Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2023/475 E. 2023/708 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/475
KARAR NO : 2023/708

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :Merci Tayini
KARAR TARİHİ :14/06/2023

Ergani .. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için Dairemize gönderilen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Ergani .. Asliye Hukuk Mahkemesi, “Uyuşmazlığın temeli olan davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun sigorta hukukundan kaynaklandığı, sigorta hukukunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle de davanın, TTK 4/1-a maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığı, TTK’nın 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararıyla Diyarbakır yargı çevresinde müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmasına karar verildiği, 01/09/2021 tarihi itibari ile bu mahkemelerin faaliyete geçirildiği, işbu davanın açılış tarihinin … olduğu, bu sebeple mahkemelerinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatının kalmadığı, uyuşmazlığın ihtisas mahkemesi olan Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinde çözülmesi gerektiği” gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir.
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi, “Somut olayda, davalı Güvence Hesabının zorunlu trafik sigortası bulunmayan aracın neden olduğu trafik kazasında zarar gören üçüncü kişiye ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücüye rücu ettiğini, TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi davannın söz konusu olmadığı, davalının, halefi olduğu zarara uğrayan gerçek kişi olup (yolcu konumunda), davacının sürücüsü olduğu aracın da hususi kullanıma ait olduğu, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandı, bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği” gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı vermiştir.
Karşılıklı iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar, kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir (HMK md.22/2).
Ticaret Mahkemelerinin görev alanı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/1. maddesinde; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” ifadesi ile ticari davalar ile sınırlandırılmıştır. Ticari davalar ise TTK 4. maddesinde sayılmıştır. Buna göre 4/1. maddesinde nispi ticari davalar, 4/1-a fıkrasından (f) fıkrasına kadar sayılan hususlar ise mutlak ticari davalar olarak sayılmıştır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK 4/1. maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafında tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir.
Mutlak ticari davalar ise, TTK 4/1-a maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ile yine TTK 4/1-f fıkrasına kadar sayılan yasalarda belirtilen davalar olarak sayılmıştır.
TTK’nın 1472/1. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31/03/1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17/01/1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebilir.
Somut olayda; davalı Güvence Hesabının zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan ve davacının sürücüsü olduğu aracın neden olduğu kazada zarar gören şahsa ödediği tazminatın, haksız fiilden sorumlu olan araç sürücüsü davacıdan tahsili amacıyla başlattığı icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davasıdır. Dava niteliği itibarı ile haksız fiilden kaynaklanmış olup, davacının gerçek kişi olduğu, TTK’nın 4/1. maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. (Yargıtay 4. HD, 16/09/2021 tarih ve 2021/17896 E., 4942 K.) Ankara BAM 13 HD,12/03/2019 tarih ve 2019/398 E., 2019/394 K.; İzmir BAM 6 HD, 12/05/2022 tarih ve 2022/1385 E., 2022/2065 K.)
Açıklanan nedenlerle, Ergani .. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle,
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Ergani .. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini isteminde bulunan mahkemeye gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 22/2 ve 362/1-c maddeleri gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/06/2023