoluna gidilmesiyle davalıların hiçbir ilgisinin bulunmadığını, işbu rücu alacağında davalıya herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini, bu nedenlerle davanın esastan reddinin gerektiğini, somut olayda davalı … aracın maliki olması sebebiyle rücu ödemesinin şartları vuku bulmadığı için ödemeye tabi olmadığını, aynı şekilde müteveffa …’in yasal mirasçıları olan davalılar ve diğer davalı …’ın rücu ödemesine ZMSS Poliçe Genel Şartlarının 4. Maddesinde düzenlenen şartlar yerine gelmediğinden muhatap olmadıklarını, davalıların rücu alacağının borçlusu olmadığını belirmekle ve borcu kabul etmemekle beraber icra yoluyla başlatılan bu takip her ne kadar yapılabilir olsa da kazada yaralanan …’ın kendi gerçek zararı tespit edilmeden yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuş, davacının takibe konu miktarın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
C) İNCELEME KONUSU KARAR:
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih ce E…, K…. sayılı kararı ile;
‘Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 K. sayılı kararı ile Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Diyarbakır ilinin mülki sınırları olarak belirlendiği ve kararın, 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanacağının açıkça belirtildiği, uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olayın, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabi olduğu ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmesi gerektiği, buna göre, yeni bir mahkeme kurulurken veya mahkemenin yargı çevresi yeniden belirlenirken, o mahkemenin kuruluş yasasında ya da yargı çevresini yeniden belirleyen idari kararda zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümleneceğini, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 K. sayılı kararında derdest davaların yeni yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı dışında kaldığı ve bu davalara davanın açıldığı tarihteki görevli mahkemenin bakmaya devam etmesi gerektiği’ gerekçesi ile ‘görevsizlik nedeni ile davanın HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usûlden reddine, Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Bismil … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,’ karar verilmiştir.
D) İSTİNAF NEDENLERİ:
Hükme karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yargılama konusu rücu alacağı istemli davanın TTK’nun 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari dava niteliğinde olduğunu, ve görevli mahkemenin Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı güvence hesabının trafik poliçesi olmayan araç nedeniyle trafik kazasında yaralanan hak sahiplerine ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Bismil (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde sunduğu 07/12/2020 tarihli dava dilekçesinde; 09/05/2013 günü, davalılardan ….’ın maliki, diğer davalıların murisi …’in sürücüsü olduğu …. plakalı aracın sebep olduğu kazada yaralanan ….’a, kazaya konu aracın kaza tarihinde zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmaması nedeni ile tazminat ödemesinde bulunulduğunu, adı geçene ödenen tazminatın rücuan tahsili için davalılar aleyhine Bismil İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin ise davalıların haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalıların takibine vaki itirazlarının iptalini talep etmiş; davalı davanın reddini savunmuşlardır.
Davaya bakan Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) …… tarih ve E…, K… sayılı kararı ile; ‘6102 Sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu, eldeki dava aynı Kanun’un 4/1-a maddesine göre mutlak ticari dava niteliğinde olduğundan davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği,
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli kararı ile 01/09/2021 tarihinden itibaren Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçirilmesine karar verildiği’ gerekçesi ile ‘dosyanın görevli ve yetkili Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine (Aktarılmasına)’ karar verilmiştir. anılan karar sonrası dosya Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve E…, K….. sayılı kararı ile; ‘ Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 K. sayılı kararında derdest davaların yeni yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı dışında kaldığı ve bu davalara davanın açıldığı tarihteki görevli mahkemenin bakmaya devam etmesi gerektiği’ gerekçesi ile ‘görevsizlik nedeni ile davanın HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usûlden reddine , kararın kesinleşmesini müteakip dosyanın yetkili ve görevli Bismil .. Asliye Hukuk Mahkemesine’ göndrilmesine karar verilmiş; Anılan bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 1. maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
Dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK’nun 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı TTK’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK’nun 1. maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usûle aykırılık hâlini oluşturmaktadır.
Eldeki davada, davacı güvence hesabı, ZMMS yaptırmakla yükümlü olduğu hâlde bu poliçeyi yaptırmayan kişinin ödemekle yükümlü olduğu zararı üçüncü kişiye ödediğini iddia ederek ödemek zorunda kaldığı bedelin rücuen davalılardan tahsilini etmektedir. Bu durumda görevli mahkemenin tayininde sigortasız araç sürücüsü ile ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Güvence hesabı tarafından zarar görene ödenen tazminatın zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan araç malikinden ve sürücüsünden rücuen tahsili istemine ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk mu, Asliye Ticaret Mahkemesi mi olduğu bu kapsamda ticari dava ise zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı hakkında Bölge Adliye Mahkemelerinin Kesin olarak verdikleri kararlar arasında görüş farklılıkları nedeniyle çıkan uyuşmazlığın giderilmesinde görevlendirilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi de 16/09/2021 tarih ve E.2021/17896, K.2021/4942 sayılı kararı ile; bu tür uyuşmazlıkların haksız fiilden kaynaklandığı ve genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği sonucuna varmıştır.
Buna göre, eldeki davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Öte yandan, 5325 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun
un m. 5/1 ve m. 7 hükümleri ile 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanununun m. 4(1)-a ve 7(2)-f hükümleri çerçevesinde HSK’nın 25/05/2021 tarihli ve 411 sayılı atama kararnamesi ile Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine hâkim atamaları yapılmış; HSK 1. Dairesinin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararı ile de Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine karar verilmiştir.
HSK’nın 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararında (RG-08/07/2021-31535) Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün, yeni kurulan asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesi teklifine ilişkin 30/06/2021 tarihli ve E. 21646783-668/13369 sayılı yazısı görüşülerek Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Diyarbakır ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir. Bu nedenlerle, 01/09/2021 tarihinden itibaren Diyarbakır il merkezi ve ilçelerinin yer itibariyle yetkili olduğu bütün ticarî davalar, adı geçen mahkemede görülecektir.
HSK’nun yukarıda anılan yargı çevresi belirleme kararında, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların yeni kurulan mahkemelere devredilip devredilmeyeceği konusunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 5235 sayılı Kanun’un 35. maddesi kapsamında verdiği 21/02/2022 tarihli ve 2022/1073 E., 2022/2686 K. sayılı yargı yeri belirlenmesine ilişkin uyuşmazlığın giderilmesine dair kararında; ‘Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, HSK’nun 07/07/2021tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerektiği’ne karar verilmiş; Daire uygulaması 21/03/2022 tarih ve E.2022/4258, K.2022/5003; 07/03/2022 tarih ve E.2022/3152, K.2022/3715 sayılı yargı yeri belirlenmesi kararları ile sürdürülmüştür.
HSK’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararına göre Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmiş olup, anılan HSK kararında derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığından, 01/09/2021 tarihinden önce açılıp da Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına giren davalarda dosyanın Dİyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesine devrine karar verilemeyecektir.
Hâl böyle iken, eldeki davanın görevli ve yetkili Bismil Asliye Hukuk Mahkemesince ( Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) görülmesi gerektiğinden, davalılar vekilinin istinaf başvuru bu yönüyle yerinde değildir. Kamu düzeni yönünden resen yapılan incelemede ise, Diyarbakır Asliye Tİcaret Mahkemesinin 01/03/2022 tarihli kararında, davada görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olup olmadığı hususu tartışılmadan sonuca gidilmemiş olması hatalı bulunmuş ise de, sonuç itibarıyla davanın görevsizlik nedeni ile usûlden reddine dair karar doğru olduğundan, Mahkeme kararının gerekçesi yukarıda izah edildiği şekilde resen düzeltilerek, esas hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıdaki gerekçede açıklanan nedenlerle
A-) Davalılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine kamu düzeni yönünden re’sen yapılan inceleme sonucunda: HMK’nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih ve E…, K… sayılı kararının KALDIRILARAK, HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, bu suretle:
1-)Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsizliği nedeni ile HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri yarınca davanın usûlden reddine,
2-) HMK’nun 20. maddesi uyarınca işlem yapılarak, iş bu kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin talebi hâlinde dosyanın yetkili ve görevli Bismil .. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi hâlde Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına resen karar verilmesine,
3-) HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,

B-) İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ BAKIMINDAN:
1-) Davalılar vekilince yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi hâlinde iadesine,
2-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti taktirine yer olmadığına,
3-) İstinaf eden tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-) Dairemizce kesin olarak verilen kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 13/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.