Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/999 E. 2023/823 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2023
KARAR TARİHİ : 03/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin …. Üniversitesi … Fakültesin’den mezun olduktan sonra öğrenim kredisi(KYK) borcunu ödemek için İstanbul’a çalışmaya gittiğini, … tarihinde …ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne iş başvurusunda bulunduğunu, söz konusu şirket tarafından kendisine Özel Güvenlik Eğitimi vereceklerini, eğitim sonunda Özel Güvenlik Sertifikası alacağını ve ayrıca kendisine ….. GÜVENLİK A.Ş de çalışabileceğini söylediklerini, ve Danışmanlık Ticaret Ltd şirketi tarafından davacı müvekkiline, söz konusu … Eğitimi için 8.200 TL eğitim ücreti olduğunu bunun için müvekkili ile … tanzim tarihli senet düzenlediklerini, müvekkilinin söz konusu eğitim için 1.500 TL peşin ücreti …organizasyon ve danışmanlık Ltd. şirketine ödediğini, Ödeme yapıldığına dair belge-dekont dilekçe ekinde dava dosyasına sunulduğunu, Müvekkilinin … tarihinde … Güvenlik A.Ş de işe girip çalışmaya başladığını ancak aradan bir hafta geçmesine rağmen .. Organizasyon ve Danışmanlık Ltd Şirketi tarafından … Eğitimi için müvekkile herhangi bir geri dönüş yapılmadığını, müvekkilinin dolandırıldığından şüphelenerek … tarihinde çalıştığı iş yerini bilgilendirerek işten ayrıldığını daha sonra … Organizasyon şirketi tarafından defalarca müvekkilini arayıp senette belirtilmiş olan borcun kendilerine verilmesini aksi takdirde hakkında icra takibi yapılacağı tehtidinde bulunduklarını, müvekkilinin ise vaat ettiği halde şirketten herhangi bir Özel Güvenlik Eğitimi almadığını, eğitim için kendilerine 1.500 TL ücret ödemiş olmasına rağmen hiçbir şekilde eğitim verilmediğini, bu sebeple şirkete herhangi bir borcu olmamasına rağmen kendisinden senette belirtilen ücreti istemesinin haksız olduğunu, neticeten dava konusu senetten borçlu olmadığı hakkında menfi tespit ve kötü niyet tazminatı talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, menfi tespit davasıdır.
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 23/12/2021 tarih, 2021/3670 Esas sayılı kararında açıklandığı ve Mahkememizce de atıf yapılmak suretiyle iştirak edildiği üzere;
TTK m. 4 hükmünde, bir davanın ticarî dava niteliğinde olup olmadığının tespiti bakımından üç ayrı kıstas kabul edilmiştir.
Bunlardan ilki, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ve başka hiçbir şart aranmaksızın TTK veya diğer kanunlarda ticarî sayılan davalardır (mutlak ticarî davalar). Mutlak ticarî davalar herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticarî niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardan olup; TTK m. 4(1) hükmünde (a) ilâ (f) bentlerinde sayılmıştır.
İkincisi ise, yalnızca bir ticarî işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticarî nitelikte kabul edilen davalardır. TTK m. 4(1)-son cümle hükmü uyarınca ikinci grup ticarî davalar, yalnızca bir tarafın ticarî işletmesini ilgilendiren havale, vedia (saklama) sözleşmesi ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalardır. Bu nevi davaların ticarî nitelikte sayılması için yalnızca bir tarafın ticarî işletmesiyle ilgili olması TTK’da gerekli ve yeterli görülmüştür.
Üçüncü grup ise, nispî ticarî davalar olup, TTK m. 4(1) hükmü uyarınca her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticarî dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticarî iş niteliğinde olması veya ticarî iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticarî sayılması davanın ticarî dava olması için yeterli değildir. TTK m. 19/2 hükmü uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş niteliğindeki bir sözleşmenin diğer taraf için de ticarî sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira TTK, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı “ticarî iş” esasına göre değil, “ticarî işletme” esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması tek başına davayı ticarî dava haline getirmez.
Öte yandan, 28/11/2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde; (k) bendinde ise tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda dava konusu bononun, davacıya davalı tarafından verilecek özel güvenlik eğitim bedeliyle ilgili olarak düzenlendiği hususunun dava dilekçesinden anlaşıldığı, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, davalı ile aralarındaki işlemin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. (Aynı yönde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 24/02/2022 tarih, 2020/2223 Esas, 2022/455 Karar sayılı kararı)
Buna göre uyuşmazlığın 6502 sayılı yasanın 73. maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Görev dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeni ile HMK nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim