Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1003 E. 2022/1210 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1003
KARAR NO : 2022/1210

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik kazası cismani zarar nedeni ile)

KARAR TARİHİ : 09/09/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen ‘davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usûlden reddine’ dair hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A) DAVACI VEKİLİNİN İDDİASI VE İSTEMİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, … tarihinde sürücü ….’ın sevk ve idaresinde bulunan ve ….. ile davalı …. şirketine sigortalı … plaka sayılı araç ile seyir hâlinde iken karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkili ‘ya çarparak ağır yaralanmasına ve özürlü kalmasına sebep olduğunu, sürücü hakkında taksirle yaralama suçundan başlatılan soruşturmanın devam ettiğini, kaza sonrası …. Hastanesinde tedavi ve bakımı yapılan ve kaza tarihinde … yaşında olan (… doğum tarihli) davacı küçüğün aynı hastanenin sağlık kurulu raporuna göre % 16 oranında özürlü kaldığını, davacının maddi zararın tamzini istemi ile davalı …. şirketine yaptıkları başvuru neticesinde davalı …. şirketinin ibraname imzalanması koşulu 15.638 TL tazminat ödemeyi kabul ettiğini, ibraname taraflarında şerh konularak imzalandığında davalı şiketin bu miktarı taraflarına ilettiğini, ancak müvekkilinin maddi zararının bu miktarın çok üzerinde olduğunu, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere tazmini gereken miktar ile ibranamedeki miktar arasında açık orantısızlık bulunması halinde ibranamenin makbuz hükmünde olacağını, kaldı ki ibranameye konulan şerh ile fazlaya dair haklarını saklı tuttuklarını, davacı müvekkilinin geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatının ödenmesi için yaptıkları arabuluculuk başvurusundan da sonuç alamadıklarını ileri sürerek, cismani zarar ve beden gücü kaybı nedeniyle 100 TL’nin fazlaya dair hakları saklı kalmak ve poliçeden belirtilen limiti aşmamak kaydı ile ve ibraname ile ödenen miktar indirildikten sonra davalı sigortadan tahsiline karar verilmesini, alacağa temerüt tarihinden itibaren en yüksek işletme kredisi temerüt faizinin uygulanmasını talep etmiştir.
B) DAVALININ SAVUNMASI:
Davalı vekili cevabında; Davacının maluliyet tazminatının karşılanmasına yönelik kaza ile ilgili olarak uğradığı maluliyetinin tazmini için ….tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yaptığı başvuru üzerine uyuşmazlık hakem heyetinin … sayılı kararı ile ‘başvuru konusu maluliyet tazminatının ödenmesinde davalı şirketin sorumluluğu mevzuat gereği sigortalısının kusuru oranında olduğundan ve hükme esas alınan …. tarihli rapor ile ….tarihli ek rapora göre kazada yer alan ….plakalı araç sürücüsüne herhangi bir kusur izafe edilemediğinden davalı şirketin tazminat yükümlülüğünün bulunmadığı’ndan bahisle başvurucunun talebinin reddine karar verildiğini, davacının iş bu hakem kararına karşı itiraz yoluna başvurmadığını ve söz konusu kararın kesinleştiğini, eldeki dava ile sigorta tahkim komisyonuna yapılan başvurunun tarafları, konusu ve sebebinin aynı olduğunu, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin …. tarih ve E…. K… sayılı kararının eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil ettiğini, muaccel bir alacak bulunmadığından temerrüde düşmemiş olan davalı müvekkilinin yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu olmayacağını belirerek, davanın HMK’nun 114/1-i bendi uyarına reddini savunmuştur.
C) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ….sayılı kararı ile;
“…
Somut olayda, davacı taraf ….tarihli ….esas numarası üzerinden Sigorta Tahkim Uyuşmazlık Hakem Heyeti’ne başvurarak; … tarihli kaza nedeni ile yaralanmasından dolayı 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı isteminde bulunmuştur. Hakem Heyeti tarafından, adli trafik bilirkişisinden rapor alınmış ve …. tarihli … karar sayılı kararı ile davacının taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Tahkim heyeti tarafından verilen kararın ilam niteliğinde olduğu anlaşılmakla,HMK 114/i ve 115/1 – 2. maddeleri gereğince davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ( bu yönde karar bknz.: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/2167 E., 2021/1965 K.)” gerekçesi ile “Davanın HMK 114/1-i ve 115/1-2 maddeleri gereğince davanın kesin hüküm nedeniyle reddine” karar verilmiştir.
D) İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinafında, Sigorta Tahkim Komisyonuna yaptıkları başvuruda kusur durumuna ilişkin olarak savcılık aşamasında alınan bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını, komisyonda alınan raporda müvekkili ….’nın % 100 kusurlu olduğu kanaati bildirildiğini, bu rapora itirazları reddedilerek dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmediğini, ceza yargılamasının hâlen devam ettiğini ve kusura ilişkin kesin bir değerlendirme ve sonuç bulunmadığını, Mahkemece bu husus değerlendirilmeden kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usûl ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
E) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, ….günü davalı …. şirketin zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan sürücü …. sevk ve idaresinde bulunan aracın yayan vaziyette yolun karşısına geçmekte olan müvekkili davac….’a çarparak yaralanmasına ve maluliyetine sebep olduğunu ileri sürerek, kaza sonrası davalı sigortaya yaptıkları başvuru üzerine 15.638 TL ödeme aldıklarını, ancak yapılan bu ödemenin müvekkili davacının maddi zararını gidermeye yetmediğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 100 TL beden gücü kaybı zararının davalı sigortadan tahsilini talep etmiş, davalı davanın kesin hüküm nedeniyle reddini savunmuş; Mahkemece, ‘davacının … tarihinde Sigorta Tahkim Uyuşmazlık Hakem Heyetine yaptığı başvuru neticesinde hakem heyetinin ….sayılı kararı ile, adli bilirkişiden alınan rapor esas alınarak başvurucunun talebinin reddine karar verildiği, anılan bu kararın ilam niteliğinde olduğu’ gerekçesi ile HMK’nun 114/i, 115/1-2 maddeleri gereğince davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Anılan bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. fıkrasında ‘‘Tahkim sistemine üye olmak isteyenlerden katılma payı, uyuşmazlık çözümü için Komisyona başvuranlardan ise başvuru ücreti alınır. (Değişik ikinci ve üçüncü cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir. Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) İtiraz talebinde bulunmak için bu madde uyarınca belirlenen başvuru ücretinin Komisyona yatırılması şarttır. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) İtiraz üzerine hakem kararının icrası durur. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) İtiraz talebi münhasıran bu talepleri incelemek üzere Komisyon tarafından teşkil edilen hakem heyetlerince incelenir. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) İtiraz talebi hakkında işin heyete intikalinden itibaren iki ay içinde karar verilir. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) Bu uyuşmazlıklar hakkında bu madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir. (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.) Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilir. (Değişik cümle: 13/6/2012-6327/58 md.) Ancak, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her hâlükarda temyiz yolu açıktır. Temyize ilişkin usûl ve esaslar hakkında Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Davacı küçük, davalı … şirketi nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın …. tarihinde karıştığı kazada yaralanmıştır. Davacı taraf, eldeki davanın açılmasından evvel …. tarihinde davalı…. şirketi aleyhine fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 50 TL geçici, 50 TL sürekli olmak üzere toplam 100 TL işgörmezlik tazminatının davalı sigortadan tahsili için Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine başvuruda bulunmuş, başvuruya konu uyuşmazlığın yargılamasını yapan Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin …. tarihli kararı ile, Trafik Bilirkişisinden alınan ve ‘kazanın oluşumunda sürücü ….’ın kusurunun bulunmadığı, yolun karşı tarafına geçmek için kaza mahalline 100 metre mesafede kavşak giriş/çıkışını kullanmadan kontrolsüz ve koşar adımlarla bir anda taşıt yoluna giren ….’nın kazanın oluşumunda % 100 kusurlu olduğu’ kanaatini bildiren rapor ve bu rapor doğrultusunda davacının davalıdan tazminat talep edemeyeceğini bildiren aktüerya bilirkişisi raporu esas alınarak başvuru sahibinin talebinin reddine, ‘5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30/12. maddesi gereği kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere’ karar verildiği, davacının …. tarihinde tazminat istemi ile davalıya karşı arabuluculuk başvurusunda bulunduğu, tarafların anlaşmaya varamadıklarına dair Diyarbakır Arabuluculuk Bürosunun … tarihli son tutanağının tanzim edilmesinin ardından …. tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Kesin hüküm hususu HMK’nun 114/1-i maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiş olup aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması gerektiği belirtilmiş ve aynı yasanın 115. maddesi gereğince mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı hükme bağlanmıştır.
Sigorta Tahkim Komisyonunun … tarihli cevabi yazısı ile anılan bu kararın 5684 sayılı kanunun 30/16. maddesi uyarınca taraflara bildirildiği, taraflarca Komisyon nezdinde itirazda bulunulmadığı bildirilmiş, davacı yan da Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetinin …. tarihli kararına karşı itiraz hakem heyetine itiraz yoluna veya Yargıtay’a temyiz yoluna başvurduğunu ileri sürmemiştir.
Hâl böyle olunca, inceleme konusu ilk derece mahkemesince verilen davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine dair karar usûl ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davacı vekilinin inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-) İstinaf talebinde bulunan tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelenmesi dosya üzerinden yapıldığından, vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra HMK’nun 333.maddesi uyarınca ilgilisine iadesine,
6-)Kararın Dairemiz tarafından tarafından tebliğe çıkarılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 09/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.