Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2022/1755 E. 2023/354 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1755
KARAR NO : 2023/354

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU :Merci Tayini
KARAR YAZIM TARİHİ :17/03/2023

Bismil Asliye Hukuk Mahkemesi ve Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için Dairemize gönderilen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava; kaçak, usulsüz elektrik tespit tutanağına istinaden düzenlenen faturalara ilişkin borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Bismil Asliye Hukuk Mahkemesi, “Somut olayda uyuşmazlığın davacının ticari tarifeye tabi, ticarethane aboneliğinden kaynaklı elektrik kullanımına ilişkin olduğu, bu halde davanın, TTK’nın 4. ve devamı maddeleri gereğince ticari dava niteliğinde olduğu, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararıyla ( 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı RG) Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulmasına, söz konusu mahkemenin yargı çevresinin Diyarbakır İli mülki sınırları olarak belirlenmesine karar verildiği, dava tarihi itibariyle Diyarbakır yargı çevresinde müstakil ticaret mahkemesi bulunduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi, “Diyarbakır Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabından anlaşıldığı üzere davacının Ticaret Sicilinde şahıs kaydı veya şirket ortaklığının bulunmadığı, Diyarbakır …. Odaları Birliği Başkanlığına yazılan müzekkere cevabından anlaşıldığı üzere davacının esnaf kaydının bulunduğu, Diyarbakır Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabından anlaşıldığı üzere davacının basit usulde mükellef olduğu, faaliyetinin esnaflık kapsamında olduğu, neticeten davacının tacir olmadığı” gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiştir.
6102 sayılı TTK’nın 12. maddesine göre, “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla hakla bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Anılan Yasanın 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkanda veya sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin 2. fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı madde gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak) iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Somut olayda; Diyarbakır …… Odaları Birliği Başkanlığına yazılan müzekkere cevabından da anlaşıldığı üzere davacı esnaf odasına kayıtlı bakkal esnafı statüsünde olup, tacir olmadığı açıktır. Yukarıda açıklanan yasa hükümleri ve dosyaya celp edilen belgeler de dikkate alınmak suretiyle davaya konu edilen uyuşmazlık yönünden genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle,
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Bismil Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini isteminde bulunan mahkemeye gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 22/2 ve 362/1-c maddeleri gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/03/2023