Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2023/1369 E. 2023/1086 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1369
KARAR NO : 2023/1086

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :Merci Tayini
KARAR TARİHİ :24/11/2023

Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesi ve Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için Dairemize gönderilen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, kaçak elektrik tüketiminden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Diyarbakır …. Asliye Hukuk Mahkemesi “Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun(TTK) 4.-1 maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan hukuk davaları ticari dava olarak belirlenmiştir. TTK’nın 5/1 maddesine göre ticari davalara bakmakla görevli mahkeme ticaret mahkemesidir. 6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler ise 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir. Davacının borçlu olmadığını iddia ettiği aboneliğin ticarethane statüsünde olduğu ,esnaf faaliyetlerini aştığı ve dolayısıyla her iki tarafın da tacir olması nedeni ile TTK’nın ilgili hükümleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi “Somut olay hakkında yapılan değerlendirmede; eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı, davacının sıfatı hakkında yapılan araştırma neticesinde; Diyarbakır Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabından anlaşıldığı üzere davacının Ticaret Sicilinde şahıs kaydının ve şirket ortaklığının bulunmadığı, Diyarbakır Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabının eklerinden anlaşıldığı üzere gerçek usulde yıllık gelir vergisi mükellefi olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, esnaf sınırını aşmadığı, neticeten davacının tacir olmadığı, dolayısıyla görevli mahkemenin genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
6102 sayılı TTK md. 4 hükmünde, bir davanın ticarî dava niteliğinde olup olmadığının tespiti bakımından üç ayrı kıstas kabul edilmiştir:
(i) Bunlardan ilki, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ve başka hiçbir şart aranmaksızın TTK veya diğer kanunlarda ticarî sayılan davalardır (mutlak ticarî davalar). Mutlak ticarî davalar herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticarî niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardan olup; TTK md. 4(1) hükmünde (a) ilâ (f) bentlerinde sayılmıştır.
(ii) İkincisi ise, yalnızca bir ticarî işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticarî nitelikte kabul edilen davalardır. TTK md. 4(1)-son cümle hükmü uyarınca ikinci grup ticarî davalar, yalnızca bir tarafın ticarî işletmesini ilgilendiren havale, vedia (saklama) sözleşmesi ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalardır. Bu nevi davaların ticarî nitelikte sayılması için yalnızca bir tarafın ticarî işletmesiyle ilgili olması TTK’da gerekli ve yeterli görülmüştür.
(iii) Üçüncü grup ise, nispî ticarî davalar olup, TTK md. 4(1) hükmü uyarınca her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticarî dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticarî iş niteliğinde olması veya ticarî iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticarî sayılması davanın ticarî dava olması için yeterlideğildir.TTK md. 19/2 hükmü uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş niteliğindeki bir sözleşmenin diğer taraf için de ticarî sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira TTK, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı “ticarî iş” esasına göre değil, “ticarî işletme” esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması tek başına davayı ticarî dava haline getirmez.
Dava konusu uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Dolayısıyla, bu türden uyuşmazlığın ticari dava sayılabilmesi ve ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların her ikisinin de tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. Davalı taraf tüzel kişi tacir ise de, davacının tacir olup olmadığının tespit edilmesi gerekmekte olup; dosya kapsamından davacının Ticaret Sicil Müdürlüğünde şahıs kaydının veya şirket ortaklığının bulunmadığı, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığında esnaf kaydının bulunduğu, Diyarbakır Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabının eklerinden anlaşıldığı üzere gerçek usulde yıllık gelir vergisi mükellefi olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu anlaşılmakla; davacının tacir sıfatına haiz olmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacının tacir sıfatı bulunmadığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek sonuçlandırılması gereklidir. Bu sebeple, Diyarbakır …. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle,
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Diyarbakır …. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini isteminde bulunan mahkemeye gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 22/2 ve 362/1-c maddeleri gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/11/2023