Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/1806 E. 2023/39 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1806
KARAR NO : 2023/39

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 12/01/2023

Mahkemece yukarıda esas ve karar numarası belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf taleplerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra istinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ön incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu dosya okunup gereği düşünüldü.
TALEP:
Davacılar, davacılardan …’ın, dava dışı … Ve …’nin davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesini kefil ve ipotek veren sıfatıyla imzalamış olduğunu, davaya konu … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parselde kayıtlı … …. Kat No:… sayılı taşınmaz da kullanılan krediye istinaden davalı banka lehine ipotek verilmiş olduğunu, kredi borcunun ödenmesinde temerrüte düşülmesi nedeniyle davalı banka tarafından davaya konu taşınmaz hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmiş olduğunu, Diyarbakır … İcra Dairesi … talimat sayılı dosyada yaptırılan kıymet takdiri neticesinde davaya konu taşınmazın değerinin … TL olarak tespit edilmiş olduğunu, taşınmaz kıymet takdiri sonrasında davalı banka ile yapılan görüşmelerde davaya konu taşınmazın gerçek değerinin … TL olarak tespit edilmiş olmasına rağmen müvekkile ve/ veya müvekkilin göstereceği 3. bir kişiye geri alım (vefa) hakkı tanınması şartıyla taşınmazın değeri …. TL olarak kabul edilerek taşınmazın davalı bankaya devrine karar verilmiş olduğunu ve bu kapsamda hazırlanan protokolün taraflarca da imzalanmış olduğunu, yine protokole uygun olarak taşınmazın davacı … adına devir ve tesciline ilişkin taleplerini içerir … havale tarihli dilekçe incelendiğinde işbu davadaki haklılığı ve davalı bankanın sözleşmeyle yüklendiği edimini kötü olarak yerine getirmediğinin sabit olduğunu ileri sürerek yazılı delillerinin de göz önüne alınarak, davaya konu taşınmazın 3. kişilere devir ve temlikinin önlenebilmesi için teminatsız olarak davaya konu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemişlerdir.
CEVAP:
Davalı, HMK 390. maddesinin 3. fıkrasına aykırı olarak, tedbir talep eden taraf davanın esası yönünden davacının haklılığını yaklaşık olarak ispat etmeden, davalı bankanın beyanları alınmadan, protokoldeki davacı yana yüklenilen yükümlülüklerin yerine getirildiğine dair hiçbir delil sunulmayan iş bu dosyada verilen tedbir kararının yerinde olmadığını, bankanın 7079 sayılı kanun ile hazineye devredilmiş bir kamu bankası olduğunu, alacağının da kamu alacağı niteliğinde olup, zarara uğramaması için tedbir kararının kaldırılması gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, … tarihli ara karar ile, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, dava konusu … ili … ilçesi …. Mahallesi … Ada … Parselde kayıtlı … Blok … Kat, … nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazdaki davalının hissesi üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amaçlı ihtiyati tedbir konulmasına, takdiren dava değerinin %20’si soranında … TL tutarında HMK’nun 87. maddesine göre nakdi teminat veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu alınmasına karar verildiği, davalı vekilince ihtiyati tedbir kararına itiraz edildiği, itiraz yönünden yapılan değerlendirmede, taraflar arasında yapılan protokol hususunda çekişme olmadığı, protokol şartlarının ifası bakımından çekişme olduğu, protokol gereği davacının talebinde haklı olup olmadığının ise yargılama sonunda ortaya çıkacağı, bu aşamada HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” aynı Kanun’un 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” içerir düzenlemesi uyarınca dava dilekçesi, davacı tarafça dosyaya sunulan davacı … ile davalı banka arasında imzalandığı belirtilen protokol ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın devir ve temlikinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde davacı bakımından bu sebeple bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasının muhtemel olduğu, tarafların yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerinin yargılamayı gerektirdiği ancak sunulan belgeler dikkate alındığında ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaat oluştuğu, bu sebeplerle de HMK m. 389 vd. hükümleri uyarınca verilen ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğu gözetilerek ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı, yaklaşık ispata ilişkin sebep ve dayanakların bulunmadığını, itirazlarının asıl nedeninin murise ait olmayan mal varlığı değerleri üzerinden uygulanması olduğunu, en başından beri kendisi adına olan taşınmazlar üzerine basit bir iddia ile ihtiyati tedbir konulmasının kabul edilemez olduğunu, verilen ihtiyati tedbir kararı için teminat istenmemesi ve bunun gerekçesinin belirtilmemesinin de yasal düzenlemeye aykırılık arz ettiğini, bu nedenlerle ara kararın kaldırılmasına veya teminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, geri alım (vefa) hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı gözetilerek, kamu düzenine aykırılık teşkil eden ve bu nedenle resen gözetilmesi gereken hususlar değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğinden, davanın geri alım (vefa) hakkı hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara karara karşı davalı tarafından yapılan itirazın 07/11/2022 tarihli ara karar ile reddine ilişkin ara karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir “…kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir. (Medeni Usul Hukuku 12.Baskı Sh. 714-Prof. Dr. Muhammet Özekes) Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerine yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
Nitekim 6100 sayılı HMK’nin Onuncu Kısmının Birinci Bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi 389. madde başlığında “Geçici Hukuki Korumalar” olarak vasıflandırılış ve aynı maddenin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar da duraksamaya yer bırakamayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul işlemleri açıklanmıştır. Aynı Kanun’un 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” düzenlemesine yer verilmiş anılan hüküm ile ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu aranmıştır. Bu husus madde gerekçesinde “…Doktirinde bu yön, karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.” şeklinde ifade edilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki 6100 sayılı HMK’nin ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir.
Somut olay yukarıda açıklanan Kanun hükümleri ve ilkeler doğrultusunda değerlendirildiğinde, davanın davanın geri alım (vefa) hakkı hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil istemiyle açıldığı, gayrimenkulün aynına ilişkin ve mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan eldeki davada geri alım hakkına konu edilen … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok, … Kat … no’lu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın dava konusu edildiği, tüm dosya kapsamına göre 6100 sayılı HMK’nin 389. ve devamı maddeleri ile madde gerekçelerinde belirtilen ihtiyati tedbir koşullarının gerçekleştiği, davalının itirazlarının ve iddialarının yargılama aşamasında dikkate alınması gerektiği gözetildiğinde yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmediğinden, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas sayılı ara kararına karşı davalının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL harçtan peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince nazara alınmasına,
4-6100 sayılı HMK’nin 359/4. maddesi uyarınca Dairemiz kararının tebliği işlemlerinin ilk derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nin 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/01/2023